Neler oluyor

Politika#

"ABD Senatosu'nun kararı beni incitti" (Ermeni Patriği konuştu)

Ermeni Cemaati'nin yeni patriği Sahak Maşalyan Ermeni diasporasının duruşunu ve Amerikan Senatosu'nun son kararını değerlendirdi. Maşalyan, “Biz diaspora değiliz. Biz hep burdaydık bu ülkede kaldık. 1915’teki acı olaylarından sonra burada kalmayı tercih ettik. 105 yılı diaspora Ermenilerinden farklı yaşadık. Onlar 1915’in acı hatıralıryla nesilden nesile aktadıkları travmayla var oldular. 

Biz ise o travmayı atlattık, unutmadık ama atlattık. Beraber yaşamanın büyüsü gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

Tabi sonuç olarak petrol fiyatları hemen 70 doların üzerine çıktı.. yine acısını Türkiye çekiyor. malum enerji ithalatçısıyız ya

 İran Kudüs Güçleri komutanı Kasım Süleymani, Bağdat havalimanı civarında içinde bulunduğu konvoyun ABD uçakları tarafından hedef alınması sonucu öldürüldü.

iran çok umurumda değil ama abd nin yaptığıda her zaman olduğu gibi tam kahpelik. savaş halinde olmadığın bir devletin üst düzey komutanını nasıl öldürürsün.. 

hayır niyet savaş ise buyur yap bakalım ne olacak. gerçi ordan da ez an 6  7 milyon mülteci gelir. 

Valla ne diyelim dünyanın gidişatı o yönde, hatta birkaç dizi de konu bile edinildi. bazı güçlerin düşüncesine göre dünyanın optimum nüfusu 4 milyarı geçmemeliymiş. dolayısı ile bu teze bakarak konuşursak şuan dünya da 3.5 milyar fazlalık insan var. 

Bu güçler bunu ancak beklenen bir DİNLER savaşı ile çözüleceğini düşünüyor. sözü edilen ARMEGEDDON sanırım bu idi.

Bu halife Hayfer ABD de sürgünde olduğu sürece CIA binasına yakın bir yerde yaşamış 20 yıl boyunca demek ki abd bu adamı bunun için yıllarca beslemiş demek. o yüzden daha kaddafinin gözdesiyken çat ile girişilen şavaşta malup edilip 300 askeri ile esir alındı ve gözden düşürüldü sonra da malum sürgün süreci başladı..

Sözüm ona BM nin karanlık yüzü, batılı askerler gittikleri her yerde bu rezaleti yaşatıyor ama BM nin diğer üyelerinden ses çıkmıyor. alın size kan donduran bir haber daha.

Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerlerinin Haiti'de görev yaptıkları dönemde yüzlerce genç kızı ve çocuğu hamile bırakıp yoksulluk içinde tek başlarına çocuk büyütmek zorunda bıraktığı belirtildi.

Akademisyenlerin yaptığı araştırma, hamile kalan kızların birçoğunun 18 yaşından küçük olduğunu ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için para karşılığı seks yaptığını ortaya koydu.

The Conversation adlı akademik sitede yayımlanan araştırmaya göre, "11 yaşındaki kız çocukları bile cinsel istismara uğramış, barış gücü askerleri tarafından hamile bırakılmış, sefalet içinde tek başlarına çocuk büyütmek zorunda bırakılmıştı". 

Birmingham ve Ontario üniversitelerinden araştırmacılar, Haiti'de 2.500 kişi ile konuşup BM barış gücü misyonunun etkilerini inceledi. 265 kişi BM askerlerinin genç kızları hamile bırakmasından söz etti. 

Hamileliğin ortaya çıkması ile bundan sorumlu olan askerlerin kendi ülkesine geri gönderildiği, böylece Haitili genç kızların kendi başına bırakıldığı ifade edildi. 

"İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyadaki bir çok sosyal bilimcinin beynini bir soru kemiriyordu: 

Kant, Hegel gibi büyük filozofları, Einstein gibi bilimcileri, Goethe gibi büyük yazarları, Wagner gibi büyük bestecileri çıkarmış bir Alman toplumu, nasıl olur da Hitler gibi bir delinin peşinden gitmişti? Üstelik 20 milyondan fazla insanın ölmesine neden olduğu halde? Hitler "mühendis kafalı" olmalarıyla ünlü Almanlara ne yapmıştı? Onların mantıklarını nasıl "servis dışı" hale getirmişti?

Sorunun özü şuydu:

Mantıklı insanların/toplumların mantıksız davranmaya başlamasına sebep olan neydi? Uzun süren araştırmalarla cevabın bazı parçaları keşfedildi.En önemli kavram "R-kompleks" denilen olguydu. (google'da arayınız:) Almanların beyninde "R-Kompleks" denilen beyin bölgesi, baskın hale getirilmişti.R-kompleks, "sürüngen beyin bölgesi" demektir.Her beyinde bulunur. R kompleksle yönetmek, kitlelerin beynindeki "ilkel içgüdüleri aktive ederek, mantıklı düşünmeyi baskılamak" demektir.Peki bu tip liderlerin metodu neydi?Sosyal psikoloji araştırmalarına göre, bir insanın beynini R-kompleks seviyesine indirgemenin en iyi yollarından biri onu bir gruba dahil etmekti.İnsanları "biz ve onlar" diye ayırmaktı. İç bağları sıkı bir grup içindeki kişi "akıl ihalesi" yoluyla mantığını kullanmaktan vazgeçebiliyordu. Bu amaçla kullanılan ikinci yol, kitleleri "korku kültüründe" yaşatmaktı.Aynı şekilde "dış düşmanlar" göstererek korkuya dayalı politik propaganda yapılarak da kitleler R-kompleks seviyesine indirilebiliyor.Bu siyasi stratejide 3-D çok önemlidir: Düşman göster, Dayanışma duygusunu kışkırt, Düşündürme! Sürekli çatışma çıkar ki, taraftarların düşünemesinler! İnsanların mantığına değil içgüdülerine hitap et!Peki kitleler bu tip "R kompleksli" liderlerde ne buluyorlar?En önemli açıklamalardan biri özdeşlik kurma psikolojisiydi.Kendi hayatında yenik, ezik, kompleksli kişiler, bu tür gücü ve otoriteyi temsil eden liderler üzerinden, kendilerini ezen kocalarından, patronlarından, üst sınıftan kendilerince intikam alıyorlardı. R-komplekse hitap eden liderlerin en büyük sırrı, kendisini bir "intikam aracı" olarak sunmalarıydı.Onlar hep; Kaybedenlere oynayarak kazanıyorlardı! Kimliklerini bir düşmana göre konumlandırıyorlardı.Mesajları şöyleydi: "Ben de senin gibiyim ama senin olmadığın bir yerdeyim, oyunla bana güç ver, nefret ettiğin herkesin canını okuyayım!" Bu tip liderler kolaylıkla iktidara gelebilirken, gidişlerinde büyük bedel öder ve ödetirler. Bu tip liderler, toplumlar için bir zeka testidir.

Mümin Sekman: Her Şey Beyinde Başlar

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kanal istanbul bölgesindeki tapu bilgilerine erişebilen belediyelerin, erişim yetkilerine sınırlama getirmiş.  Arsaları kimlerin satın aldığı gizleniyor demek ki

Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesine yanıt veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Katarlıların Türkiye’de 795 bin 552 metrekarelik taşınmaza sahip olduğunu belirtti.

Ama bekleyin bu bişey değil Çinliler geliyor bakalım o zaman ne yapacağız.. her gelenin geri  gönderilmesi gerek

Çin uygurlu müslümanlara yaptığı zulüm yetmezmiş gibi şimdide kuran-ı kerimi kendi ideolojilerine ters geldiği gerekçesiyle değiştirme adı altında güncellemeyi düşünüyormuş. 

Belki şimdi islam ülkeleri sesini çıkarır mı diye umut ediyorum ama nafile. bakalımTürkiye den bir hamle veya ses çıkacak mı? 

Kızım sana söylüyorum "Başkanım" sen anla

1987 doğumlu şeyh muhammed bin raşit el maktumun kızı. 2018'de birleşik arap emirlikleri'nden kaçtığı sırada kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılmış ve yeri tespit edilemiyor..

 ülkemizde prenses latife olarak bilinen bir kadersiz arap kızı

prensesin BAE'dan kaçmasına yardım eden eski fransız ajanı, prensesi geri götürenlerin hindistan sahil güvenlik güçleri olduğunu iddia ediyor.

dubai emiri ne pis bi adamsa karısı kaçtı kızı kaçamadan yakalandı ve umarım yalandır ama muhtemeldir ki arap emirinin itleri tarafından öldürüldüğü düşünülüyor

dünyaya yön verecek kadınlardan olabilirmiş. öylesine donanımlı idi. bulunduğu aile dolayısıyla her türlü eğitimi maddi olarak karşılayabilmiş,abuk subuk şeyler peşinde koşmaktan çok bu avantajı kullanmış, yetişmiş bir kadın. tek suçu, arap olması.

aklıma geldikçe üzülürüm umarım ölmemiştir, umarım bir şekilde kaçar/kaçırılır babasının elinden.

Dubai şeyhi maktum un kızı prenses latifa 2018 den beri kayıp. başına ne geldiğini onu son gören arkadaşları anlattı.

İzlediğim video da arkadaşlarıyla bir tekne ile hindistana kaçarken umman açıklarında uluslararası sularda BAE ne götürülmek üzere bir operasyon ile alınıp kaçırılmış. 

şuan ki durumundan muhtemelen aile bireyleri ve şeyh maktum hariç herkes habersiz. yaşayıp yaşamadığını bilen yok.  

Projeye malum bakanlık ve başkanın müdehalesi ile ÇED raporu verildi. Allah akıl fikir versin. ulan çed'i kabaca tanımı ile bilmeme rağmen istanbul haritası gözümün önünde ve istanbulun nufus yoğunluğu göz önüne alındığında verilmesi mümkün olmayan bir rapor ile onay verildi.

Tam bir rans projesi ve müşterisi çıkmazsa biz yaparız diyecek kadar gözü dönmüş.

Suudi arabistan gazateci cemal kaşıkçı cinayetinde rolleri olduğu gerekçesiyle 5 kişiye idam kararı vermiş. 

Tüm dünyanın konuştuğu cinayeti cemal beyin olay yerindeki nişanlısının ihbarı ve Türk hükümetinin girişimleri ve çabası ile dünyaya servis edildi ve kamuoyu oluşması sağlandı.

En büyük zanlı malum veliaht presn salman idi ve Kaşıkçı cinayetinin kilit isimlerinden olduğu iddia edilen Kahtani ve İstanbul Başkonsolosu'na ceza verilmedi ve Kahtani serbest bıraktıldı. 

Şimdi akla ilk gelen muhtemeldir ki arabistanda bu adamlar muhalif gördükleri ve harcanabilir 5 kişiyi idam edecekler ve dünyayı ikna etmiş olacaklar.. 

Tabi yersen.

İstanbulun Kanal istanbuldan daha önemli sorunları var. bence referandum yapılmalı

ne parasızlığı yaa baksana simit sarayına 500 milyon dolar yatırmışız şanımız yürüsün..

#Ziraat Bankasına kayyum atansın

Ekrem başkan diyor ki halka soralım ama birisi diyor ki illa yapacağım.. sen otur oturduğun yerde diyor. arkadaş sen nasıl bir varlıksın ki hukuk diyorsun ama hakkın olmayan bir koltukta oturup ülkenin can damarını kesme hakkını kendinde buluyorsun.

İstanbul taşı toprağıyla satılacak pazarlanacak bir mal değil ama adam hala satıyor.. deprem kuşağında olan ve artık yoğunluğu kaldıramayan bir şehir olan istanbula her gün ihanet üstüne ihanet ediliyor.. 

Tarihe çürümüş hatıralarınızla insanlar arkanızdan türlü beddualar edecek haberiniz olsun..

sadece istanbul halkının katılacağı bir referandum yapılmalı. 

Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza’nın kanal İstanbul gügergahında yani başakşehir de 100 bin lira sermayeli şirket kurup birkaç ayda  44 dönüm arazi satın aldığı ortaya çıktı. 

Allahım sana geliyorum. bunlara kıyametlerini göster inşallah.


Ranta kanal yaratma projesi olarak güncelliyorum

sayın başka bu şehrin belediye başkanına sen otur yerinde dedi. çok ayıp olmakla beraber o zihniyetin ve o lafın karşılığı belli. işimize karışma maaşını al otur demek zaten öyle yapsa çok çok eminim Ekrem İmamoğlunu bir sonraki seçimde kendi yerine aday göstermezse bişey bilmiyorum..

Başkan tabi herkesi kendisine inananlardan sayıyor herkesi ama kendi adıma konuşayım, o dini bütün kitleden değilim ben.. 

Benim dinim İslam ve Rabbim Allah Peygamberim Hz. Muhammed (sav) ve bana emredilen haram yeme, yalan söyleme, zina yapma, senden olmayana zulüm etme, kendi menfaatini ümmetin menfaati önünde tutma vs.. 


Türkiye cumhuriyeti muhtemeldir ki ticaret kanununa göre şahıs şirketi olarak kurulmuş yeni haberimiz oldu..

Artık cumhuriyet olmaz zamanı. ;)

Sosyal medya da takip ediyorum bazı kişiler bu konuyu sömürüyor sanki. bazısı bu konuyu sadece ırksal boyutunu ve Türklüğe bağlıyor yani oradaki alman, arap yada rus olursa tepkimiz değişecek mi? bizim her türlü insana ve her türlü zülme karşı duruşumuz belli. etnik temelli olduğu düşünülebilir ama oradaki çin devletinin uygurlara yaklaşımının esas hareket alanı bence müslüman olmalarından geliyor. 

Etnik kökenim Türk değili ama o haberleri, görüntüleri yada yaşanan zulümleri görünce içim dağlanıyor. ve malesef bu konuda çok kalabalık bir ülke olan ve 5 6 sene sonra dünyanın en büyük ekonomisi olacak dolayısı ile devletimiz ve diğer devletler bu konuda bişey diyemiyor. tek yapılabilecek şey dünyanın önce gelen devletleri çini bu konuda yalnızlaştıracak. başka çare yok..


Başka bir kardeşimiz başından geçen işkenceleri anlatıyor..

Ama insan inanmaz diyerek başlıyor sözlerine.. tırnaklarını çekmişler. gözleri önünde insanları kurşuna dizmişler, insanlar dayanamasın ölsün diye her sabah 6 da kaldırıp 70  80  yaşında yaşlı insanlar dahil kadın erkek koşturup onlarcasının ölümlerine sebep oluyorlarmış. ve ayrıca 4 yıl önce Türkiye ye gelmiş ve 4 çocuğundan hiç haber alamadığını söyledi..

İşkenceden dönen hem kadın hem erkeklerin her tarafında işkence izleri olduğunu özellikle de gençleri seçip götürdüklerini söyledi. görece güzel kızların bazılarını bir daha görmemişler. 

Türk milleti ve Müslümanlar uyumayın.. 


Uygurlu bir ablamızın ağzından dökülen sözler şöyle..

babası hafız ve kendisi de 13 yaşında hafız olmuş. babasını 3 ay işkencede tutup öldürmüşler ve cesedini dahi vermemişler hemen sonrasında annesini de öldürmüşler.. sonra knedisini ve 2 abisini de hapse atmışlar. yüzlerce kadınla erkek aynı ortamda saatlerce çırılçıplak bekletilmişler. 2 abisini ve 3 arkadaşını gözleri önünde kurşuna dizmişler. ve kadın bayılır.

Nasıl bir kederdir, nasıl bir zulüm ve bizim Türk devletimiz ve Türki cumhuriyetler sus pus. 

Ulan en büyük günahkar şeytanlara karşı sessiz kalan değil mi. inşallah Allahın adaletinden ve o büyük mahkeme gününde hesap vereceksiniz ve sonunuz ebedi cehennem olacak..

Az önce hdp li millet vekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Uygur Türkleriyle ilgili bir açıklamasını duydum.. dünyada bir çok ülkede konuşulan ve her gün bir belgenin açığa çıktığı konuyla ilgili nedense Türkiye de gündeme gelmesi istenmiyor ve engelleniyor

Arkasında da 50 milyar dolarlık bir ticaret anlaşmasının olduğunu söyledi. 

Yerli ve milli unsurlarımız konuya çok duyarsız. ee tabi 50 milyar dolar önemli onlar için. Çocuklarının geleceği söz konusu

14 5 68 9