yengeç sepeti sendromu# Eğitim

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova, içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. 


Balıkçıya sorduğunda "Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamıyacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar." yanıtını alır. Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu'nun çıkış noktasıdır.


Filipinliler arasında popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca, tarafından kullanılıyor. "Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.", "Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın." anlayışını ifade eder. Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını, ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler. Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır. İstekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar. 


Kurbana dönüşmemek için: 


Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin. 

"İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.". Yakınlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilir. Durumun farkına varmanız gerekiyor...