aşkın nörobiyolojisi# Bilim ve Teknoloji

Yaa başlığı söyleyemiyorum bile.. aşkın nörobiyolojisi ni bilmem ama benim biyolojime çok iyi geldiğini biliyorum.. Aşk ve para mı diye sorsanız her ikiside derim ama birini seçmek zorundaysam para derim çünkü para gelince aşkta büyük ihtimal gelir ama günün sonunda illaki aşk gerek insana.. eğer aşk olmayacaksa neyleyim parayı.. ;)  bilmem anlatabildim mi?

  • Aşık olunan kişinin resmine bakıldığında veya aşık olunan kişi görüldüğünde beyinde dört alan uyarılır. Bunlar Medial insula, anterior sinquat, hipokampus ve striantumdur. Uyarılan alanlar göz önüne alındığında, aşkın coşku durumu oluşturması boşuna değildir. Bu merkezler dopaminin, yani beynin ödül, tutku ve bağımlılıkla ilişkili nörokimyasalının yüksek çoğunlukta olduğu alanlardır. Dopaminin yanı sıra aşk ile ilişkili diğer nörokimyasallar, oksitosin ve vazopressindir. Oksitosin ve vazopressin, bağlanmada önem taşıyan hormonlardır. Bu kimyasallar beyinde hipotalamustan salgılanır. Kokain, alkol, uyuşturucu, sigara gibi bağımlılık yapan maddeler kullanıldığında da bu alanlar aktif hale gelir. Dopamin artar '' Anlatılmaz mutluluk duygusu '' yaşanır
  • Aşk ile birlikte beyinde sadece kimyasalların artışı ve bazı alanlarda aktif hale gelmesi gözlemlenmez. Artan dopaminle birlikte serotonin miktarı düşer. Serotonin temel olarak uyku ve iştahı düzene koyan bir nörokimyasaldır. Bu nedenle aşık kişi uyuyamaz, yemeden içmeden kesilir. Serotonin azalması durumunda görülen hastalıklardan biri obsesifkompulsif bozukluğu yani takıntı hastalığıdır. Aşk ile beyinde kortikal ve subkortikal yapılardaki aktive artışı, amiqdalada bir aktive azalması ile karşılanır. Korkutucu durumlarda amiqdala aktiftir. Aşık olan kişinin amiqdalası devre dışı kalır. Bu da aşığı korkusuz ve cesur yapar. Frontol ve temporal alanlarda negatif duyguların oluşumu ile ilgili alanlarda da aktive azalması izlenir. Bu aşk kişilerden çok sık duyduğumuz '' Ne yaparsa yapsın kızamıyorum ona, bırakamıyorum'' söylemini  doğurur. Aşık kişinin karşısındakinin olumsuz yönlerini görmeme sebebi tam da budur....