toplumlara yerleşen kötülük# Teoloji ve Felsefe

Bir çok kişi insan oğlu çiğ süt emmiş der ama bilmezler ki kader ve yaratılış planı zaten bunu emrediyor.. sanki insanın içinde ki kötülüklerin kaynağı içtiği çiğ sütmüş gibi neden bir kolaycılığı seçer anlamam. o kadar kolay değil kötülük içinde olmak ve kötülük yapmak.

İnsan kötülük yaptıran iki temel unsur vardır; birincisi, insanın yaşadığı dünya, köleleştiren, robotlaştıran, ve dayatılan sistemler,  dünyayı bir sömürü dünyası haline getirenler için okulların yetiştirdiği adamlardan biri olmak vs.. ikincisi ise birinci derece çevresi yani aile içinde ki şiddet yönlü ilişkiler, yaşadığı semt mahalle, yetiştiği okul ve çevresi tabi son olarakta TV dizi ve sinemanın eliyle topluma şiddeti sevdiren yada şiddete yönelten yayınların çokça yapılması.. 

Yoksa insanın fıtratı kötülüğe meyilli ama kendiliğinden kötü olmaz biri.. Hz. Ademin çocukları Habil ile Kabil arasında bile biliyorsunuz ki bir haset ve çekememe tohumları vuku buldu, peki neden!.. 

Hz Ademin bir evladını kayırmasında mı, tabi ki hayır Allah'u teala çocuklardan birini bahsi edilen kadar planında daha keskin zekalı ve daha becerikli kıldı o kadar... ve büyük oğul Kabil bunu haksızlık gibi gördü ve kalbinde ki haset tohumları açığa çıktı.. sonuç olarak küçük kardeşi Habil'i öldürmek durumunda kaldı ve kötülük bu eylem ile başladı.. 

Doğal olarak görülmelidir ki insanın fıtratında kötülük yapmak var ancak insanlar Allah'ın emir ve  öğretileri ve onun rızasını kazanma arzusu ile yaşadığı takdirde ve kendisine sunulan tüm nimetleri düşündüğünde içinde ki kötülüğün açığa çıkmasını engeller ve büyük ölçüde yok eder. kişi gündelik başarılar için bile kendini yıllarca başarılı kılmak için eğitim alırken, uhrevi hayat içinde kendisini son nefesine kadar öğrenmeye ve bildiği ile amel etmeye adamalı. Ancak bu şekilde ruhunu terbiye edebilir.. ve terbiye edilen ruh içinde kötülüğü barındırmaz..