Neler oluyor
- diyanet işleri başkanlığı (8)
- büyük usta rasim öztekin (2)
- kavgada fırlatılan ilginç nesneler (13)
- araç çekme (8)
- mültecilere avrupalı sözüm ona "medeniyetin" reva gördükleri (1)
- sokağa çıkma yasağı (13)
- ışıklar içinde uyu (7)
- gece çorapla uyumak (4)
- pangaltı ermeni mezarlığı (1)
- satılan şeker fabrikalarının yeri ne ile ve nasıl dolacak (2)
- narven termal kasaba (3)
- hayal kırıklığı (1)
- 263 bin kişi ad ya da soyadını değiştirdi (1)
- zoom'dan ders - zoom'dan toplantı (2)
- deneme (0)
- 3 aralık dünya engelliler günü (5)
- nusr-et (2)
- cumhuriyet 96 yaşında (1)
- sosyal sorumluluk projeleri (1)
- corona gezegeni iyileştiriyor (1)
- kişisel verileri koruma kanunu (3)
- hasan kaçan (3)
- halk, ağır vergiler altında eziliyordu.. (2)
- elhamra sarayı (2)
- fatih altaylı (1)
- 13. cumhurbaşkanı mansur yavaş (6)
- abdurrahim albayrak (6)
- din tüccarları (2)
- 850’li numaralardan bıktık (14)
- kış geliyor doğalgaz fiyatları uçtu (3)
- suriyede deprem (2)
- siyasilerin atışması (1)
- pakize akbaba (2)
- avukata dayak ve adalet (1)
- ton balığı (6)
- sabah gazetesi (2)
- çağlayan adliyesinde intihar (1)
- diyanet: telefonun değil, eşinin yüzüne bak! (1)
- zamcık (3)
- türk yargısı (3)
- 11.11.2019 (2)
- kadın cinayetleri (7)
- ceren özdemir (1)
- dansöz (1)
- hocası böyle dedi (1)
- müge anlı (1)
- gençler direniniz ! (2)
- para (4)
- hocaefendiyi ziyaret (1)
- rabia naz (4)
Gündem#
Yeni çıkan genelge ile 20 Kasım Cuma gününden itibaren kısıtlamalar yürürlüğe girmiş olacak.
– Hafta sonları 10.00-20.00 saatleri dışında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak. İlk uygulama olarak; 21 Kasım Cumartesi günü saat 20.00 den 22 Kasım Pazar günü saat 10.00’a kadar, 22 Kasım Pazar günü saat 20.00’den 23 Kasım Pazartesi 05.00’e kadar sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
– 81 ilde 65 yaş ve üzeri kişiler saat 10.00-13.00 saatleri arasında, 1 Ocak 2001 ve sonrasında doğanlar ise 13.00-16.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek. Belirtilen yaş gruplarındaki kişilerin (çalışanlar hariç) bu saatler dışında sokağa çıkmaları kısıtlanacak.
– Tüm eğitim öğretim faaliyetleri 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzaktan eğitim yoluyla devam edecek.
– Alışveriş merkezi, market, berber, kuaför ve güzellik merkezleri sadece saat 10.00-20.00 arasında hizmet sunabilecekler.
– Restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme-içme yerleri 10.00-20.00 saatleri arasında sadece paket servis ve gel-al hizmeti verecek şekilde açık olabilecek.
– Restoran ve lokantalar saat 20.00’den sonra sadece telefonla ya da online sipariş üzerine paket servis hizmeti verilebilecek.
– Sinema salonları 31 Aralık 2020 tarihine kadar kapalı kalacak.
– Kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi ve halı sahaların faaliyetleri yeni bir karar alınıncaya kadar durdurulacak.
– Tüm spor müsabakaları seyircisiz olarak oynanmaya devam edilecek.
Darısı Üsküdar-Sancaktepe-Sultanbeyli metrosunun başına.. heyecan ile bekliyoruz..
Olur valla her şeyi beklemek gerek bunlardan, ancak biz dururken kendilerini bu kadar rezil etmezler..
Ama hakkaten Kasım da bir başkadır Aşk.. gerçi kasımla sınırlamamak gerek, Aşkı yaşayan için her an Kasım gibidir zaten.. çünkü o aşktır ki buz gibi bir kasım akşamında adamın yüreğini ısıtır..
Kesinlikle evlerde bu tür tedbirler almalıyız.. unutulmaması gereken bir detay,
Ayrıca İzmir de Ayda bebeği hatırlarsınız.. yaşam üçgeni sayesinde hayatta kaldı.. mutlaka önemseyin..
Sevgiler.
Deprem anında hayatta kalmak için yeterli büyüklükteki boşluklara "hayat üçgeni" de denir.
İstanbul gibi önünde büyük bir deprem gerçeği olan günümüzde "yaşam üçgeni" tabirini dahi bilmeyen milyonlarca insan var..
Evlerinizde veya işyerinizde sabit ve sağlam cisimlerin yanına veya arkasına saklanarak cenin pozisyonunda durmak yakarıdan düşen cisimlere karşı sizi korumak ve hayatta kalma şansınızı büyük oranda yükseltecektir..
Lakin İstanbul gibi büyük bir şehirde meydana gelecek deprem de arama kurtarma çalışmaları maalesef çok yoğun ve yetersiz olacağından mutlaka 1 hafta 10 gün yetecek düzeyde bir deprem çantası hazırlamalı ve kesinlikle unutulmamalı..
Evinizde ki ve işyerinizdeki "yaşam üçgeni" alanınızı şimdiden belirleyin ve deprem anında o noktalara gidin..
Malum geçtiğimiz günlerde bir İzmir depremi yaşandı ve maalesef çok sayıda canımız gitti.
Bunun bize bakan yanı olduğu gibi tabi ki devlete bakan yanı da var.. Bizler nasıl devletten tedbir almasını istiyorsak ve doğru politikalar yürütmesini istiyorsak. bizim de kendi çapımızda almamız gereken tedbirler var..
Bunların en önemlisi her evde en az bir ama bence her bireyin en azından yatağına yakın bir yerde bir deprem çantası olmalı..
Peki içinde neler olmalı; en önemli husus telefonlarınıza birkaç deprem uygulaması indirin mutlaka. çantada birkaç gün yetecek kuru ve yenmeye hazır gıdalar, el feneri, battaniye, en az 72 saat yetecek miktarsa su, mümkünse küçük bir ilk yardım çantası, telefonunuz için yedek batarya veya dolu harici dolum için power, Mevsim şartlarına uygun giysiler (bere, çorap, yağmurluk, kazak vb.) Allah korusun enkazdan çıktıktan sonra lazım olabileceğinden bir miktar para, varsa kullandığınız ilaçlar, çok amaçlı çakı ve çakmak, kalem kağıt da lazım olabilir, Önemli telefon numaralarının ve iletişime geçilecek kişilerin bilgilerinin bulunduğu defter ya da dosya, Islak mendil, tuvalet kağıdı, tuvalet atıkları için poşet gibi hijyen ürünleri ve dezenfektan ürünlerinden de mutlaka en az birkaçı olmalı.. Ayrıca evcil hayvanınız varsa onun ihtiyaçlarına da küçük bir çantada yer vermeyi unutmamalısınız.
Beklenen İstanbul depremi ile ilgili önemli bir yazı buldum, sizinle paylaşmak istiyorum..
İstanbul için en riskli bölgesi olan Avrupa yakasının çok kırılgan bir zemine sahip olduğu ve tehlikenin çok büyük boyutta olduğu söyleniyor..
Tıklayın https://tele1.com.tr/deprem-uzmani-naci-gorur-acikladi-istanbulda-en-riskli-bolge-neresi-264819/
Sen kalk sosyal medyanın kralı olan Twitter'dan istifa etmek yerine bebelerin sahası olan İnstagram'dan istifa mektubu yaz gönder,üstüne üstlük bir bir sürü imla hatası olsun.
Bir sonraki istifayı Tik Tok'tan bekliyoruz.
Ve ermenistan geri adım attı. Bir çok kişinin ve bazı devletlerinin kışkırtması ile ortaya çıkan çatışma maalesef iki tarafta da hem askerlerin hem de çok sayıda sivilin ölümüyle sonuçlandı. Keşke daha erken adım atılabilseydi. neticede savaşların tek kazananı silah üretenler onun dışında kaybeden dünya kadar insan var.
Yalnız akılları karıştıran bir durum var.. Ermenistan'ın boşalttığı bölgede Rus barış gücü olacakmış.. Azeri yetkililer Türk ordusunun da bölgede olmasını istedi ancak Rusların kabul etmediği söyleniyor..
Sizlerle çok önemli bir raporu ve çalışmayı paylaşmak istiyorum..
İstanbul’da şuan ki verilere göre 2000-2019 yılları arasında tam 376 bin bina yapılmış.
Ancak sıkıntı 2000 yılı öncesinde yapılan binalarda. Bu binalar bizim için daha büyük risk taşıyorlar çünkü binalar eski ve 99 depremini de yaşamış durumdalar ve bir çoğu yeni bir depremi kaldıracak nitelik ve güce sahip değiller.
1980 ve 2000 yılları arasında tam 538 bin 800 bina yapılmış, bu binalar hala ayaktalar. Bununla birlikte 1980 öncesinden kalma 255 bin binamız hala İstanbul'da mevcut bulunuyorlar. Bu yapılarımız, deprem için ekstra bir risk taşımakla beraber gelecek 7,5 büyüklüğündeki bir depremde, toplamda 48 bin binanın çok büyük hasar göreceğini veya yıkılacağını tahmin edilmekte.
Sadece 48 bin binanın yıkılacağını veya ağır hasar göreceğini değil, aynı zamanda 194 bin binanın da orta ve üstü derecede hasar göreceğini tahmin ediliyor.
İstanbul'da, beklenen 7,5 büyüklüğündeki bir depreme hazırlıksız yakalanırsa Afet ve acil durum anında hayati önem taşıyan, bölgeye yardımların ve arama kurtarma ekiplerinin ulaşımı zorlaşacak. Böyle bir durumda yolların en az yüzde 30’unun kapanacağı öngörülüyor. Ayrıca yaşanacak ekonomik kaybın ise, en iyi ihtimalle 120 milyar liranın altında olamayacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca bir değerlendirme yapmak gerekirse, geçtiğimiz günlerde yaşanan İzmir depreminde sadece 17 bina yıkıldı ve enkazdan 4 gün sürece sağ-ölü insanlar çıkarıldı ki ilk 72 saatin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.. ancak istanbul'da yıkılması öngörülen binaların yarısı bile yıkılsa 25 bine yakın bina yapar ki bu enkazlardan insanların sağ çıkarılması mümkün değil. Depremden sonra enkaz altında kalan ve henüz ölmemiş ve sağ kalan bir çok insan ne acıdır ki muhtemelen kendisine yardım ulaşmadan vefat edecek. bekleyerek ölmek buna denir sanırım. Allah herkesi korusun..
İstanbul hanelerinde nüfusu gece 15 milyon, gündüz 6 milyon kişi olması nedeniyle beklenen depremin gece olması halindeyse, Allah korusun can kaybı sayısı önemli ölçüde yüksek olacaktır.
İşin ilginç yanı ise istanbul'luların %42 si depremde yaşanacak can kayıplarını kader deyip tedbirleri önemsemediği düşüncesi oldu.
Fay hattında olduğu bilinen 18 il dışında öncelikli olan yer tabii ki Marmara Bölgesi. Hem nüfus yoğunluğu hem beklenen depremin büyüklüğü hem de ekonomik olarak Türkiye’nin can damarının İstanbul’da atması nedeniyle bu bölge çok büyük öneme sahip ve istanbul da ortalama 250 yılda bir büyük deprem yaşandığı istatistiklere yansımış durumda ve beklenen büyük depremin çok yaklaştığı biliniyor..
Her zeminde konut üretilebileceği ancak zemine göre yapılaşma yönetmeliklerini doğru oluşturmak ve bu yönetmeliklere uymak zorunluluğumuz var. bunun başka yolu yok..
Türkiye'de bilinen aktif 550 fay hattı mevcut, ve fay hattında olduğu bilinen deprem olma olasılığı yüksek 18 il şöyle; Aksaray, Bolu, Yalova, Bursa, Sakarya, Manisa, Balıkesir, İzmir, Denizli, Aydın, Kahramanmaraş, Erzurum, Hakkâri, Hatay, Eskişehir, Muğla, Bingöl ve Kütahya.
Nasuh Mahruki uyardı: Bu depremi bir laboratuvar gibi incelememiz lazım. Beklenen İstanbul depreminde bu fotoğrafın 500 katı, 1000 katı olabilir. Buna can dayanmaz...
Çok net bir uyarı. alınması gereken dersler de tam karşımız da.. ve daha dün yaşanmış. bakın ne diyor " Bu depremi bir laboratuvar gibi incelememiz lazım" çok çok net..
Şuan can kaybı 35 oldu sanırım ve 1000 e yakın yaralımız var.. bugün dinlediğim bir çok uzman net olarak direkt fay hattı haricinde her türlü zeminde depreme ve yönetmeliklere uygun bina yapılırsa can kayıplar ve yıkımların önüne geçilebilir. demek ki söylendiği üzere deprem öldürmüyor çürük binalar öldürüyor..
Japonya dan bir görüntü izledim 9 şiddetinde bir deprem oluyor ama sadece binalar sallanıyor.. burada taş üstünde taş kalmaz ki malum japonya dünyanın en faal deprem bölgelerinden biri..
Allahtan insaflı ve vicdanlı yöneticiler dileyelim..
Tek ümidim her 250 yılda bir depremin yaşandığı ve 254 yıldır depremin olmadığı İstanbul için gerekli tedbirlerin gecikmeksizin ve eksiksiz alınması. Bu yaşanan ve büyük ölçüde ucuz atlatılan İzmir depreminden yeterince ders alınması.
İstanbul için en en büyük risk var olan konut stoğunun depreme dayanıksız ve kalitesiz oluşu..
Evet gün boyu İzmir deki depreme dair haberler ve bilgiler dolaştı sosyal medya da, malum her durumda devleti suçlaya bir kitle var memlekette ancak bazı noktalardan bakınca haksız da sayılmazlar.. bir deprem söz konusu olduğunda buna dair tedbirleri vatandaş değil, devlet kamu yararı ve hukuku göz önüne alınarak her türlü girişimi zamanında yapmakla mükelleftir..
Ancak geçtiğimiz ocak ayında öğrenildi ki bir çok uzman ve bölge üniversiteleri önceden çeşitli uyarılarda bulunmuş ve beklenmeyen bir durum olmadığı konusunda hem fikirler..
Yani yine devlet ve yine ucuz insan hayatı ve bir dünya ihmal ve kaderine terk edilen halk..
Sosyal medya da dolaşan bir video da bir kadın daha bir kaç sene önce almış olduğu 1milyon TL üzerinde bir dairenin nasılda döküldüğünü ve kullanılmaz hale geldiğini ağlayarak duyuruyordu..
Vay memleketim vay güzel insanım.. nasıl kaderine terk edilir bu kadar vurdum duymaz yönetilirsin.. sonra da birkaç gereksiz mahluk çıkar "gavur izmir" diyerek tüm çirkinliğini ve tüm çirkefliğini insanlığa ilan eder..
İzmirde seferihisar açıklarında 14:51 de AFAD a göre 6.7 , Kandilli rasathanesine göre 6.8 ve ABD Jeoloji Araştırmaları Merkezinin 7.0 olarak açıkladığı depremde çok sayıda bina yıkılmış ve an itibari ile ölü ve yaralı sayısı açıklanmadı, umarım hiç yoktur.. ancak yıkılan bina sayısı maalesef fazla ve izmire çok çok geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz..
Yıllarca açılmasını bekledik ama açılmadı. Bu noktada önemli bir hat ve iyi bir iş başardı. Bravo Ekrem İmamoğlu.
10 gün boyunca ücretsiz denene bilecek.. hayırlı olsun..
Allah bütün insanları yaratmıştır. Hiç bir insanın bir insana üstünlüğü yoktur.
Bütün bu eşit insanların arasında bir kulunu seçer. Artık o peygamberdir. Yeryüzündeki bütün insanlardan daha üstündür.
Hiç bir toprak parçasının başka bir toprak parçasına üstünlüğü yoktur.
Allah'ın yaratmış olduğu bütün günler Allah katında eşittir.
Ancak Allah bir günü seçerse o gün diğer günlerden daha üstün olur ve sende o günü diğer günlerden üstün tutabilirsin.
Allah bir toprak parçasını üstün kılarsa artık o toprak parçası diğer toprak parçalarından daha üstündür.
İnsanlar kendilerini Allah'ın yerine koyup Allah'ın seçtiği gibi kafalarına göre şu gün bugünden üstündür. Bugün değerlidir. Bu gece bu geceden daha evladır. Bu toprak bu topraktan daha değerlidir. demeye başlarlarsa farkında olmadan Allah'ın bir sıfatını kendilerine vermeye başlarlar.
Çünkü seçmek ve üstün kılmak sadece ve sadece Allah'a mahsustur.
Bütün taş parçaları taştır. Eşittir. Ama Allah öyle bir seçim yapmış ki. Kabenin dışında bir taşa secde ettiğinde kafir oluyorsun.
Kabe de taş. Ama Kabenin önünde secde ettiğinde Allah'a kulluk etmiş oluyorsun.
Sırtını geriye yaslayıp, "Biz peygamberin doğduğu günü özel yapsak ne olur."
Çok şey olur. Sen Allah'ın seçmediğini seçtiğinden ötürü kendini dininde tehlikeye sokmuş olursun.
Eğer o günde bir hayır olsaydı, o günde bir bereket olmuş olsaydı Ramazanı müminler için seçen Allah, bu günü de müminler için seçerdi.
Mevlit, Regaip, Miraç için bugünlerin diğer günlerden üstün olduğuna dair Allah'dan ve Resulünden bir kanıt bir delil yoktur.
Böyle biline
Bakalım Fransa bizim için ne kadar önemli bir ticari partner,
TÜİK verilerine göre geçen yıl (2019) Fransa'ya 7,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken Fransa'dan 6,3 milyar dolar değerinde ithalat yapıldı. Fransa, 2019 yılında Türkiye'nin en çok ticaret yaptığı 7. ülke oldu.
Türkiye başkanının çağrısı ile fransız mallarına ambargo uygulayacak..
Biz Fransa mallarını boykot ederken Suudi Arabistan da Türk mallarını boykot ediyor ve ABD de Türkiye’ye yaptırım kararı alıyor.. Başkanın buna bir cevabı olacak mı?
dünyanın en büyük vurgunu
Bir devlet düşünün Halkına geçmediği köprünün, kullanmadığı otoyolun ve gitmediği havaalanı için dolar üzerinden para ödettirsin... Kamu-özel işbirliği (KÖİ) projelerine bu pandemi döneminde bile milyarlarca lira para ödeyen ama işçi ve emekçi kesime acı reçete sunan bir iktidar anlayışı yandaşları eliyle en büyük vurgunu yapmıyor da ne yapıyor..
Bu konu ile ilgili meclise binlerce şikayet dilekçesi verilmiş ama anlayan ve gereğini yapacak olan akıl ortada yok..
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, KÖİ projelerini akılcı bir yöntemle inceleyeceklerini söyledi. ve ona göre hareket edecekleri sözünü verdi.
duraktainecekvar 23 Kasım 2020 13:07