erdemliyolcu neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 2 kişi takip ediyor

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlının çöküşü üzerine Mutafa Kemal tarafından artık yeni bir devlete ve yeni bir düzene ihtiyaç var denilerek saltanatın ve hilafetin kaldırılarak zemini hazırlanan ve malesef artık esas görevlerini yerine getiremeyen koca imparatorluğun yerine yeni bir kan olması düşüncesiyle uzun uğraş ve meşekkatli süreçlerden sonra yakın dost ve arkadaşları ile beraber hazırlıkları yapılmış ve 28 ekim günü "efendiler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz" demiş ve 29 Ekim 1923 te yeni ve sonuncu Türk devletini kurmuş ve artık adım atacak hali kalmamış Anadolu halkını tekrar ayağa kaldırmıştır..

vesselam...


30 Aralık 1842’de İstanbul’da doğdu. Sadrazam İbrâhim Edhem Paşa’nın oğlu, Çok yönlü bir şahsiyet olarak yetişmesinde ailesinin önemli rolü olmuştur. İlkokula Beşiktaş’ta başladı ve 1856’da Mekteb-i Maârif-i Adliyye’ye kaydoldu. 1857’de hukuk tahsili için Paris’e gitti. Burada hukuk öğrenimine devam ederken bir yandan da Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda resim dersleri aldı ve arkeolojiyle ilgilendi. Sanata ve özellikle resme olan ilgisi hukuktan daha ağır basınca zamanının ünlü ressamları olan Jean-Leon Gérôme ve Boulanger’in atölyelerinde çalıştı. 1858’de gittiği Sırbistan ve Viyana’da müzeler ve resim sergileriyle ilgili incelemelerde bulundu. Aynı yıllarda Paris’e eğitim için gönderilen Süleyman Seyyid ve Şeker Ahmed Paşa ile birlikte 1867’de II. Milletlerarası Paris Sergisi’ne katıldı. 

Osman Hamdi Bey, Paris’te bir Fransız kızla evlendi. Bu evlilikten iki kızı oldu ve on yıl sonra eşinden ayrıldı. 

1871-1872’de İki Karpuz Bir Koltuğa Sığmaz ve uçurtma isimli iki tiyatro oyunu yazdı. 

24 Şubat 1910’da Kuruçeşme’deki yalısında vefat etti. Cenaze namazı Ayasofya Camii’nde kılındı, vasiyeti gereği hayattayken pek sevdiği Eskihisar’da yazlık olarak yaptırdığı çiftlik evinin arkasındaki yamacın üstüne gömüldü

Merak ediyorum hem elektirik enerjisi üreten hemde sıcak su saylayıcı bir güneş paneli varmıdır diye merak ediyordum ve kısa bir gezintide baktım ki duayen tektilcilerimizden Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu bu konuyla alakalı yıllarıdır AR-GE faaliyetlerinde bulunuyormuş linkini paylaşıyorum.. hem elektirik hem sıcak su .. vesselam

Çok kısa bir fikrimi beyan etmek istiyorum. Ülkem enerji kaynalarının tam ortasında ama benim ülkemde fosil yakın anlamında malesef istenen seviyede değil veya öyle gösteriliyor, eskiler güney doğu da hep söyler neymiş zamanında oralarda petrol bulunmuşta batılı ülkeler ve abd üzerine 30 mt beton döküp kapatmışlar ve Türkiye enerjide dışa bağımlılığı devam etsin vs..

Ama yine de çağa ayak uydurmak zor ve imkansız değil şimdi fosil yakıt devri yakın zamanda sonlanacak yada çok azalacak, ülkemiz yaptığım kısa araştırmada güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden ve denizlerdek dalga enerjisi gibi YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI açısından oldukça elverişli bir noktada, Almanya bizim 3 te birimiz kadar güneşli gün sayısına sahip ama sadece 2017 de sanırım 150 milyar dolarlık enerji elde etmişler yani bizim bütün ülkemizin harcadığı enerjinin 3 katını üretmiş. Ülkemiz 2017 de 43 milyar dolar enerji ithal etmiş.. 

Kanımca istense her evin çatısına güneş panalleri konulur ve evin ihtiyacı olan enerji elde edilir ve 43 milyar dolar bu ülkede kalır. devlet güneş enerjisi paneli üreticisi olan yerli firmaları desteklese ve onlara ciddi ar-ge teşvikleri verse çok daha verimli panellerin üretimi de gerçekleşir ve evlere kurulum maliyetleri de düşer..

Ülkemiz malesef eğitimde hedeflediğimiz muassır medeniyetler seviyesine ulaşmamızda bize yön gösterecek seviyede değil. Biliyoruz ki ülkemiz 29 ekim 1923 te bağımsızlığını ilan etti ama şahsi kanaatim o zamandan bu zamana kadar net bir şekilde bağımsız yaşadığımızı sanmıyorum.. büyüklerden birinin dediği gibi "bir milleti yok etmek veya zayıf düşürmek istersen o milletin eğitim müfredatını boşaltın" sözü sanırım bize uygulanış ve eğitim sistemimiz ve içeriği her zaman zayıf ve bizi ileriye taşıyacak düzeye sahip olamamıştır.

Şuan devleti yöneten hükümetin bile her kazandığı seçimden sonra milli eğitiim bakanı değişmiştir yani esasen malesef bu anlamda ilerici bir hükümet programının olmayışı bence çok büyük bir hayal kırıklığıdır..

Yine konuya şuradan girecek olursak materyal eksikliği veya müfredatın eksik olması tek sorun değil evet müfredat kesinlikle çok çok önemli ve hatta ikinci dereceden öneme sahip ama ilk sırada ve çok yönlü bakıldığında büyük eksiğimiz olan NİTELİKLİ ÖĞRETMEN sayımızın azlığı veya çok çok yetersiz oluşu.. 

Dünyanın en gelişmiş eğitim sistemine sahip ülkelerinden olan FİNLANDİYA da düşünün ki eğitim fakülteleri tıp fakülteleri ayarında eğitim veriyor. Öğretmen adayları 4 yıl lisans eğitimi ve birde yüksek lisan olmak üzere en az 5  6 yıl eğitim alıyor ve kendilerini yeterli görmeyip her zaman geliştirip yenilikleri takip ediyorlar. Bunun yanında her öğretmen pedegoji alanında master derecesine sahip yani yüksek lisans zorunlu ve en az bir yabancı dili çok iyi derecede konuşabilir ve yalnış bilmiyorsam en az bir de müzik enstürümanı çalıyor.

Finlandiya da öğretmenler harici olarak devlet denetimine veya müfettif baskısına maruz kalmaz çünkü Finlandiya’daki öğretmenler son derece özgür. Devlet verdiği eğitime o kadar güveniyor ki öğretmenleri haricen bir de denetlemeye gerek duymuyor. Kendi kararlarını kendi veren öğretmenler, aynı zamanda kendi otokontrol mekanizmasına da sahip oluyorlar.Bu durumda bir rehavet ortaya çıkarmı diye düşünmüyor değil insan ama en baştan söylendiği gibi öyle üst düzey bir seçme ve eğitim sürecinden geçiyorlar ki öğretmenler bu özgürlüklerini araştırma temelli eğitim için kullanıyorlar. 

Peki bu insanlar yani öğretmenler çokmu zekiler , Hayır. öğretmen olacak adaylar birçok aşamadan geçtikten sonra fakülteye kabul ediliyor ki bunların arasında zekadan önce gelen iyi ilişkiler kurabilme, empati yapabilme, çocukların düzeyine inebilme, araştırmacı bir kişiliğe sahip olabilme gibi kriterler daha ön planda. Ayrıca öğretmenlerin staj dönemleri öyle olsunda bitsin mantığı ile değil tüm sürecin ve stajın hakkını verircesine staj dönemi yeni öğretmenler tüm günlerini okulda geçirirler, herhangi bir derse girer ve öğretmenin anlattığı dersi dinler, öğrencilerle bir araya geilr ve gelecekte öğrencilere nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğiyle ilgili konuşmalar yapılır ve hergün farklı öğrenciler ve farklı derslere girer ve yüksek düzeyde tecrübe kazanırlar.

Sonuç olarak, Finlandiya öğretmen eğitim sistemi, tamamen bağımsız ve ÖZERK,  sorumluluk sahibi, öğretmeye ve öğrenmeye aç, kendi kontrolünü kendi yapan ve hazırladığı müfredat ile araştırmacı, düşünen bireyler yetiştirmeye yönelik çalışan öğretmenler yetiştirmek için işliyor.

Bu arada öğretmenler finlandiya da muhtemelen en yüksek maaş alan meslek gruplarından biridir.

Bu konunun bize bakan tarafı nedir onuda yakında paylaşacağım ama şunu bilmek gerek 21. yüzyıldayız başka devletler yaşamak veya sömürmek için :) başka gezegenler ararken biz ne kadar gerideyiz siz düşünün.. Öğretmenlik bu ülkedeki en önemli meslek olmalı. çünkü toplumca nitelikli eğitime ihtiyaç duyuyoruz.. vesselam.


2019'da Vize İstemeyen Ülkeler!

Vize süreci seyahat severleri en çok düşündüren konulardan biri. Bir sürü evrak, zaman ve para kaybı ile çekilen sıkıntı vize almak zorunda olan herkesi rahatsız ediyor. Bu yüzden Türkiye’den vize istemeyen veya sınır kapılarında kolay vize alınabilir ülkelere seyahat planlayanlar için kısa bir çalışma yaptım umarım yardımı dokunur

Avrupa'da vize istemeyen ülkeler

  1.  Andorra:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

  2. Arnavutluk:   Türk vatandaşları her altı ay içinde ilk giriş tarihinden itibaren doksan günü aşmayan bir süre için veya              transit geçiş maksadıyla vize almadan girebilmelerini öngörmektedir

3.  Belarus:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 gün süreyle vizeden muaftır.

4.  Bosna-Hersek:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak kaydıyla bu ülkeye yapacakları ziyarette vizeden muaftır

5.  Karadağ:   Diplomatik, Hizmet, Yeşil Pasaport ile Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, Karadağ’a vizesiz giriş yapabilirler.

6.  KKTC:   Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vizesiz seyahat edilebilecek ülkeler arasında.

7.  Makedonya:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

8.  Moldova:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır. Ayrıca Moldova ile imzalanan son anlaşmaya göre bu ülkeye pasaportunuz olmasa dahi, kimliğinizle giriş yapmanız mümkün.

9.  Sırbistan:   Sırbistan’da toplam ikamet süresi, ilk giriş tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde, 6 ay içerisinde 90 günü geçmemek kaydıyla vizesiz gidilebilir.

10. Ukrayna:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları 60 güne kadar ikamet süreli yolculuklarında vizesiz seyahat edebilirler.

11. Kosova:   Umuma Mahsus Pasaport hamilleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, bu ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.


Asya’da vize istemeyen ülkeler

1. Azerbaycan:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabidir. Ancak Bakü Haydar Aliyev Havaalanında 1 aylık vize alınabilmektedir.

2. Bahreyn:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabidir.  Hususi, Hizmet ve Diplomatik Pasaport sahipleri ise 90 günü aşmamak kaydıyla, Bahreyn’e yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.

3. Doğu Timor:   Umuma Mahsus Pasaport Sahipleri vizeye tabidir.

4. Ermenistan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabidir. Umuma Mahsus Pasaport Sahibi Türk vatandaşlarına uçakla gidilmesi halinde havalimanında vize verilmektedir.

5. Filipinler:   30 güne kadar seyahatlerinizde Filipinler vizesiz olarak giriş yapabileceğiniz ülkeler arasında yer alıyor.

6. Filistin:   Türklere vize uygulanmamaktadır. Filistin’e seyahat edecek Türk vatandaşlarının İsrail vizesi almaları gerekmektedir (Mısır üzerinden Gazze Şeridi’ne girecekler hariç).

7. Hong Kong:   Pasaport geçerlilik süresi en az 6 ay olan Türk vatandaşları, Hong Kong S.A.R.’a (Special Administrative Region of The People’s Republic of China/Özel İdare Bölgesi) yapacakları turistik ve iş görüşmesi amaçlı seyahatlerinde üç ay süreyle vizeden muaftır.

8. Irak:   Yalnızca umumi pasaport sahipleri üçüncü bir ülkeye uğramadan havayoluyla doğrudan Bağdat, Basra, Necef ve Musul’a seyahatlerinde 30 gün için sınırda vize alabiliyor.  bilgi için tıklayın.

9. İran:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

10. Japonya:   Diplomatik, Hizmet, Yeşil Pasaport ile Umuma Mahsus Pasaport sahipleri Japonya’ya yapacakları seyahatlerinde 90 gün süreyle vizeden muaftır.

11. Kamboçya:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabidir. 30 güngeçerli turistik amaçlı vizeler, Kamboçya’nın ülkemizdeki Fahri Konsolosluğunun yanı sıra, sınır kapılarında da verilmektedir.

12. Katar:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

13. Kazakistan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 gün süreyle vizeden muaftır.

14. Kırgızistan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri yapacakları turistik amaçlı seyahatlerinde vizeden muaftır. Türk vatandaşları, turistik, iş ve resmi amaçlarla Kırgızistan’a intikallerinden sonraki 5 iş günü içerisinde pasaportları ile birlikte Devlet Kayıt Hizmeti Başkanlığında kayıt yaptırdıktan sonra ‘vizesiz’ ve ‘süresiz’ olarak Kırgızistan’da kalabileceklerdir.

15. Güney Kore:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

16. Lübnan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri ile Diplomatik, Hizmet ve Yeşil Pasaport sahipleri 180 gün içinde 90 günüaşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları turizm amaçlı seyahatlerinde vizeden muaftır.

17. Makau:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri bu ülkeye 30 güne kadar yapacakları seyahatlerde vizeden muaftır.

18. Maldivler:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar seyahatlerinde vizeden muaftır.

19. Malezya:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadar seyahatlerinde vizeden muaftır.

20. Moğolistan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 gün süreyle vizeden muaftır.

21. Singapur:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 günü geçmeyen turistik amaçlı seyahatlerde vizeden muaftır.

22. Sri Lanka:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabi olup, 30 güne kadar turistik amaçlı seyahatlerinde vizelerini www.eta.gov.lk internet adresinden veya ülkeye girişte sınır kapılarında alabilmektedirler.

23. Suriye:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri her altı ay içinde ilk giriş tarihinden itibaren 24. geçerli olacak şekilde doksan (90) gün ikametli seyahatlerinde vizeden muaftır.

24. Tayland:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri ise 30 güne kadar vizeden muaftır.

25. Tayvan:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşlarının, 30 güne kadar ikamet süreli tek girişli vizelerini Taipei’deki Taoyuan Uluslararası Havaalanından giriş yapmaları şartıyla sınırda harçsız almaları mümkündür.

26. Umman:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeye tabidir. Bordo pasaport sahipleri vizelerini sınır kapılarında alabilmektedirler. Diplomatik, Hizmet ve Yeşil Pasaport (Hususi pasaport) sahipleri vizeden muaftır.

27. Ürdün:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri, Ürdün’e yapacakları turizm amaçlı seyahatleri veya transit geçişlerinde, Ürdün’de toplam ikamet süresi, ilk geçiş tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde, altı ay içerisinde 90 günü geçmemek kaydıyla vizeden muaftır.

28. Özbekistan:   Türkiye vatandaşları vize almadan 30 gün boyunca Özbekistan'ı seyahat edebilir.

29. Brunei:   Bu ülkeye seyahat edecek vatandaşlarımız, pasaport türüne bakılmaksızın 30 gün süreyle vizeden muaftır.

30. Endonezya:   Umuma mahsus pasaport hamili Türk vatandaşları 30 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

31. Fiji:   Umuma Mahsus Pasaport hamilleri 90 günü aşmayan turistik seyahatlerinde vizeden muaftır.

32. Gürcistan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri bir yıla kadar seyahatlerinde vizeden muaftır. Ayrıca Gürcistan kimlik ile vizesiz seyahat edebileceğiniz ülkelerden biri.

33. Kuvety:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün için sınır kapılarında vize alabilirler.

34. Nepal:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün için sınır kapılarında vize alabilirler. 

35 Tacikistan:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 45 gün için sınır kapılarında vize alabilirler. 


Afrika’da vize istemeyen ülkeler

1. Botsvana:   Botsvana vize istemeyen ülkeler arasında yer alıyor.

2. Fas:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

3. Güney Afrika Cumhuriyeti:  Resmi ve Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türkler Güney Afrika Cumhuriyeti’ne seyahatlerinde vizeye tabi olup 30 güne kadar ikamet süreli müteaddit giriş vizelerini sınır kapılarında alabilirler.

4. Kenya:  Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları Kenya’ya varışlarından önce https://www.ecitizen.go.ke/  linkine girerek elektronik vize almaları gerekmektedir. Bunun yanı sıra Büyükelçiliklerde ve sınır kapılarında manuel vize de alınabilir.

5. Mauritius:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar seyahatlerinde vizeden muaftır.

6. Seyşeller:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

7. Svaziland:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar vizeden muaftır.

8. Tunus:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadarvizeden muaftır.

9. Togo:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri Kara sınır kapılarında ve Lome Havaalanında vize alabiliyor..

10. Zambia:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar sınırda verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler.

11. Libya:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri 90 güne kadar vizeden muaftır.

12. Gambiya:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün için vizeden muaftır. 

13. Burindi:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 30 güne kadar sınırda verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler.

14. Komor Federe İslam Cumhuriyeti :  Umuma Mahsus Pasaport sahiplerine Sınır kapısında 50 $ karşılığında vize verilmektedir

15. Madagaskar:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadar sınırda kapılarında verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler. 

16. Senegal:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri sınır kapılarında verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler. 

17. Sudan:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 100$ karşılığında 30 gün için sınırda verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler. 

18. Tanzanya:  Umuma Mahsus Pasaport sahiplerine sınır kapısında 50 $ karşılığında vize verilmektedir 

19. Uganda: Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 50$ karşılığında 90 gün için sınırda verilen vize ile seyahatlerini yapabilirler. 


Amerika Kıtası’nda vize istemeyen ülkeler

1. Antigua ve Barbuda:   Umuma mahsus pasaport sahiplerine 90 gün ikamet süreli müteaddit giriş vizeleri internet adresinden e-vize şeklinde, dış temsilciliklerimizde resen veya sınır kapılarımızda bandrol usulüyle verilebilmektedir.

2. Arjantin:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri anılan ülkeye yapacakları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

3. Bahamalar:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeden muaftır.

4. Barbados:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

5. Belize:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

6. Bolivya:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

7. Brezilya:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri anılan ülkeye yapacakları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

8. Dominik Cumhuriyeti:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi vatandaşlar vizelerini ülkeye varışta havaalanında alabilmektedirler.

9. Ekvador:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadar olan turistik amaçlı seyahatlerinde vizeden muaftır.

10. El Salvador:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır. Hizmet, Hususi ve Diplomatik Pasaport sahipleri 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

11. Guatemala:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreylevizeden muaftır.

12. Haiti:   Haiti’ye seyahat eden Umuma Mahsus Pasaport sahibi vatandaşlar Haiti’ye girişte havaalanında 10 ABD Doları karşılığında 90 gün kalma imkanı veren ve turist kartı olarak adlandırılan giriş vizesi alarak ülkeye girebilmektedir.

13. Honduras:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 gün süreyle vizeden muaftır.

14. Jamaika:   Diplomatik, Hizmet, Yeşil Pasaport  ve Umuma Mahsus Pasaport sahipleri Jamaika’ya yapacakları turistik amaçlı seyahatlerinde 90 gün süreyle vizeden muaftır.

15. Kosta Rika:   Umuma Mahsus Pasaport hamilleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.

16. Kolombiya:   Umuma Mahsus Pasaport sahibi Türk vatandaşları 90 güne kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.

17. Meksika:   Turistlik gezi olarak Meksika’ya seyahat edecek vatandaşlar, havayoluyla seyahat etmek kaydıyla 30 gün geçerli tek giriş vizelerini harçsız olarak alabilmektedirler.

18. Nikaragua:  Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeden muaftır.

19. Panama:    Diplomatik, Hizmet ve Yeşil Pasaport ve Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 6 aylık bir süre için vizeden muaf bulunmaktadırlar.

20. Paraguay:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri vizeden muaftır.

21. Peru:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla, Peru’ya yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.

22. St. Lucia:   Umuma Mahsus Pasaport  ve resmi pasaport sahipleri için Saint Lucia vizesiz gidilebilecek ülkeler arasında yer alıyor.

23. Trinidad ve Tobago:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri 30 güne kadar vizeden muaftır.

24. Uruguay:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri 90 güne kadar vizeden muaftır.

26. Venezuela:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri, 90 güne kadarki turistik amaçlı seyahatlerde vizeden muaftır.

27. Şili:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri, 90 güne kadarki turistik amaçlı seyahatlerde vizeden muaftır.

28. Britanya Virgin Adaları:   Umuma Mahsus Pasaport  sahipleri, 30 güne kadarki turistik amaçlı seyahatlerde vizeden muaftır.

29. Surinam:   Umuma Mahsus Pasaport sahipleri 90 güne kadar vizeden muaftır.


Umuma Mahsus Pasaport;  Bordo pasaport 

Diplomatik, Hizmet, Yeşil Pasaport;  Hususi pasaport

 Tarımda Hem Üretici Sayısı Azalıyor Hem Üretim Alanı 

Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten az sayıda ülkeden biri olmakla övünen Türkiye’de tarımsal üretim giderek geriliyor. 

Geçen yıl Türkiye ekonomisi toplamda yüzde 2,6 büyürken aynı yıl tarım sektöründeki büyüme oranı yüzde 1,3’te kaldı. Yine TÜİK verilerine göre 2017 yılında Türkiye’nin genel büyüme oranı yüzde 7,4 iken tarım sektöründeki büyüme yüzde 4,7 oldu. 

Bu yetmezmiş gibi tarımdaki ithalat politikası üreticiyi ciddi şekilde endişelendiriyor. On yıllardır Türkiye’de hem tarım alanlarının azaldığını hem de tarımla uğraşanların sayısının düştüğünü söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2003 yılında 2 milyon 700 binden fazla çiftçi vardı. Şimdi bu rakam 2 milyon 200 binin altına düştü. 2002 yılında ekim alanları 26 milyon hektarın üstündeydi. 2018’de 23,2 milyon hektara geriledi. Sanırım bunun ne anlama geldiğini biliyoruz ama malesef gerekli tedbirleri hala almış değiliz..

Esasında nedenleri incelemek üzere yapılan araştırmalar da ortak netice, üreticinin üretmekten kaçmasının nedeni tarımdan para kazanamaması, piyasalardaki dengesizlik, hükümetin fiyatı artan ürünleri ithal etmesi çiftçiyi endişelendiriyor. Genç nüfus büyük şehirlerde temizlikçi, kurya veya garson olmayı köyde çiftçi olmaya tercih ediyor. Köyde kalan da tarla ve arazisini işlemek yerine kiraya vermeyi veya satmayı tercih ediyor... sorunların kökeninde tarımsal girdilerin ithal edilmesidir. yani mazot dışarıdan geliyor, yem dışarıdan geliyor, aynı şekilde gübre ithal ediliyor yani tamamen dışa bağımlı haldeyiz, hala bişeylerin nasıl iyi olmasını bekliyoruz ki.

Bir üreticimiz geçen yıl 100 lr ya aldığım ilacı bu sene 250 lr ya aldım, geçen yıl 85 lr ya aldığım gübreyi bu sene 240 lr ödedim diyor. ve bunun sonu nereye varacak merak ediyorum diyor, bir kaç sene daha böyle devam ederse bir çok arazimi satacağım diyor varsa yapabilecek gelsin yapsın diyor ve umutsuzluğunu dile getiriyor

Anlayacağınız üzere tarımda üretim bu şekliyle kesinlikle sürdürülebilir değil, tarımdaki bu olumsuz gidişin tersine çevrilebilmesi mümkün, öncelikle ithalat politikasından vazgeçilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi gerekir. yerli ve milli kaynakları gerçekten harekete geçirebilirsek istenen sonuçları almamamız mümkün değil. Mesela hayvancılıkta yem hammaddesi ithal etmek yerine yem bitkisi üretimini desteklersek netice mutlak üretici açısından müspet olacaktır. Böyle bir destek verilirse bunlar rahatlıkla iç piyasadan karşılanabilir... vesselam




Akla geldiği kadarı ile 90' larda IMF bize şeker, tütün ve memur sayılarımıza  karışıp kotalar falan uygulamamızı istiyordu. şeker pancarına uygulanan kotalar yüzünden üretim azaldı fiyatlar yükseldi ve ithalat attı dolayısı ile iç piyasanın şeker ihtiyacı daha pahallı bir seviyeye çıkınca daha uzun olan glikoz şekerlerine şeker şuruplarına hatta sonraları adına çin şurubu dedikleri ne idiü belirsiz ürünler iç payasamıza girdi ki bunların tamamı kanserojen. 

Ankaralı bir çiftçimizin dediği gibi kakında bunu tüketen bütün çocukarımız 10 yaşlarına gelmeden Allah korusun KANSER olacaklar.

 Malesef ülke yöneticilerimiz yine dünya gıda lobisinin güçlü firmalarına ve uluslararası kuruluşlara teslim olmuş durumdalar, yine bir dostumun dediği gibi boşuna büyük şehir hastaneleri yapmıyorlar 

Neden! o hastanelere MÜŞTERİ lazım olacak yani hasta garantisi verilerek yapılan koca binalar var adı hasta hane.. vesselam..

İngiltere'de kamyonda cansız bedenleri bulunan mülteciler donarak öldü

İngiltere'de tır kasası içerisinde cansız bedenleri bulunan 39 mültecinin, eksi 25 derecede 15 saat kapalı kaldıkları tespit edilmiş.

39 KİŞİ -25 DERECE HAYATTA KALABİLİR Mİ?  "hiç şansları yok"

Sıcaklığın - 25 derece olduğunu söylediler, 39 kişinin donarak hayatını kaybettiğini ifade ederken, "Bu şartlar altında hiç şansları yoktu" yorumunu yaptılar.  Söz konusu soğutucu sistem, çeşitli gıda ürünleri ve taze kalması gereken bitkilerin taşınmasında da kullanılıyormuş

İşin ilginç yani bu insanlar önce bir konteyner içinde gemiyle Belçika'ya ulaşmış, ve 25 yaşında bir şöför onları İngiltere'ye getirip bir sanayi sitesi içinde ölüme terk ediyor yada yolda zaten ölüyorlar,neymiş kendisi sorguda imiş muhtemelen ödüllendirirler.. 

BENZER KOŞULLARDA YOLCULUK EDEN BİR MÜLTECİ

 2015 yılında Halep'ten Londra'ya gelen Ahmad, yaşadılarını okumuştum.

Soğuk hava deposu kamyonunda yaptığı 55 günlük yolcuğu boyunca hissedilen ölüm kokusundan söz ediyor ifade aynen şöyle "Dondurulmuş et kasalarının arasına saklanarak geçirdiğim yolculuğum kabus gibiydi. Kamyonda bulunan diğer insanlar soğuktan titreyip öksürüyordu. Orada tamamen insan kaçakçılarının vicdanına kalmış haldeydik çünkü kasa sadece dışarıdan açılabiliyordu." yolculuğu hala unutamadığını ve insanların çığlıklarını hala duyabildiğini de söyledi. Düşünebiliyormusunuz muhtemelen bunun gibi binlerce hikaye var batı diyor ki madem bana sığındın sana insan muamelesi yapmak zorunda değilim ve sana sunduğum şartlara uymak ve kabul etmek zorundasın. orada da malesef insanlar bu konularda yeterinde bilgi sahibi değil çünkü buradaki gibi devletlerin müthiş kontrolu var herşeyde. bizde ülke olarak mültecilere 40 milyar dolar para harcayalım.

Neyse konu uzar gider mesele insanlığa en büyük zulümü yine insan yapıyor.. vesselam



 

Devleti yönetenlerin sözde kamu yararına yaptığı icraatları Aliya İzzetbegoviç in kitabından kısa bir alıntı yapmak istedim ama anlamak önemli tabi…

“Umumî menfaat” veya “gaye” mantığının, insanları trajedik sonuçlara ve genel bir karışıklık ve aldatmacaya götürebildiğini gösteren açık bir örneği de yalan tarih veriyor. Komünist manifestosu ilk önce proleterlerin, burjuva aldatmacası diye ahlâkı reddettiklerini ilan etmişti. İkinci Enternasyonal ise, hakkaniyet prensibini kabul, “gaye vasıtayı takdis eder” parolasını ise reddettiğini belirtmek suretiyle, bu tutumu biraz değiştirdi.

Fakat Lenin ancak proletaryanın zaferine katkıda bulunan şey ahlâkîdir diye tekrar manifestonun pozisyonuna döndü ve bununla ahlâkı kökünden inkâr edip yeniden gayeyi kıstas olarak ortaya koydu. Lenin’in bu kaidesini tatbik eden Stalin, proletaryanın zaferi için şunları yapmanın lüzumlu ve dolayısıyla da ahlâkî olduğu kanaatine vardı:

Bundan sonrası sanki bugünü anlatıyor;

Toplama kampları kurmak,

devlet ve polis mekanizmalarım o zamana kadar görülmemiş ölçüde kuvvetlendirmek, 

en yüksek idarecilerden başlayarak mahallî idarecilere kadar iktidarın herhangi bir şekilde tenkit edilmesini önlemek ve idarecilerin YANILMAZLIĞI hakkında ki kanaati devam ettirmek, 

lider kültünü kurmak ve lidere yanılmazlık ve müstesna basiret özelliklerini atfetmek, 

herhangi bir direnişi önlemek üzere devamlı korku havasını muhafaza etmek, 

istenmeyen kişi, grup veya milletlerin topluca tasfiyesini sık sık gerçekleştirmek, 

yüksek maaş ve diğer imtiyazlarla orduyu, polisi, siyasî mekanizmayı ve aydınlardan muti olanları elde etmek, 

hakim sınıfın iaşesi için hususî depolar kurmak, 

halk kitlelerinin tam manası ile istismarını temin etmek, bütün enformasyon vasıtaları, basın, radyo ve televizyon, demokrasi, hürriyetler, hümanizm, refah, parlak istikbal, lider ve yöneticilerin faziletlerinden durmadan bahsetsinler diye, tekel altına almak, 

başka milletleri “serbest ifade edilen iradelerine uygun olarak” istilâ altında tutmak vs. vs. 

Bütün bunların “proletaryanın zaferi” için yapıldığım söylemek ve bunu durmadan tekrarlamak gerekiyordu ki, sadece caiz olmayıp, ahlâka da uygun düşsün diye bütün gözler boyandı.. vesselam

Başlıktanda anlaşılacağı üzere bu ne biçim bir durum yaa, milyar dolarlık şirket ağzımıza dolandı saçma sapan bir hata var sanırım ama acaba servis sağlayıcılarda bir sorun mu var. Twetter çöktü mü? acaba deyip bakındım internete ama bişey bulamadım bilen varsa aydınlatsın lütfen..

Dijital Hizmet Vergisi

Dijital Hizmet Vergisi yüzde 7.5 olacak. Bu verginin mükellefi dijital hizmet sağlayıcısı olacak. Türkiye'de elde edilen hasılatı 20 milyon TL'den az ise veya dünya genelinde ki hasılatı 750 milyon Euro dan az olanlar vergiden muaf.

Değerli Konut Vergisi

Değeri 5 milyon TL'nin üzerindeki konutlar için Değerli Konut Vergisi adında yeni bir vergi geldi. Değerli konut vergisi oranı yüzde 1 olarak belirlendi. 

Gerçi %1 deyip geçmeyin 5milyonda 50bin tl yapıyor devlet için iyi bir gelir kalemi. Bence de

Şimdi anladık yeni vergiler belirlenmiş daha önce dijital hizmet sağlayıcıları vergi ödemiyorlarmıydı da adını değiştirip yeni bir vergi çıkardık. ve kazançları burada 20 milyon dünyada 750 milyon Euro dan az olursa vergi ödemeyecek var mı böyle bişey o zaman evine küçük bir ek gelir elde etmek için internetten satış yapıp yılda 12bin tl yi geçince vergilendirmek ne oluyor, kime jaka satıyorsunuz ağalar, 

Ayrıca bu haberin altında bir detay daha vardı; bazı vergilerde değişikliğe gidilmiş kurumlar vergisi %18 e düşürülecek gelir vergisi dilimleride 7 basamağa yükseltilecek. sanırım devletimizin en büyük önceliği biz bu halktan nasıl daha fazla para toplarız gibi bir meşguliyetleri var. neyse şurası bir gerçek vergi olacak tabi ki devletin normal şartlarda tek gelir kalemi gibi bişey ama adaletli ve herkese eşit uygulanırsa doğru yapılmış olur. 

Eğer o gelirler sosyal adeleti tesis etmede hakkanyetli kullanılmıyorsa ki ülkemizde malesef öyle olduğunu düşünüyorum o zaman kimse vergi ödemez ve kaçmak için hertürlü yola başvurur. Bu da suç sayılır doğal olarak ama sen kalkıp koca firmaların borcunu silersen, futbolculardan adam gibi vergilerini tahsil etmezsen, en yüksek vergiyi asgari ücretliden alırsan bence vergi kaçırmak küçük mükellefler açısından suç sayılmamalı.... vesselam

Yaşadığımız ülke birçok yerle ve bölge ile kıyaslandığında cennet konumundadır, inşaalah rabbim büyük dert vermez ama bir islam ülkesi olarak ve çok köklü bir tarihe sahipliğimiz doğrultusunda daha adil yönetilmemiz gerektiğini düşünüyorum, ülkede alınan en yüksek ücret 81.250 tl ve asgari ücret 2020 tl iken arada 40 kat fark olması medeni dünya düzenine hiçyakışmayan bir tablo. Tamam arada mutlaka fark olacak ama devletin en üstünde olan kişi bir çok gideri zaten devlet ödeneklerinden yapılırken o kadar para ile ne yapıyor merak etmiyor değilim kaldı ki çocuklarının çok ciddi kazançlar elde ettiği şirketleri var ki o konuya hiç girmek istemiyorum.. neyse takdir halkındır bize düşen doğru yolda ki mücadelemize devam etmeksir. vesselam

Ülkemizde insanların yıllardır dünya gıda terörüyle başı belada desek yeridir.. sadece yakın tarihte akla gelen 1947 yılında marshall yardımları ile ülkemize sokulan ve kısırlığa veya zeka geriliğine neden olan ve o süreçten sonra da devam eden insan hayatını hiçe sayan uygulamalar mevcut, ülkemiz yönetimleri kanaatimce hiçbir zaman tam bir denetim mekanizması oluşturamadığından hem yurt içinde hemde yurt dışından kalitesiz ve hatta kanserojen bir çok gıda ve benzeri ürünler üretiliyor veya ithal ediliyor. o yüzdendir ki ülkemizde bırakın şehirde yaşayanları köylerinde doğal ortamlarında nispeten daha organik ürünler tükettiği düşünülen bir çok insan Kanser veya başkaca inorganik hastalıklara yakalanmış durumda ve bu durum devlet bütçesi açısından da ele alındığında ülkemiz sağlık harcamalarına çok yüksek ve korkunç bütçeler harcanıyor tabi bunun başlıca sebebi işi bilmez dirayetsiz yönetimler ve tabiki dünyadaki büyük sağlık kuruluşları ve  gıda teröristlerinin oluşturduğu çok yönlü LOBİ faaliyetleri sonucu insanlık kaderini olumsuz yönde etkiliyorlar..malesef bu konu ülkemiz açısından ele alındığında tarımsal faaliyetlerde ticari açıdan yerli ve organik tohumun kullanımı ve üretimi yasaklanmış, düşünün az önce saydığım ve sayamadığım gıda teröristlerinin ne kadar güçlü bir lobiye sahip olduğunu ki ülkemizde böyle bir karar aldırabiliyorlar.. Esasen bunun bir nedeni de uçsuz bucaksız tüketim alışkanlığımız, çok fazla tüketim yapıldığından ve organik tahımların verim düzeyleri muhtemelen inorganik tahımlardan daha düşük dolayısıyla gıda firmaları geçtiğimiz yüzyıl ortalarında böyle bir sürece girdi. ama buna rağmen bakıldığında o kadar aç gözlü bir dünya haline geldiki yer küre hala yüz milyonlarca insan açlık sınırı ve altında yaşamını sürdürüyor.. bununda başlıca ve tek sebebi insanlığın bütün değer yargılarının son 200 yılda kaybolduğu ve çok maddeci bir kimliğe büründüğüdür.. Reçete çok okumak, çok sorgulamak, çok istişare etmek ve çok samimi olmaktır... vesselam.

Dünyamızın son dönemde içinden geçtiği süreci eminim bir çokları bilmiyor düşünmüyor veya hiç oralı bile değil ama son açıklanan veriler ışığında tablo gerçekten çok vahim boyutlarda.. 1. dünya ülkelerinde insanlar kısmen bilinçli ama yönetimler çok umursamaz, 2. ve 3. dünya ülkelerinde hiç kimse yani halklar ve yönetimler sadece kendi dertlerine gömülmüş ve dünyanın yok oluşunun farkında olmadan izliyorlar ve sanırım bu durumdan çokta rahatsız değiller.. ama sadece devletlerin alacağı temel bazı tedbirler ve insanların da sadece yaşam alanalrı içindeki bazı prensipleri değiştirdiklerinde gerçekten çok belirgin farklılıklar ortaya çıkacaktır, önemli olan ne yaptığını bilmek ve bildiğin şeyi yapmaya karar vermektir. çok yakında bu konu ile ilgili birkaç yazıda fikir ve düşüncelerimi sizlere açıklayacağım.. vesselam..

yaa arkadaş bir millete bu kadar ihanet edilmez altındaki araç mercedes ise dokunmaya korkar yüzsüz herifler ama sıradan bir vatandaşın aracı ise düşünmeden cesaretle alır giderler sebeb sade vatandaş onlara dokunamaz da ondan kaldı ki kimse dokunamasın da adil olmak koşulu ile yoksa abuk subuk sebeplerle hiç düşünemden sadece işine geldiği gibi hareket edip istediği aracı çekip gidememeli. bugün bir dostumun aracını çekmiş yine hadsizler sebeb durağa 15 mt uzak olması gerekiyormuş ki arkadaşım 10 mt mesafeye bırakmış ama şuan çok çok defa şahit oldum durağın tam önüne araç bıraklar ama kimse en küçük bir müdahalede bulunmaz eğer gerçekten herşey kurala göre yönetilecekse ki olması gereken o ama herkese eşit olmak kaydı ile kanun sana farklı bana farklı olursa onun adı kanun değil başka bişeydir kusura bakma.. vesselam

17 8 9