okuma vakti# Eğitim

Artık aldığınız KİTAPLARI OKUYUN ! 📖

Evet, alıp alıp raflarda, çantalarda, masa üzerlerinde, kutularda, depolarda, yani her yerde beklettiğiniz kitapları okuyun ki bir faydası olsun hem kendinize hem de içinde yaşadığımız bu koca ama ufacık dünyaya.

Eğitimler, programlar, seminerler, özellikle de sosyal medya ve daha nice sebeplerle TOPLADIĞIMIZ kitapları okumaya, içindeki dönüşüm tetikleyicisi bilgileri yaşamaya başlamak ne güzel olacak.
Biriktirmek...
Sürekli toplamak...
Bu bir bağımlılık.

Doktora çalışmam sırasında okuma teorileri ve insan beyni, çıktısı olarak da psikolojisi üzerindeki etkilerini inceledim. Neticede şu sonuca ulaştım:

‘İnsanlık çoğu zaman bir bilgiyle karşılaştığında, bir kitabı alıp okumadan bir rafa koyduğunda, hatta okurken parmak, kalem veya başka bir nesneyle satırları takip ettiğinde, anlama oranı, dolayısıyla da yaşamsal etki ve dönüşüm oranı %5’e bile ulaşmıyor !

Beynimiz, kitabı alıp ‘sahiplenmenin’, satırları okurken kullandığımız parmak ya da kalemin hareketine kapılarak ‘okuma, yani takip işlevi tamamlandığında’ o kitapta ya da sayfada olan bilginin artık kendisinde olduğuna inanıyor... Ve bu yanılsama nedeniyle ‘bilmek öğrenmenin düşmanı’ olarak şeytani görevini her seferinde tekrar yerine getiriyor.’

Evet, kitap alalım,
Yalnız, lütfen o aldığımız kitapları okuyalım, tekrar okuyalım, bir daha okuyalım, başkalarıyla içeriğindeki muhteşem bilgiyi paylaşıp onların da kitap alıp okumasına katkı sağlayalım.

Paylaşımlarda ne yazdığını tam okumayıp beğenme davranış kalıbına evrildiğimiz bu dönemde mevcut paylaşımı okumayanlar baştaki ifadeyle öfkelenebilecek ve olumsuzluklarla doldurabilecekler o güzelim zihinlerini. Oysa tamamını okuyup derdimizi ve mesajımızı anlayanlar sadece beğenmekle kalmayıp yeniden paylaşacak ya da destek yorumları bırakacaklar altına. Bu arada, şimdi yaptığıma Nöro-Linguistik yönlendirme etkisi deniyor

kralınkızı . 13 Aralık 2020 16:14

Başlıkla ilgili tüm yazılar