Neler oluyor

Ekonomi#

Erdemliyolcu, resmen işkembeden sallamışın... Avrupadan ne pahallıyız laaa??? Biz avrupadan Türkiye’ye gelmeye çalışıyoz sen ne biliyon da yazıyon la ??? Saçmalamışın, ya bil konuş ya da sus denyo.

Bir dostum bugün evinde bozulan buzdolabı için kısadan bir inceleme yaptı ve beraberce şöyle bir tablo ile karşılaştık.. 

Bir buzdolabı markası ve burada üretiliyor.. buradaki fiyatı 5.560 tl Avrupadaki benzeri 400-450 euro civarı.. ilginç olan burada üretilen bir ürün orada nasıl daha ucuz olabilir.. 

Tek açıklaması var, bizim yüce devletimiz kendi vatandaşının cebine girmiş akrep rolunu çok güzel oynuyor.. vergi ve kontrolsuz kar maksimizasyonu vatandaşın belini bükmüş hatta kırmış durumda.. AB'deki insanlardan daha mı zenginiz. bunu bize ve bu halka reva görenlerin Allah bin türlü.... .... anladınız.

Mevcut tek adam rejimi geçmişten bugüne sadece kendi tabanı üzerinde değil ülke genelinde bir algı yaratmak ve o algıyı yönetmek istediğinde kullandığı argümanlardan biri de hep dış mihraklar söylemi olmuştur. Örneğin ekonominin darboğaza girip de verilerin hep negatif gelmesi sonrasında bilinçli her seçmen bütün demokratik ve şeffaf ülkelerde olduğu gibi konunun muhataplarından bir açıklama bekler. Bizde mevcut rejim her konuda olduğu gibi bu konuda da sorumluluk almayıp olumsuz tabloyu izah ederken bunu dış güçlerin ülke ekonomisini batırmak için oynadığı bir oyun şeklinde başına servis ediyordu. Zaman zaman faiz lobisi söylemi de dış mihraklar söylemine eklemleniyordu.

Dövizin artışının frenlenememesi dış güçlerin oyunu

Enflasyon rakamlarının bütün baskılamalara rağmen yüksek gelmesi  dış güçlerin oyunu

Örnekler çoğaltılabilir. Kredi risk notunun veya işsizliğin sürekli yükselmesi dış güçlerin oyunu gibi

Velev ki bir an için doğru olduğu varsayalım!

O zaman neden ekonomini çökertmek isteyen bu dış güçlerin kapılarına gidip swap anlaşması yapmak istiyorsun ki sormazlar mı adama? Madem batırmak istiyorlar senin ekonomini niçin gel paralarımızı takas edelim diyorsun. Niçin versinler ki kendi paralarını.Katar konumuzun dışında ama Katardan önce Amerika sonrasında da sırasıyla İngiltere, Japonya ve Çin ile swap görüşmeleri yapıldığı için söylüyorum bunu. 

Bir devlet düşününü ekonomik krizden çıkmak için tek çabası, para basıp kamu bankalarına daha çok ama biraz ucuz krediler ile halkı bankalara borçlandırarak ekonomiyi hareketlendirmeye ve kendisine çok yakın duran iki sektör için ki bunlar turizm ve inşaat, kredi düzenlemesi yaparak toplumu iyice içinden çıkmaz bir hale sürüklüyor..

Kamu bankaları Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank konuttan taşıta, mobilyadan tatile dört yeni kredi paketi hazırlamıştı. Bugün Ziraat ve Vakıf katılım bankaları da kamu bankalarıyla aynı koşullarla konut, taşıt, tatil ve sosyal destek kredileri vereceğini duyurdu. bu ne demek, zaten işsizliğin %14 seviyesinde olan bir ortamda yüzbinlerce borçlu yaratmak hangi aklın ürünü. ayrıca bir çok ekonomist bilir ki bunu bakanın bilmemesi pek mümkün değilde bizim bakan damat olunca bilmemesi normal, bir ekonomide paraya ulaşım kolaylaşırsa piyasa gevşer ve fiyatlar genel seviyesi ki özellikle bu kredilerin konusu inşaat ve turizm de artacaktır.. daha dün dinlediğim bir kaç uzman ev ve araç fiyatları şimdiden artışa geçti bile.. 

Yani düşük maliyetli finansman ama 50bin'lik aracı 60bine al.. veya 250bin'lik evi 300bine al, ne anladım bu işten.. 

Corona virüs pandemisi nedeniyle bir süredir kapalı olan başta Habur ve Gürbulak olmak üzere İran ve Irak’a açılan gümrük kapılarının uluslararası yük taşımacılığına yeniden açıldı.  

oyun geliştiricisi Zynga'nın hisseleri, oyun şirketi Peak Games'i 1,8 milyar dolara satın almasının ardından, Nasdaq borsasında ZNGA koduyla işlem gören Zynga'nın hisseleri pazartesi günü yüzde 5,57 yükselişle 9,66'ya yükseldi. Şirketin hisseleri gün içerisinde 9,87 değerine ulaşarak 8 yılın en yüksek seviyesini gördü. Şirketin yıllık gelir beklentisini de 1,65 milyar dolardan 1,69 milyar dolara yükseltmesi de hisselerin artışında etkili oldu. 

Peak Games açısından ve diğer Türk şirketlerine örnek olması hasebiyle bu satışı çok başarılı buluyorum, sebebi peak games yönetimi şirketin %100'nü 900 milyon dolara satmış, kalan 900 milyon dolarlık kısım için Zynga şirketinin hisselerinden alarak firmalarını alan şirkete ortak oldular.. yani dünyaca ünlü Zynga'nın artık Türk hissedarları var.. 

Darısı başımıza!!!

dolar şimdilik 6.71 tl oldu.. Euro'da 7.54 tl   

Bir türk oynu şirketi olan "peak games" ABD'li ZYNGA şirketine 1.8 milyar dolara satıldı.. 

Peak Games en az çalışanla, en kısa sürede en yüksek değere ulaştı.

Ayrıca Türkiye’den çıkan ilk unicorn oldu. unicorn  değeri 1 milyar dolar üzerinde olan star-up firmalar için kullanılar bir terimdir.

TÜİK, Mayısta TÜFE yüzde 1,36 arttı. Yıllık TÜFE yüzde 11,39 olarak gerçekleşti.

TÜFE yani tüketici fiyat endeksi neymiş %11.39 hemde yıllık.. bana kalırsa en az % 25-30 larda ama işte hükümetler her zaman icraat sahibi olduklarından genelde toz pembe tablo çizmeyi severler.. bizde yedik tabi. 

Salgın nedeniyle iflasın eşiğine gelen Alman havayolu şirketi Lufthansa ile federal hükümet arasında yapılan anlaşmaya göre, hükümet, yüzde 20'lik hissenin karşılığında Lufthansa'ya 9 milyar Euro nakit aktaracak.

Bizi kıskanan almanya çok önemli bir kurumu batmasın diye tek bir kurum için yaklaşık 67 milyar TL  NAKİT kaynak aktardı.. 

Bizim devletimiz ise sürecin başından şuana kadar yaptığı toplam nakit yardım sanırım 10 milyar TL bile değil.. 

220 milyar TL kaynak denen desteklerin hepsi faizi düşük kredi destekleri, yani hibe değil vatandaşın ve işverinin geleceğini borçlandırarak yapılan bir planlama.

bizde ise bir asgari ücretlinin aldığı en iyi ihtimal ile aylık 1168 TL ve o da 172 dolar yapar..  ABD 'de ise hafta da 347 dolar ayda yaklaşık 1400 dolar yapıyor.. Düşünün ki bizde asgari ücretli kira da yaşıyor ve bugün istanbulda ahırda yaşasan en düşük kira 800 tl normali 1000-1200 tl ne yicek bu insanlar.. ot mu?

Düzeltiyorum 11.5 milyar TL.. haber öyle diyordu.. ayrıca o kadar olduğu yalan eğer doğru ise işkur önleri neden hala dolup taşıyor.. bu günlerde herhangi bir iş bulamayacağını bile bile neden oralara gidip sağlığını tehlikeye atıyor.. demekki ya yardım edilmiyor yada yine sadece yandaşlarına yardım ediyor bu ahlaksızlar..

ABD’de işsizlik maaşına başvuranların oranı corona virüsünün etkisi sonucunda rekora ulaştı. Son günlerde ki işsiz sayısında ki artışla beraber 30 milyon ABD’li işsizlik maaşı almak için sıraya girdi, bir bölümü ise kısa süre içerisinde maaş başvurusu yapacak. İşsizlik maaşının ne kadar olduğu ve kimlere ödendiğini merak ediyorduk ve biraz araştıralım dedim ve entresan bilgiler topladık. 

Öncelikle ABD’de işsizlik maaşı Türkiye’ye oranla çok ama çok yüksek durumda.

Her eyalette farklılık gösterse de ortalama işsizlik maaşları haftalık olarak 347 dolar seviyesinde.

Eğer bir kişi ABD’de işsiz kalırsa sokakta kalmasının önüne geçecek bazı önlemler devreye giriyor. Bunlar arasında birçok farklı marketten ücretsiz olarak gıda alımına izin verilmesi ve benzer sosyal projeler yer alıyor.

Dünyanın en güçlü ekonomisinin vatandaşlarına işsizlik maaşı olarak haftalık 347 dolar ödüyor olması da ABD içerisinde eleştiriliyor. ABD’li işsizler ülkelerindeki işsizlik maaşının 1.000 dolar haftalık olarak ödenebileceğini, ancak eyaletlerin bunu yapmadığına değiniyor.

ABD’de Türkiye gibi işsizlik maaşının belirli şartları ve standartları var ancak bu eyaleten eyalete değişiyor. En doğru bilgiyi yine eyalet yetkililerinden ve ilgili Çalışma Bakanlığı sitesinden almak mümkün oluyor. Direkt olarak ABD’de işsizlik maaşının şartlarının tek tek madde madde listelenmiyor olmasının nedeni çoğu zaman eyaletlere göre değişim gösteriyor olması olarak gösteriliyor.

Eğer bir kişi issiz kaldıysa öncelikle bakanlığa başvuru yapması gerekiyor. Birçok insan bunu internet üzerinden yapıyor ve kısa süre içerisinde bakanlık yanıt sürecine geçerek kişinin iş bilgilerini inceler incelemez maaşa uygun olup olmadığına karar veriyor. İncelemeler ilgili eyalette yer alan bakanlığa bağlı bürolar tarafından incelendiği için genellikle kısa süre de yanıt alınıyor.

350 milyonu aşan nüfusu ile ABD son derece fazla başvuru alıyor ve bunun bir sonucu olarak ülkede her hafta milyarlarca dolar değerinde işsizlik maaşı ödemesi yapılıyor. ve işin güzel yanı işsizlik ödeneğinin haftalık ödeniyor olması

Devler bu corona sürecinde 11 milyar tl yardımda bulunmuş.. düzenlenen yardım kampanyasında da 2 milyar tl ye yakın bir para toplanmış, orada küçük bir karışıklık olmuş idi daha önce 200 milyar tl toplandı gibi bir bilgi vardı piyasa da ama gerçeği yansıtmadığı da ortaya çıktı ancak 2 milyar tl den de fazla toplandığını düşünüyorum.. kaldı ki devlet tüm hesapları yönettiğinden bunu denetleyen bir mekanizma yok.. yani 10 milyar toplanmış olsa ve bunu 2 milyar açıklasa bunu hakkı ile denetleyecek ve evet bu kadar toplanmış diyecek bir kurum yok ülkede.. zaten bu SAYIŞTAY ne iş yapar hiç bilmem.. çok önemli bir kurum esasen ama 7  8 yıl önce siyasal sebeplerle parti ve belediyeler incelenemesin diye bir kararname ile ki mimarı erdoğandır, işlevsiz hale getirildi.

Neyse konu bu 11 milyar TL yardım ise bu yardımlar kime ve ne şartlarda yapıldı.. 

benim evimde babam emekli ama serbest meslek sahibi olduğundan bir yerde günümüz şartları gereği günde 3  4 saat çalışıp asgari düzeyde bir gelir elde ediyordu şuan o çalıştığı yer kapalı ve gelir yok.. 

Ardından kardeşimin küçük bir dükkanı vardı oda kapalı ve gelir sıfır.. bu arada kira ödüyor yani gelir ekside gider var..

Ortanca kardeşim 3 ay boş kaldıktan sonra bir işe girdi ve 2 hafta sonra corona patladı ve mekan kapandı.. oda boşta ve gelir sıfır,, bu arada geçmişten gelen taksit ve kurs ödemeleri nedeniyle 2 ayda 1300 tl ödeme yaptı ve eksi değerde.. 

Küçük kardeşim asker ve geliri malum sıfır ama ayda 400-500 tl gideri var neden çünkü bulunduğu yerin yemekleri rezalet imiş. 

Benim ise iş yerim ofis kapandı ama evlerden çalışıyoruz ama resmi olarak 3500 tl olan maaşım patron ofisi kapatmadı diye kısa çalışma ödeneğine başvuramıyor ve maaşımı 1500 tl kesinti yaparak 2000 tl olarak ödüyor yani kısa çalışma ödeneğinden daha iyi olduğu için ses çıkarmadık doğal olarak bu işime geldi.. ama ben 2000 ve babam emekli maaşı 1900 tl den 3900 tl yapıyor bunun 1500'ü kira ve aylık yaklaşık 800 ila 1000 tl faturalar.. doğalgaz ve elektirik malumunuz çok pahallı. ne kalıyor ele 1400-1500 tl gibi bir rakam. ayrıca ev alma ümidi ile bir organizasyona girmiştik oraya da ayda şuan 1700 tl ödüyoruz onu ertelemekte istemiyoruz çünkü 8. ayda evimizi alabileceğiz inş. ama ertelersek teslimat ertelenecek. 

şimdi bu durumda devlet denen yapı vatandaşından bunca vergi ve yardım toplarken ki sadece benden şuan resmi maaşım hesaba yattığı için ayda 1500 tl den fazla vergi alıyor.. bunu ödese bana aslında yaraya merhem olur ama yok.. 

ben ortanca kardeşim için e-devletten pandemi sosyal destek sayfasından başvuru yaptım ama onaylanmadı.. neden çünkü benim resmi maaşım ile babamın emekli maaşı 5000 tl yi geçtiğinden yardım alamaz düşüncesinden halbuki aranıp sorulsa derdiniz nedir diye gereken söylenecek ama devletin 5 milyon memuru var ve hizmet üretemiyorlar..

Ayrıca bu yardımlar için para basmak neden bu kadar kötü bir şey gibi algılanıyor.. normal zamanlarda zaten olacak bişey değil çok doğrudur piyasa da nakit arzını arttırırsan çok ciddi enflasyona neden olabilir ve bu  hem micro hemde macro ölçüde ciddi ekonomik hasarlar yaratır ama günümüz şartlarında hiç bir harcamanın yapılamadığı ve piyasanın sıfır noktası gibi durumlarda zorunlu harcamaların karşılanması için hanelere yapılacak yardımlarda para basılarak ödenecek likit yardımlar enflasyona sebep olmaz.. ki devlet denen organizasyon bunu tedbirlerini almak için vardır.. 

Şimdi soruyorum onca yapıldığı söylenen yardım ne-re-de.. kimlere yapıldı bu yardımlar.. ki 11 milyar tl 1.6 milyar dolar yapar.. 700-800 milyar GSMH'sı olan bir devlet olarak kendi halkına 5-10 milyar dolar yardım yapamıyor mu.. ABD tek kalem de 2.2 trilyon dolar yardım desten ve hibe paketi açıkladı.. yani bizim yapıldığı söylenen yardım miktarının yaklaşık 2 bin katı.. halbuki ABD ekonomik olarak bizden sadece 20 kat büyük bir ekonomi..  

Elektirik dağıtım şitketleri özelleştikten sonra faturalar %100 oranında arttı. Bu firmaların bağımsız denetlenmediğini ve faturaların gizli eklemelerle şişirildiğini düşünüyorum.

YEKDEM; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nın açılımıdır. Bu bedel sabit bir bedel değildir. Her ay hesaplanarak açıklanır. Yüksek çıktığı aylar olabildiği gibi düşük çıktığı aylarda olabilir. 

YEKDEM desteğinden yararlanan elektrik üreticisi santral sayısı arttıkça piyasaya olan maliyeti artar ve bu tüketiciye yansır. Şunu sorabilirsiniz “Tüketiciye yansıtılıyorsa bu bedel, neden lisans sahibi elektrik şirketleri bu kadar şikayet ediyor” Çünkü bu bedeli elektrik şirketleri tahmin etmelidir. Tahminleri az çıkarsa zarar ederler; çok çıkarsa bu sefer satış esnasında rekabetçi teklifler veremezler.

Öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarının herhangi birinden elektrik üretilmesi ve YEK Belgesi alınarak elektrik piyasasına satılması gerekir. Belki biliyorsunuz bu şekilde bir santral kurduğunuzda YEKDEM Mekanizmasına dahil olursanız üretim türünüze göre devletin belli miktarlar üzerinden alım garantisi vardır. Devlet bu parayı cebinden ödemeyeceği için ödediği destek miktarını tüketilen enerji miktarına göre eşitleyerek piyasaya yansıtır. İşte bu alım garantisinin elektrik piyasasına bir maliyeti olur. Elektrik tekliflerinde gördüğünüz YEKDEM işte budur.

Dolar Kurunun Yükselmesi Maliyetleri Attırır. Yenilenebilir Kaynaklı Üretim yapan ve YEKDEM e dahil olan tüm santrallerin üretmiş olduğu enerji, santral türü (Rüzgar, HES, Jeotermal, Güneş, vs.) ve yerlilik katkı oranına göre belirlenmiş döviz birim fiyatı üzerinden çarpılması ile hesaplanan toplam tutar, Türkiyedeki diğer tedarikçilere müşteri portföy büyüklüğü oranında pay edilerek ödetilmektedir. YEKDEM mekanizmasının kaynaklar bazında yatırımcılara garanti ettiği alım fiyatı rakamları ise şöyle:

Biyokütle: 13.3 dolar-cent/kWh – Jeotermal: 10.5 dolar-cent/kWh – Rüzgar: 7.3 dolar-cent/kWh – Hidroelektrik: 7.3 dolar-cent/kWh Güneş: 13.3 dolar-cent/kWh

Öte yandan YEKDEM e dahil bu santrallerin ürettiği enerjinin gerçek elektrik piyasasında oluşan fiyatlara göre belirlenen değeri ise, yine diğer piyasa tedarikçilerine aynı paylaşma oranı ile ödenmektedir. YEK kanunu sonrasında, artan döviz kuru ile birlikte Yenilenebilir Kaynaklı Enerji Üretim tesisleri hızla çoğalmıştır. Örneğin 2016 yılında YEKDEM mekanizmasına dahil olarak bu teşvik fiyatlarından yararlanan santral kapasitesi (yaklaşık 15.000 MW), 2015 yılındaki kapasitenin (yaklaşık 5.000 MW) 3 katıdır. YEKDEM’e dahil olan santral sayısı ne kadar çok artarsa ödenecek miktar arttığı için kWh başına ödenecek YEKDEM bedelide artar. 

Yani benim anladığım bir enerji şirketi YEKDEM için başvuru yapıp onay aldığında devletten bir destek alıyor devlette enerji şirketlerine bunu fatura ediyor, şirketlerde bunu halka yansıtıyor yani o şirketleri halkın desteği ile kuruyorlar.. yoksa alım garantisini veren devlet onu vatandaşa neden fatura ettiriyor anlamış değilim.. Faturalarda ki TRT payı gibi bişey.. 

"dağın uçağa çarpması ( uçağın dağa çarpması da olabilir ) sonucu kendisiyle beraber ekibindeki çok değerli nükleer fizikçiler hayatlarını kaybetti.."

Yukarı da kinaye yapılmış.. neyse burası dikkatimi çekmişti..

Esasen o günlerde konuya çok vakıf değildim ama hatırladığım ve çok üzüldüğüm bir konu idi.. Engin hoca hakikaten bu ülkenin makus talihini değiştirebilecek bir çalışmaya imza attı.. hadi düşmanlar onu öldürdü.. peki devlet neden onun çalışmalarına sahip çıkıp daha ileri götürmedi.. ülkeden nükleer fizikçi mi yok.. 

İster toryumdan ister uranyumdan ister güneşten sınırsız enerji üretilebilecekken neden hala %95 dışa bağımlı bırakılıyoruz.. şuan ki siyasi irade 20 yılda o kadar yol köprü yapacağına sadece şu enerji sorununa eğilse yıllık ortalama 40 milyar dolardan 20 yılda dışarı akan 800 milyar doların en az yarısını ülkede tutabilecek politikalar geliştirebilse Engin ARIK hocamız boşuna ölmüş olmayacaktı.. 

Şu cahil aklımla artık enerji üretimi dünyada sorun olmaktan çıkmış olduğunu bizler görebiliyor iken, biz ne hikmetse hala bile isteye enerjide dışa bağımlı bırakılıyoruz. 

Dünyada yaşanan korona süreci nedeniyle ve ABD-Çin ticaret savaşları sonucunda özellikle ABD'li büyük üreticiler, farklı ülkelere yatırım yapmaya başladı ancak Çin zaten hem üretimde hemde satış ve yeni pazar  kanallarında çeşitliliğe çok önceden önem verdiğinden ülkeden çıkan firmaların geride bıraktığı teknolojiyi de kullanarak çok daha kaliteli ürünler üretmeye başladığı konuşuluyor.

Başka bir deyişle uzmanlar imalatın başka ülkelere taşındığını ve Çin’in de teknolojiye yatırım yaptığını gördüklerini söylüyorlar.

Bu imalat fabrikaları Çin'den çıkmasına rağmen Çin’in; teknoloji, yapay zeka, robotik ve blok zinciri gibi büyük yatırımlarla, değer zincirini yükselttiğini de ifade ediyorlar. Çin’i aslında tedarik zinciri içinde farklı bir noktaya taşıyacak teknolojiye çok fazla yatırım yaptı.

3 Yıl 450 gün ve 60 gün hizmet akdi şartını sağlamasa da önceden yarım kalan işsizlik ödeneği olan kişilerin Kısa Çalışma Ödeneği hak edeceğini biliyor musunuz?

Kısa Çalışma Ödeneğinde, Hafta Tatili ve UBGT günlerinin orantılı olarak ödendiğini biliyor muydunuz?

Kısa Çalışma Ödeneği başvurusunda bildirilen çalışma saatinden fazla çalışılması durumunda Güncel Oran Excelini İŞKUR! a bildirmeniz gerektiğini biliyor musunuz?

BUNU BİLİYOR MUSUNUZ !

Doğum izninde olan işçinin talep etmesi halinde 6 aya kadar ücretsiz izin kullanma hakkı olduğunu.

Biliyormusunuz.

BUNU BİLİYORMUSUNUZ?

Pandemi süresince telafi çalışması için verilen süre,2 Aydan 4 aya uzatıldı.

toryum'un 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. Eğer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleşirse, toryum bir numaralı element olacak. 

Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak, bu trilyonlarca varil petrole eş değerde bir enerji kaynağı olacak.

Fizik profesörü Engin Arık

Bu sözlerinden kısa bir süre sonra 30 kasım 2007 de şüpheli bir uçak kazası ile ısparta ya inerken dağın uçağa çarpması ( uçağın dağa çarpması da olabilir ) sonucu kendisiyle beraber ekibindeki çok değerli nükleer fizikçiler hayatlarını kaybetti.. Türkiyenin enerjide dışa bağımlılığını bitirecek projeler geliştiren ve toryumdan elektrik elde edilmesine olanak sağlayan bir çalışma üzerinde idi. 

parçacık fiziği dalında çalışmalar yapıyordu,  

Engin Arık, deneysel yüksek enerji fiziği alanında Pittsburgh Üniversitesi'nde 1971'de master (MSc) 1976'da doktor (PhD) unvanı aldı.

17 8 911 12 13 14 15