yavuz bülent bakiler şiirleri# Kültür Sanat

Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin


Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
İpekten kanatlarla

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla

Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemendinle

Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle

Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burda yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin

Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin


Sivas Hasreti

Ne güzel seni sevmek böyle uzaktan
Ve seni düşünmek bir çocuk hevesiyle...
Her sabah yeniden ezan sesiyle
Müslüman Müslüman uyanan şehir.

Bir Selçuklu nakışında seni bulmak ne güzel
Ne güzel seni duymak bir ney sesinde.
Şemsî Sivasî'nin mübarek türbesinde
Kandil kandil yanan şehir.

Halayların, türkülerin, çağırır beni uzaktan
Yüreğim hep, Mısmıl Irmak gibi tertemiz,
Nerde Çifte Minare'miz, Gök Medrese'miz?
Sımsıcak dualarla maziyi anan şehir... Alaca karanlıkta yoksul kağnılar
Ağlar inim inim senin yerine
Tozlu sokaklarına, kerpiçten evlerine
Bakarak kendinden utanan şehir.

Tozunla, toprağınla, yoksul kağnılarınla
Yılın altı ayında yağıp duran karınla
Ve soğuk sularınla, serin rüzgârlarınla
Gözümde tütüyorsun can şehir.

Bir gün bir derviş gibi çıkıp gelirsem eğer
Görürsem bir daha gönül gözüyle seni.
Anla bir rüzgâr gibi yüreğimden geçeni.
Ve sonra anam gibi sar beni Sultan şehir.

Yavuz Bülent BÂKİLER