Neler oluyor

Bilim ve Teknoloji#

Solar Cycle; Güneş'in ortalama 11 yılda bir uzaya yaydığı enerjide dalgalanmalar yaşanır. manyetik bölgeleri değişir ve bir suskunluğa gömülür. bu sebepten dolayı maksimum aktivite ve minimum aktivite yaşanır ki bu da solar cycle olarak adlandırılır (güneş çevrimi).

Yapılan araştırmalara göre önümüzdeki üç-dört yıl bizi çok sert kışlar bekliyor olabilir. özellikle 2021-2022 ve 2023 kışlarının çok sert geçebileceği ön görülüyor hatta küçük bir buz çağı dönemine girebiliriz.

an itibarıyla solar cycle 25'e girdik. nasa'nın paylaştığı makaleye göre aylardır takip edilen güneş lekeleri aralık 2019'dan beri gözlemlenmedi.

24. solar cycle 2007 yılında başladı ve beklenenden 2 sene daha uzun sürdü. bilim adamları 2019'dan beri bu çevrimin başlamasını bekliyorlardı. nasa'nın paylaştığı da güneş aktivitesi fotoğrafında görüldüğü gibi aktivitenin minimuma indiği gözlemlenebiliyor: 

işte bu gözlemler sonucunda hemen hemen hiç güneş lekesi görülmemesi, uzay'da güneş'in saldığı radyasyonun geçmiş dönemlere göre çok düşük olması gibi etmenler önümüzdeki kışların çok zor geçebileceğine işaret olarak görülüyor.

Türkiye Cumhuriyetinin ulusal uzay ajansıdır.

13 Aralık 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen politikalar doğrultusunda "Milli Uzay Programı" hazırlanarak hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütmek amacıyla kuruldu.

Türkiye'nin uzay bilimleri programı ile genel havacılık ve uzay araştırmalarından sorumlu devlet kurumudur.

Ajans ilk toplantısını 2019 yılı Eylül ayında gerçekleştirdi.

Kurumun 2020 bütçesi ₺24.529.000'dir.

Son olarak, bir vatandaş ve yorumcu-yazar olarak birleşik arap emirlikleri'nin bile uzay programı kapsamında marsa uzay aracı gönderdi. Ülkemin bilimsel çalışmalar için ayırdığı bütçeler çok yetersiz, ancak taşa ve gider yaratacak kamu yatırımlarına muazzam harcamalar yapılıyor, yapıldı da. bunu geleceğimiz için yanlış buluyor her geçen gün umudumu kaybediyorum.. hemde ülke dışında bu alanlarda çalışmalar yapan dünya kadar bilim insanımız varken.. çok yazık..

İZİNVER.NET'e sayılı günler kala.. tam gaz ilerliyoruz.. 

Aydınlık için bir tane dahi olsa mum yakanlara selam olsun :)

Startup projelere yatirim yapan, Kadir YILDIRIM tarafindan kurulmuş girisim sermayesi

Fiyatları ortalamanın biraz üstünde,  satılık bir bilgisayarınız vs varsa direkt ölü fiyat açar. Letgodan satmanız daha akıllıca olabilir.

Firmalar için çok ilginç bir deneyim olacak kanımca. tam da ihtiyacı karşılayacak, müşteri ve kullanıcılarından kendi rızaları doğrultusunda bir izin yönetim sistemi ve paneli şeklinde kullanılacak,ayrıca firmalar kendi data süreçlerini izinver.net üzerinden kontrol ve yönetimini sağlayacaklar.. az kaldı!!! 

Ayrı yazılan -de, sen de çok tatlısın bence.

Ayrı yazılan "de" yi düzeltelim diye düşündüm ama orjinalliğini bozmayalım ;)

2020 mayıs ayında , www.izinver.net adlı yeni projesini hayata geçirecek olan girişim sermayesi şirketi. 

kim bilir oralarda bir yerde binlerce yerleşime sahip milyonlarca yıldır yaşamakta olan devasa uzay imparatorlukları olabilir.

Evrende nin "de" si ayrı yazılmazdı dimi..

Neyse konumuza dönersek..

Gözlemlenebilir (ne demekse) evrende. yani muhtemelen kısmen görülebilen ancak gidilemeyen bir mesafeden bahsediyor.. Dünyadaki her kum tanesine 10.000 yıldız düşüyor.. şimdi aklım pek almıyor, dünyayı ve içindeki plajları ve toprak yüzeyleri düşününce her kum tanesine 10.000 yıldız ne demek. korkunç bir sayıdan ve evrenin büyüklüğünden bahsediyoruz.ve bu evrende trilyon kere trilyonlarca gezegen olduğu düşünülüyor..

Galaksimiz dışındaki bir gezegene veya bir yıldıza ulaşmak için binlerce yıllık bir yolculuk gerekebilir. 

Fermi paradoksuna göre kesin olmamakla birlikte, uzayda devasa bir gemi inşaa edip içinde binlerce insanın binlerce yıl yaşayabileceği bir ortam ve alt yapı oluşturulursa belki başarıla bilir deniyor. 

Ancak tek sorun gidilmesi imkansız olması değil., orada bizi neyin beklediğini bilmemekte diğer bir soru işareti. binlerce yıllık bir yolculuktan sonra başka bir gezegene yerleşmek zor olsa gerek.. muhtemelen misafirperver bir karşılamada olmayacak.


o zaman doğrusal gerçeklik gibi bir etki çıkıyor ortaya, neticede beklenmeyen bir durum değil.. her nesil kendinden öncekilerin bıraktığı bilgilerle daha ileri gidiyor. dolayısı ile her yeni bilgi eskinin üzerine eklendiğinden her nesil öncesinden daha çok bilgiye sahip oluyor ve bu da her defasında daha yüksek bir zeka gerektiriyor... 

IQ seviyesinin zaman geçtikçe artış göstermesini ifade eder. Gelecek nesillerin kendinden önceki nesillerden ortalama olarak daha zeki olduğu çıkarımı yapılabilir.

Şu ters yazıyı yazabilen yetenekli arkadaş kardeş sevabına bize de öğret şu tersten yazma işini,Bilgisayarı ters çevirmekten canımız çıktı :)) 

bu gidişle 2020 yılının sonuna doğru cevabını alacağımız en iyi soru .... Az kaldı :)))

Bizim gezegenimizde, yani dünyada, varlığını devam ettirmeye çalışan , korunarak ve üreyerek, varlıklara canlı demişler. Belki bizim aradığımız bize benzeyen varlıklar var ama bu çok çok çok düşük bir ihtimal. Nerden mi biliyorum? Uyduruyorum. Tabii bir de şu ihtimal var. Belki de karşılaştık ama fark etmedik. Sonuçta çok daha küçük boyutlarda olabilir ya da bizim duyularımıza hitap etmeyebilir. Dedim ya! Uyduruyorum. 

değiliz. ama entry deki -de -da ayrımı gözlerimi kanattı. konuya odaklanamadım.

bilim adamları ve araştırmacılar tarafından; kadınlarda, erkeklerdeki içgüdüden biraz daha farklı işlediği belirtiliyor.

Fermi paradoksu, dünya dışı uygarlıkların var olma olasılığının gayet yüksek olduğuna dair tahminlerin varlığı ile bunu doğrulayacak herhangi bir kanıtın ya da temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade eder. 

Son 70-80 yıldır, Evrenin yaşı, büyüklüğü ve muazzam sayıda yıldızın varlığıyla birlikte, hayat için Dünya'nın tipik bir gezegen olduğu varsayımı göz önüne alındığında, dünya dışı yaşamın yaygın olması gerekir diye düşünüyor insanoğlu.

Bu önermeyi 1950'de bir öğle yemeği sırasında tartışan fizikçi Enrico Fermi şu soruyu sormuştu: "Eğer Samanyolu dahilinde yüksek sayıda ileri dünya dışı uygarlık mevcutsa, neden uzaylılara ait uzay araçları ya da sondalar vs. gibi kanıtlara rastlamıyoruz?" Konunun daha detaylı incelendiği tartışmalar, Michael H. Hart'ın 1975 tarihli bir makalesiyle başladı. Bu sebeple paradoks, zaman zaman Fermi-Hart paradoksu olarak da bilinir.

Konuyla ilişkili bir başka soru da Büyük Sessizlik olarak bilinir: "Uzayda yolculuk zor olsa bile, eğer dünya dışı yaşam yaygınsa, en azından bu uygarlıklara ait radyo sinyallerini duymamız gerekmez mi?"

Fermi paradoksunu, dünya dışı yaşamın var olduğuna ilişkin kanıtları bulmaya çalışarak, ya da böyle bir uygarlığın insan algısının dışında var olabileceğini savunarak çözmeyi deneyenler oldu. Bu çalışmalara karşı çıkanlar ise, dünya dışı yaşamın var olmadığını ya da insanların asla temas kuramayacağı kadar nadir olduğunu savundu.

Ayrıca bu konuda başka bilim adamlarınca ortaya atılan görüüşlerde mevcut.

Fermiye göre olgu ve süreçler mevcut bu paradoksun olgularını diğer yazıda paylaşmak istiyorum..

Hepimiz kalabalıklar içinde yalnızız, evrende yalnız olsak ne yazar...

:P uᴉɹᴉʇǝƃ ʇǝʅᴉɾ

Samanyolu Galaksi'si 13 milyar yaşında ve ilk oluşum zamandarında yaşama uygun bir formda değildi. Çünkü oluşan gezegenlerde çok fazla patlamalar meydana geldiği düşünülüyor..

Aradan geçen 1-2 milyar yıl sonra yaşamaya elverişli gezegenler oluştuğu varsayılıyor ve dünyamız 4 milyar yaşında olduğu düşünülüyorsa, gezegenimizden önce trilyonlarca kez başka uygarlıkların yaşayabileceği fırsatlar oldu, ancak eğer bizim dışımızda uzayda seyehat edebilen süper bir uygarlık gelişip yaşasaydı bunu bile bilirdik.

Fakat eğer yaşasaydı neye benzerdi. Bununla ilgili 3 yaklaşım var. 

Type1 uygarlık seviyesi, kendi gezegeninin tüm enerjisine ulaşabilen ve bunu kullanabilen uygarlıktır. Ve biz bu ölçekte 0.73 civarındayız. Bilim insanları önümüzdeki bir kaç yüzyıl için de Type1 seviyesine ulaşacağımızı söylüyor.

Type2 uygarlık seviyesi, kendi yıldızının tüm enerjisini kullanabilen uygarlık seviyesidir. Bu seviye bilim kurgu gerektiriyor olsa da mümküm kabul ediliyor.

Type3 uygarlık seviyesi ise kendi galaksisinin tümünü kontrol edebilen ve enerjisini kullanabilen uygarlık seviyesidir. ki bu seviye tanrısal bir boyut olarak kabul ediliyor.

Tabi bunu görmek durumunda değiliz, bir varsayıma göre eğer belli bir sayı da insanı üzerinde yüzbinlerce yıl taşıyabilecek devasa uzay gemileri inşaa edilebilseydi, galaksimizi 2 milyon senede kolonize edebilirdik, çok uzun bir zaman diyenler için unutmayın samanyolu galaksisi çok büyük bir galaksidir.

Peki bu süreç milyonlarca yıl sürüyorsa ve galaksimizde yaşamı destekleyen milyonlarca gezegen varsa ve bu yaşam formları bizden önce ortaya çıkıp bizden daha fazla zamana sahip oldularsa, bu uzaylılar nerede?

İşte burada Fermi paradoksu devreye giriyor ve fermi paradoksunun kesin bir cevabı yok..

devamı var..  


Evrende ki tek canlı tür bizmiyiz?

Bilinen evren 90 milyar ışık yılı çapında. Ve evren de en az 100 milyar galaksi var. Bunların her birinde en az 100milyar ile 1trilyon arasında yıldıza ev sahipliği yapıyor. 

Son yıllarda evren de, başka yaşanabilir gezegenlerinde olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. ve muhtelemen yapılan araştırmalara göre evrende trilyonlarca yaşanabilir gezegen olduğu tahmin ediliyor.

Yani evren de başka yaşam formlarının olması muhtemel ve bir çok fırsat görünüyor. peki yaşam var ise nerede? Evren de bizden başka yaşayan uygarlık varsa, ayrıca evrenin uzay gemileriyle dolu olması gerekmez mi?

Hadi biraz inceleyelim.. Eğer evren de başka galaksiler de uygarlıklar varsa bile onları görebilmemiz imkansız. aslında galaktik komşularımızı yani kendi lokal galaksimiz dışındaki hiç bir şeye, hiç bir zaman ulaşamayacağımız gerçeğini öğrendik. Bunun nedeni evrenin durmadan genişlemesi. 

Yani çok hızlı uzay gemilerimiz olsa bile lokal galaksimiz dışındaki başka bir galaksiye ulaşmak milyarlarca yıl sürebilir. O yüzden sadece samanyolu galaksimize odaklanalım.

Samanyolu Galaksimizde 400milyar yıldız bulunmakta. Ayrıca bunların 20milyar tanesi güneş benzeri yıldızdır ve tahminlere göre o yıldızların 5'te 1'i güvenli yaşam kuşağında bir gezegen bulundurur.  Bu gezegenlerin yüzde 1'inde yaşam olsa galaksimizde 1milyonun üzerinde hayat dolu gezegen olurdu.

İlginç dimi, devamı olacak..


1 2 3 4 57 8