Neler oluyor

Tatava - Diğer#

20 yıldır  2002 den beri bekliyoruz, demek bizde bu türdeniz. vay be

Neden herşey de 7 rakamı oluyor 7 gün 7 uyurlar 7 veren pamuk prenses ve 7 cüceler dünyanın 7 harikası daha onlarca şey hepsi 7 yedinin özelliği ne yani 

ben hangi çiçek olduğumu buldum,  yedi yılda bir açan,  yedi gün mutlu olup,  geri kalan hayatım karanlıkta geçen çiçeğim ben.  

Sabır Çiçeği. 7 yılda bir açar; 7 gün sonra söner ve 7 yıllık uykusuna tekrar dalar. 

Kendileriyle bir kaç kez muhatap oldum, sen sormadan konuşmayan, havalı mı havalı? Ofis mobilyası satan firma gibi görünse de bilgisayar işine kaymış bir firma, whatsapp mesajlarıma da dönmediler. böyle firmaların ayakta durabilmeleri mucize. 

Afganistan'da pedofili kurumsallaşmış. Çünkü kadınlık haram, ölü ve yok edilmiş.  Erkek çocukların fuhuş amaçlı kullanılması çok yaygın: Bachabazi

Çocuklukta alınamamış renkli televizyonların, binilememiş bisikletlerin, gidilememiş tatillerin, okşanmamış başların, söylenmemiş sevgi sözcüklerinin, alınamamış aferinlerin yerini tutamıyor dev plazmalar, üst segment arabalar, dünya seyahatleri, alkışlar, terfiler, servetler…
Sonradan kazanılmış hiçbir şey veremiyor çocuklukta yaşanması gereken heyecanların tadını…
İnsan çocukken yoksun olduğu ne varsa onu elde etmeye çabalıyor tüm yaşamı boyunca.
Herkesin yoksunluğu başka, herkesin boşlukları farklı, herkesin yarası derin.
Geç gelmiş bir oyuncak, geç alınmış bir pabuç, bekletilmiş bir istek, karşılanmamış bir beklenti, söylenmemiş bir aferinin sızısı tüm tazeliği ile asılı duruyor ruhun çengellerinde.
İncecik bir kan sızar herkesin içinden yol yol. Öldürmez ama yakayı da bırakmaz. Hesaplaşma bitmez bir türlü.
Bir tokat, acıtan bir söz, bir bakış, bir yalan, bir bekletiş, bir olmayış, bir bitiş katili olur ebedi saadetin. İçeride hep bir ağrı, bir tıkanıklık, apansız gelip gülüşlerin ortasına konan bir karanlık peşini bırakmıyor insanın. Gitsin, kapansın, sonlansın, erisin, sönsün, zerrelerine ayrılıp yokluğa karışsın diyorsun ama hamuruna karışıp seninle geliyor her gittiğin yere.
Çocukluk bir damga gibi bir mühür gibi yanında hep. Ve çocuklukta eksik olan ne varsa asla tamamlanmıyor büyüdüğünde. Eksik olan her ne varsa istiflesen bile olmuyor. Olmayacak da. Çocukluğun boy verecek hep içinde. Kulaç atacak derinlerinde. Senin yerine hissedecek, senin yerine konuşacak.
Çocukken tattığın tüm güzellikleri bir daha tadamayacaksın ve çocukken eksik olan ne varsa onu asla tamamlayamayacaksın. O zamanların ne “tekrarı” var ne de “telafisi”.
Bu yüzden üzmeyin çocukları, kırmayın, hor bakmayın, ezmeyin.
Yetişkinliğindeki mutluluğun bedelini çocukluğuyla ödetmeyin.
Her çocuk, kırgınlıkları ile birlikte büyüyor ve asla yapışmıyor parçaları birbirine.
Rahmetli Sakıp Sabancı’nın bir cümlesi vardır insanın kanını donduran. Der ki; “Benim çocukken bisikletim olmadı hiç. Yoksulduk. Şimdi otomobil fabrikalarım var, istediğim arabayı, istediğim bisikleti alır sürerim ama nafile. O sızı gitmiyor içimden hiçbir yere.” Atlı Köşk’ün bahçesinde çocuk bisikleti üzerinde poz verirken söylemişti bunları, gülümseyen bir fotoğraf karesi içinde.
Ne güzel demiş Edip Cansever; “Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk
hiçbir yere gitmiyor.”
Çocuk kalbi kırmayın bu yüzden, nedameti fenadır

Öğrenciler olmasa MEB çok rahat yönetilir diyen bakan geldi aklıma.  Kimse ırkını söylemese, kimse de onlara sormasa, ırkları yok gibi davranılsa kardeşlik olur. (!)

Ülke dediğimiz bu küçük korku dükkanında birlik ve beraberliği sağlayan yegane unsur suç ortaklığı dır. Biz hatırlayıp hatırlatmasak asrı saadet devri diye pazarlanacak evel zamanlar. Yalan ve alçaklıktan ölen olmuyor nasılsa.

Sami Hazinses en acısı belki. Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filminde cenaze namazı sahnesinde Nubar Terziyan da vardı o da. Ama Şener Şen, Nubar Terziyan’a soruyordu ne işin var namazda diye. Yazı çok güzel bilhassa giriş. İnkarcılığı komşularımızla sorun yoktu diye anlatma

Bu da tümüyle Türk-üstünlükçü, asimilasyoncu, retçi bir tarih tezinin & onun üzerine inşa edilen habis kültürün bir sonucu. İnsanları endoktrine ederek, olan kimliklerini reddetmenin daha iyi olduğuna inandırdılar. Bugünlerin saldırganlığı, o günlerde ekilen tohumlardan türedi

Tanzimat sonrası azınlıklar dış destekler ile iyice güçlendikçe sosyal ekonomik ve siyasal olarak Türk Müslüman ahali fakirleşti ve cahil bırakıldı. Çiftçi amele asker oldular. 1920 lerde 14 milyon civarı nüfusun 2 milyonu azınlıktı Doktor yazar mühendis tüccar ve bürokrat idiler

Muhafazakar mahallede  ‘bunlar’ -haklari olmadigi halde- kimlik degistirip yuce turk devletinin kurumlarina siziyorlar diye anlatiliyor

Öz kimlikleri hiç önemli değil.Işıklar içinde uyusunlar,onlar yurtları için çalışan üreten gerçek sanatçılardı. Şimdiki 'Örnek sanatçı' lardan değil.

Türk Sineması adı “Türk” olmasına rağmen, oyuncularının önemli kısmı azınlıklardan; Ermeni ve Rum’un yanında Kürt, Arap, Laz, ve Çerkeslerden oluşuyordu.  

Türk sinemasının ismi ilk başlarda yerli sinema idi,  bir süre sonra “Türk Sineması” denmeye başlandı. 1960-80 arasında altın çağını yaşayan Türk Sineması adı “Türk” olmasına rağmen, oyuncularının önemli kısmı azınlıklardan oluşuyordu.

Çevrende samimi insanlar, seni sen olduğun için seven bir eş varsa yanında  ve en önemlisi huzurluysan en büyük zengin sensin kardeşim

pazarda 5 lr olan ürünü gidip macro center dan 20 lr ya almaktır. 

Sağlığım yerinde ise, Beni seven birileri varsa , istediğim zaman muhabbet edeceğim, çay içeceğim dostlarım varsa , insanlara faydalı olacak işler yapıyorsam ,evde yiyecek bir lokma ekmek, okuyacak yüzlerce kitabım varsa fazlasına gerek yok.

Para biriktirmek yerine insan biriktir asıl zenginlik budur..

Hadi kendini düşünmüyorsun, ya annen. değermiydi arkadaş. Türkiye seni 20 yıl boyunca unutmayacak. istediğin kadar tövbe et, marka oldun artık.

Malı Arap Faik'ten almadığı için başına olmadık işler açan yeni fenomen

Mahkeme kokain ticaretinden evde kal kampanyasına dahil etmiş. Evde hayat var.

AK Parti genel merkezinde çalışan ofis boy. yakışıklı ve karizmatik erkek. Pudra şekeri çekmese geleceği parlaktı. Erken havlu attı.

Pudra Şekerinin Mucidi, Türk Asıllı, Bıçkın delikanlı, Türk Kızlarının hayranlık duyduğu jön.

2 3 47