Neler oluyor
- contagion (2011) (2)
- genç hoca (1)
- modern rehinciler (1)
- babam ve oğlum (5)
- organize işler: sazan sarmalı (2019) (2)
- a haber (4)
- duvar yazıları (27)
- aşk-ı memnun (1)
- size ilham verecek 12 film (8)
- atv (1)
- netflix tiktok'a rakip mi oluyor. (1)
- araplar osmanlı karşıtı dizi yapmış (4)
- dizi süreleri (1)
- türk sinema tarihinin en ateşli öpüşme sahnesi (10)
- atv ve ahaber (0)
- netflix'i kapatıyoruz (1)
- blutv (2)
- celasun (2)
- internethaber (2)
- clouds (1)
- prison break (1)
- masumlar apartmanı (2)
- lcdp 4.sezon (1)
- blutv vs netflix (2)
- billions dizi (1)
- anne with an e (1)
- tüm zamanların en korkunç filmi “bilimsel olarak” açıklandı (1)
- kırmızı oda (16)
- ülkemde ki diziler ve çukur (1)
- bu güne kadar izlediğiniz en iyi belgeseller (2)
Tv Dizi Sinema Magazin#
izlediğim en iyi belgesel seaspiracy idi, çok etkileyici, netflix de.
Sizin tercihiniz hangisi tatavalayalım lütfen :-)
Bence bu diziler yaşamın gerçekleri, çocuklukta geçirilen travmaların ileride insanın ruhsal hayatını nasıl şekillendirdiğini topluma anlatması açısından önemli. Sizde havuzlu villalar, lüks arabalar, para derdi olmayan ultra zenginlerin dizilerinden bıkmadınız mı
Her edebi eser, geçmişe dair bir takım tecrübeleri barındırır. Bir doktorun da kişisel verileri ihlal etmeden alanıyla ilgili bir eser üretmesi mümkündür. Yapılacak şey, mısır patlatıp izlemek ya da kanal değiştirmek...
Ben yararlı olduğunu düşünüyorum bu tür ciddi psikolojik gelişimlere vurgu yapan dizilerin, kurgu ya da gerçek...Ahlak çöküşü yaşatan, devamlı zengin hayatlarını anlatan dizilerden daha anlamlı buluyorum.Üstelik de bahsedilen kişilerin kimliğini hala bilmiyorum
Dünyada hastaların veya danışanların önce hikayeleştirildiği ve sonra filme aktarıldığı çokça örnek var. Oliver Sacks, Irvin Yalom ve hatta Freud çokça bilinen nörolog ve psikoterapistler. In Treatment, BeTipful, Awakinings de güzel film örnekleridir.
Kesinlikle haklısınız hele Kırmızı Oda hem senaryo hem oyuncuları ile çok başarılı bir dizi ve keşke anlatılmak istenileni anlayabilecek bir millet olsak da dersler çıkartabilsek. Sokaklarda gezen hasta ruhlar azalsa
Katılmıyorum size, kusaklar boyu devam eden mutsuzluğun nedenlerini gösteriyor, çocukluk döneminde verilmesi gereken sevginin öneminin bütün hayatı nasıl da etkilediğini gösteriyor, kim bilir kaç kuşağın kaderi değişecek verilen mesajları anlarlarsa
Hastalar 'zavallı' olmamakla birlikte, danışanları tanımlayıcı unsurlar/bilgiler verilmediği taktirde özel hayat ihlali yoktur diyebiliriz.Psikoterapinin ne olduğu adına farkındalık oluşturabilmesi bile insanlar için faydalı. Aksine bunlar adına para teklifi 'etik ihlal' olurdu.
Eğer bu şekilde düşünürsek hiç bir psikiyatri kitabı okumamamız ve olay örgüsünü anlamaya çalışmamamız gerekiyor. Bir vakayı teşhis ve tedavi edebilmek için olay örgüsü ve hikayesi olması gerekiyor. Diğer türlü akademik makale olarak kalır.
12 yasindaki bir kız cocugu yillardir öz babasindan gordugu istismari kirmizi odayi izledikten sonra annesine anlatmasi sanirim bu dizinin faydalarinin da oldugunu gostermekte.
En önemlisi de şu; tv ve dizi izlemek zorunda bırakılan Türk halkını psikolojik olarak yıkmak,üzmek, stresse sokmak, ruh halini bozmak üstelik pandemide? Bence bu savaş başka şey değil
Sırf bu dizilerde ensest ilişkiler,sevişme görüntüleri,şiddeti özendirici görüntülerin olmaması bile izlenmeleri için bir sebep. Bence siz eleştiri hakkınızı başka dizilere yöneltin
Ülkesi için yıllardır vergi veren vatandaşın 128M $ nerede demesinin suç sayıldığı ülkede, siz neyi sorguluyorsunuz.
Onur Güvenatam isimli kişi bu dizi yapımcısının icraatıdır. Senelerce gittiği terapistini kafalayıp bu etik dışı projeyi kendisi hayata geçirmiştir. elbette para için.
bence hiç etik değil, Özel hayatın, hasta doktor ilişkisinin ihlalini bir kenara koyalım, zavallı hastalara bir telif veriyorlar mıdır?
Karacayı da aldı yanına.. #Çukur bu sene artık final olmalı bence
Cukur 4 senelik macerası bu sene bitiyor celasun final kalmaydi
TikTok‘un kısa video özelliğini uzun süre önce Instagram “Reels” adıyla uygulamaya entegre etmişti ve kullanıcılar tarafından sıkça kullanılmaya başlanmıştı. Geçtiğimiz günlerde de Netflix de böyle bir özellik geliştirdi.
TikTok’tan önemli ölçüde esinlenerek hazırlanan bu özellik, sadece komik videolar içeriyor fakat TikTok’tan farklı olarak sadece kendi içeriklerinden yararlanıyor. Küçük klipler dizisi ile oluşturulan videolarda şimdilik; Murder Mystery, Big Mouth, and The Crew gibi Netflix’in orijinal yapımı olan içerikler yer alıyor. “Fast Laughs” adı verilen bu özellik, geçen yılın sonlarında denemelere başladı ve öyle görünüyor ki, Netflix bunu temel bir özellik olarak entegre edeceğe benziyor.
Belirli ülkelerdeki iOS kullanıcıları, bu seçeneğe ilk erişime sahip olacak, ancak Netflix bu özelliği Android kullanıcılarına yakında sunmayı planlıyor.
Bize ne zaman gelir bilmem ama TikTok kullanmayan kesimin bu kısa komik videolar için ücret ödemek isteyip istemeyeceğini merak ediyorum hemde hazır zam gelmişken.
Birleşik Krallık merkezli BroadbandChoices adlı şirket, yaptığı yeni bir araştırma ile dünyanın gelmiş geçmiş en korkunç filmini bilimsel olarak açıkladı. Bu araştırma, birçok katılımcı üzerinde cihazlarla yapılan testler sonucunda ortaya çıktı. Tabii ki Birleşik Krallık merkezli araştırma şirketi, bu araştırmayı yaparken katılımcılara “sizce en korkunç film hangisi” diye sormadı.
50 farklı deneğin de araştırmaya katılmasıyla birlikte, katılımcılara 100 saati aşkın film izletti. Film severleri oldukça mutlu edecek bu araştırmayla, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en korkunç filmi belirlendi. Bununlar birlikte, dünyanın en korkunç filmleri de yine bu bilimsel araştırmayla birlikte sırasıyla ortaya çıktı.
BroadbandChoices’ın “Science of Scare” yani “Korku Bilimi” olarak adlandırdığı bu araştırma kapsamında, 50 kişiye toplam uzunluğu 100 saati geçen filmler izletti. Bu sırada katılımcıların üzerindeki cihazlar sayesinde katılımcıların kalp atışı/ritimleri de anlık olarak takip edildi ve kaydedildi.
İnsanları En Çok Korkutan Film: Sinister
2012 yapımlı Sinister/Lanet isimli bu gerilim/korku filmi, katılımcıların kalp ritimlerini oldukça yükseltmeyi başardı. Sinister filmini izleyen 50 katılımcının kalp ritmi, filmi izlemeden önceki bekleme süresinde 65 bpm olarak belirlendi.
Sinister’dan sonra en çok korkutan film ise Insidious, yani Ruhlar Bölgesi filmi oldu.
Son zamanlarda sık gördüğüm ama garip bir kurgusu olduğunu düşündüğüm için hiç izlemedim ama çok gündem oldu.
Kısa bir özet belki izlerim..
Ama hayatı ne kadar ekrana yansıtırsan yansıt aynısı olmaz.. mutlaka çok derin psikolojiler var.. ve çok davranış anlamlandırılamıyor..
Bence bu toplumun şuan ki önceliği kendisine değer katacak ve toplumu olumlu yönde pozitif etki edecek yapımlar çekilmeli..
Son zamanlarda yapılan en kaliteli dizilerden biri,
Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilerek senaryosu yazılan ve çekilen dizi hastalıklı bir anneden yetişen çocukları konu almakta.
O çocukların yetişkin olduktan sonra yaşadıkları travmalar, insanlarla olan ikili ilişkileri, hayata bakış açıları ve kendilerini İnsanlardan soyutlamaları dizide işlenen en temel konu.
bu güne kadar izlediğiniz en iyi belgeseller
Zorbanın el kitabı ve gezegenimiz izlenmesi tavsiye olunur.
Fortiori 06 Şubat 2022 21:41