@Funda neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 1 kişi takip ediyor



Bir ormanda iki ormancı ağaç kesiyormuş. Birinci ormancı sabah erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağacı kesip hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyunca, dinlenmek için ve öğle yemeği için kendine vakit ayırmıyormuş. Akşamları da ormancı arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıp evine daha geç gidiyormuş. ikinci ormancı ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca kim daha fazla ağaç kesecek bakalım demişler, bu yoğunlukta çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç: ikinci ormancı çok daha fazla ağaç kesmiş. En çok ağacı kendinin kestiğini sanan birinci ormancı çok şaşırmış:


– Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken ağaç kesmeye başladım, senden daha geç evime döndüm. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Nasıl daha başarılı oldun, sırrın nedir?

İkinci ormancı tebessümle yanıt vermiş:

– Bir sırrım yok. Sen durup dinlenmeden çalışırken ben birkaç ağaç kestikten sonra hem dinleniyordum hem de baltamı biliyordum. Keskin baltamla, daha az çabayla, daha çok ağaç kestim.


🔅 Hayat Akarken, kendimize, sevdiklerimize zaman ayırmak, kendimizi eğitmek, bilgi becerilerimizi artırmak baltamızı bilemektir. Başarılı olmak için tek yol çok çalışmak değil, yüksek bilgiye ve beceriye sahip olup verimli çalışmaktır.


Gülümsemek, gündelik yaşantımızda çok kolay gibi görünen ancak bir o kadar zor ve neredeyse unuttuğumuz bir kavram. Gülümsemenin duygusal, ruhsal, fizyolojik önemli etkileri bulunmakta.

Gülümsemek sindirim, kalp-dolaşım, sinir sistemi gibi fonksiyonları doğrudan etkiliyor.

Mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin hormonunun düşmesi; depresyon, uyku ve yeme bozuklukları gibi pek çok psikolojik rahatsızlığın oluşumunda etkilidir.
Kişi gülümsediğinde ise, serotonin hormonunun seviyesi yükseliyor ve bu da ruh halinde iyileşmeyi sağlıyor. Aynı zamanda gülmek, stres artırıcı diğer kortizon, adrenalin, dopamin gibi hormonların seviyelerini düşürüyor.

Gülümsemenin psikolojik ve sosyolojik etkilerinden de bahsetmek mümkün.
Kişi gülümsediğinde hem kendisinin hem de karşısındaki kişinin daha mutlu olmasını sağlıyor.
Eğer karşınızdaki kişiyle bir gerginlik yaşıyorsanız yalnızca bir kere gülümsemeyi deneyin, gülümsemenin bu gerginliği azaltacağını ve karşınızdaki kişinin daha fazla kızmaya devam edemeyeceğini göreceksiniz. Unutmayın, gülümsemek bulaşıcıdır.

Gülümsemek kişiye daha özgüvenli, sosyal, çekici ve kibar bir görünüm vermekle kalmıyor, sosyal ve kalabalık ortamlarda daha yetkin ve iletişime açık olmayı da sağlıyor.

Mutlulukları ve yaşam sevinci yüksek olan çocuklar günde yaklaşık 400 defa gülümsüyorlar. Bebeklerin anne karnında bile gülümsediğine dair görüntüler alınıyor. Doğduktan sonra ise gülümsemeye uykularında bile devam ediyorlar. Buradan yola çıkarak gülümsemenin tüm insanlarda bulunan biyolojik bir temele dayanan, fizyolojik gelişimde ve sosyal hayatta da önemli yeri olan bir kavram olduğunu söyleyebiliriz.

Son olarak, tüm bu bilgiler ışığında, ‘Neden gülümsemeliyiz?’ sorusunun cevabını özet halinde sıralayalım:

* Gülümsediğinizde kendinizi daha mutlu ve iyi hissedersiniz.

* Gülümsediğinizde etrafınızda kötü bir gün geçiren birileri varsa, onların da daha iyi hissetmesini sağlayabilirsiniz.

* Gülümsediğinizde daha özgüvenli ve sıcakkanlı görünürsünüz. Bu da hem sosyal ilişkilerinizde hem de iş hayatınızda size fayda sağlar.

* Gülümsemek stresi azaltır, daha sağlıklı bir psikolojik gelişim sağlar.

* Gülümsemek ruh halini iyileştiren hormonların fazla salgılanmasına etki eder ve tansiyonu düşürür.

Hep başkalarının değişmesini bekleriz, hep başkalarının olumlu davranmasını. Oysa ilk adımı biz atabiliriz. Gülümsemek dünyaya ve insanlara açılan penceremiz.

Hayat zor olabilir, hayat herkes için zaman zaman zorlaşabilir. Olumsuz olaylar da yaşanabilir. Yine de yaşamak gerek, tüm olumsuzluklara inat. Kendimize yapacağımız en önemli iyilik bu: Kendimize ve hayata gülümsemek.

Daha sağlıklı, kaliteli, mutlu bir hayata sahip olmak için; hayattan memnun olmak ve keyif almak, kendinizle birlikte çevrenizdekilere de olumlu bir örnek olmak için, yapmanız gereken tek şey gülümsemek...

Yüzünüzden gülümsemelerin eksik olmadığı güzel, mutlu ve bol ışıklı günler diliyorum. 🙏😊😊


Dünyada belki kimimizin bildiği kimimizin ise bilmediği bir kurbağa türü bulunmakta...

Görüntüsü ve özellikleri ile bana ilginç geldi 🤔 

Breviceps Gibbosus (Cape Yağmur Kurbağası)

Brevicipitidae familyasına ait bu kurbağa 1758 yılında Linnaeus tarafından Rana Gibbosa adı altında bilimsel olarak tanımlanan ilk Afrika kurbağa türüdür, 

yağmur kurbağalarının en yaygını ve en büyüğüdür. 

🔅Yetişkinleri 45mm uzunluğa kadar büyüyebilirler, 

🔅 Güney Afrikaya özgü bir türdür Cape Town civarlarında yaşar  (adı buradan gelmektedir). 

🔅Kırsal alanlarda, otlaklarda ve hatta kentsel alanlarda bulunur ancak ev atıklarına karşı duyarlılar ve evcil hayvanlara karşı savunmasızlar 

🔅Yağmur ormanı kurbağası yeraltında yaşar ve genellikle yağmurlardan önce ortaya çıkar. 

🔅Puslu veya nemli koşullarda da görülebilir. 

🔅Cape Town da  toprakların havalandırılması konusunda rol oynar. 

🔅Solucanlar ve küçük böceklerle beslenir 

🔅Tehdit anında hava yutarak yuvarlak bir hal alır

🔅Kalın ve kaslı arka bacakları vardır bu toprağı kazmasına ve kendisini gömmesine olanak tanır

📌 Bilinmesi gereken önemli bir şey ise yüzemezler, suya konulurlarsa boğulurlar.

 #tür #capeyağmurkurbağası