İngiltere başbakanı da aşının hiçbir zaman bulunamayabileceğini söyledi ve daha büyük dalgalar halinde salgının devam edebileceğinin mümkün olduğunu ve gevşemenin pahallıya patlayacağını belirtti.

Güney Kore'de son 24 saatte 35 yeni Covid-19 vakası tespit edilmiş ve bu son bir aydaki en yüksek vaka sayısı olarak kayıtlara geçmiş. Eş zamanlı olarak Japonya'da yine son 24 saatte 70 vaka ve 8 vefat haberi kaydedildi.Çin'in Şulan kenti karantina altına alındı. Tüm bu olumsuz örnekler bu ülkelerde normalleşme süreci uygulanırken oldu. Örneğin Güney Kore son bir aydır tek haneli vaka sayısı bildirirken bu artış yirmili yaşlarındaki bir kişinin testi pozitif çıkmadan önce gittiği bir gece kulübünde 24 kişiye enfekte etmesi ile ortaya çıkıyor ve Güney Kore şuan bütün gece kulüpleri, cafeler ve barları yeniden belirsiz bir süre için kapattı. Bugün itibariyle bizde de normalleşme sürecinin birinci adımı olarak AVM ler, berberler, kuaförler ve güzellik salonları açıldı. Haziran ayında öncelikle camiler açılacak sonrasında yurt içi ve yurt dışı uçuşlar başlayacak. LGS-YKS sınavları ve her ne kadar seyircisiz oynanacak olsa da futbol müsabakaları da haziran ayı içinde başlayacak. Şahsi fikrim maalesef tüm bu adımlar için çok erken. Biraz daha sabretmek gerekiyordu ve Yeni Zelanda başbakanını da bu pandemi sürecinde kriz yönetimi açısından örnek almak gerekiyor. 25 Marttan itibaren ülkesinde Ohal uygulayan Jacinda Ardern 27 Nisan'da bu uygulamaya son verdi. Vaka sayısını sıfırladıktan sonra mayıs başında yaptığı yeni bir açıklama ile yurt içi ve yurt dışı bütün uçuşları 6 ay süre ile kapattı. Eğer biz de ilk vaka sayısının görüldüğü 11 Marttan sonra 15-20 gün süreyle sıkı bir izolasyon uygulasaydık ne bugünkü kadar vaka sayısı ne de bu kadar vefat olurdu. Umarım ikinci hatta üçüncü bir dalga olmaz.