Gündem#

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlının çöküşü üzerine Mutafa Kemal tarafından artık yeni bir devlete ve yeni bir düzene ihtiyaç var denilerek saltanatın ve hilafetin kaldırılarak zemini hazırlanan ve malesef artık esas görevlerini yerine getiremeyen koca imparatorluğun yerine yeni bir kan olması düşüncesiyle uzun uğraş ve meşekkatli süreçlerden sonra yakın dost ve arkadaşları ile beraber hazırlıkları yapılmış ve 28 ekim günü "efendiler yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz" demiş ve 29 Ekim 1923 te yeni ve sonuncu Türk devletini kurmuş ve artık adım atacak hali kalmamış Anadolu halkını tekrar ayağa kaldırmıştır..

vesselam...


içişleri bakanlığı'nın ad ve soyadlarda yazım ile imla hatalarının mahkeme kararı aranmaksızın değişikliğine olanak tanıyan uygulamasının ardından, 263 bin kişi ad ya da soyadını değiştirdi. 

3 Kasım'a kadar sürecek uygulama kapsamında 188 bin 129 kişi soyadını, 74 bin 708 kişi ismini düzeltti.

Bolunun merkezine çok yakın, muhafazakar kesime hitap eden bence oldukça da lüx, temiz huzurlu termal kasaba. 

Narven Termal Kasaba; adını Anadolu'da bulunan karaağaçtan alan "Sağlık Kasabası" projesidir. 450.000 m2 alanda, 1200 m uzunlukta ve 400m genişlikteki büyük bir arazide yükselen Narven Termal Kasaba, adına uygun olarak doğal ile uyumlu bir şekilde projelendirilmiştir.  Narven Termal Kasaba

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, #BarışPınarıHarekatı’nın zaferle sonuçlanması için yarından (10 ekim 2019) itibaren harekat süresince sabah namazlarından önce bütün camilerde "Fetih Suresi" okunması ve dua edilmesi için 81 il müftülüğüne bir talimat gönderdi. link

Amerika kızarsa ne olacak. Okunan Fetih surelerine ne olacak.

Şaka mısınız siz. 


Özel Ermeni mezarlığıdır. İşletmesini Surp Agop Hastesi yapmaktadır. Mezarlığın 1560 yılları civarında Ermenilerin kullanımına sunulmuş ve o günden beridir varlığını sürdürmektedir.

Akla geldiği kadarı ile 90' larda IMF bize şeker, tütün ve memur sayılarımıza  karışıp kotalar falan uygulamamızı istiyordu. şeker pancarına uygulanan kotalar yüzünden üretim azaldı fiyatlar yükseldi ve ithalat attı dolayısı ile iç piyasanın şeker ihtiyacı daha pahallı bir seviyeye çıkınca daha uzun olan glikoz şekerlerine şeker şuruplarına hatta sonraları adına çin şurubu dedikleri ne idiü belirsiz ürünler iç payasamıza girdi ki bunların tamamı kanserojen. 

Ankaralı bir çiftçimizin dediği gibi kakında bunu tüketen bütün çocukarımız 10 yaşlarına gelmeden Allah korusun KANSER olacaklar.

 Malesef ülke yöneticilerimiz yine dünya gıda lobisinin güçlü firmalarına ve uluslararası kuruluşlara teslim olmuş durumdalar, yine bir dostumun dediği gibi boşuna büyük şehir hastaneleri yapmıyorlar 

Neden! o hastanelere MÜŞTERİ lazım olacak yani hasta garantisi verilerek yapılan koca binalar var adı hasta hane.. vesselam..

Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte var olan ve son döneme kadar hizmet vermeye devam eden Şeker Fabrikaları üretmeden tüketme ekonomisine geçtiğimiz son yıllar itibari ile elimizden bir bir değil beşer beşer çıkmaya başladı,bunun neticesi olan dışa bağımlı talepleri ekonomik olarak daha ne kadar göğüsleyebiliriz onu ciddi düşünmek irdelemek ve hatta becerebilirsek konuşmak lazım gelir diye düşünüyorum.

Gözlemlediğim kadarıyla kafası yeterince çalışmayan insan davranışıdır.

Laik Seküler sınıfın kullandığı nur içinde yatsın sözüyle eş anlamlı kelime 

Saçma, anlamsız bulduğumuz taziye söylemidir. Işık olan ortamda rahat uyunmaz. Karanlıklar içinde kalsınlar.


Allah dememek için uydurulan kelime. 

İngiltere'de kamyonda cansız bedenleri bulunan mülteciler donarak öldü

İngiltere'de tır kasası içerisinde cansız bedenleri bulunan 39 mültecinin, eksi 25 derecede 15 saat kapalı kaldıkları tespit edilmiş.

39 KİŞİ -25 DERECE HAYATTA KALABİLİR Mİ?  "hiç şansları yok"

Sıcaklığın - 25 derece olduğunu söylediler, 39 kişinin donarak hayatını kaybettiğini ifade ederken, "Bu şartlar altında hiç şansları yoktu" yorumunu yaptılar.  Söz konusu soğutucu sistem, çeşitli gıda ürünleri ve taze kalması gereken bitkilerin taşınmasında da kullanılıyormuş

İşin ilginç yani bu insanlar önce bir konteyner içinde gemiyle Belçika'ya ulaşmış, ve 25 yaşında bir şöför onları İngiltere'ye getirip bir sanayi sitesi içinde ölüme terk ediyor yada yolda zaten ölüyorlar,neymiş kendisi sorguda imiş muhtemelen ödüllendirirler.. 

BENZER KOŞULLARDA YOLCULUK EDEN BİR MÜLTECİ

 2015 yılında Halep'ten Londra'ya gelen Ahmad, yaşadılarını okumuştum.

Soğuk hava deposu kamyonunda yaptığı 55 günlük yolcuğu boyunca hissedilen ölüm kokusundan söz ediyor ifade aynen şöyle "Dondurulmuş et kasalarının arasına saklanarak geçirdiğim yolculuğum kabus gibiydi. Kamyonda bulunan diğer insanlar soğuktan titreyip öksürüyordu. Orada tamamen insan kaçakçılarının vicdanına kalmış haldeydik çünkü kasa sadece dışarıdan açılabiliyordu." yolculuğu hala unutamadığını ve insanların çığlıklarını hala duyabildiğini de söyledi. Düşünebiliyormusunuz muhtemelen bunun gibi binlerce hikaye var batı diyor ki madem bana sığındın sana insan muamelesi yapmak zorunda değilim ve sana sunduğum şartlara uymak ve kabul etmek zorundasın. orada da malesef insanlar bu konularda yeterinde bilgi sahibi değil çünkü buradaki gibi devletlerin müthiş kontrolu var herşeyde. bizde ülke olarak mültecilere 40 milyar dolar para harcayalım.

Neyse konu uzar gider mesele insanlığa en büyük zulümü yine insan yapıyor.. vesselam



 

Aracınız çekici üzerinden kayıp düşerse sorumluluk kabul etmeyen kurumun adı : trafik vakfıdır

Eğer aracınız otobüs durağına minimum 15m mesafede değilse aracınızı güle oynaya çeken kurum. 

Ey diyanet her yeri cami yaptın ama içini cemaatle dolduramadın. 

148 49 50