fatihözekinci neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 4 kişi takip ediyor

Bu çaykur yıllarca millete rasyasyonlu çay içirmedi mi?  zarar büyük ama vazgeçilmez bir içecek olmuş.. 

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan olay yine tekrarlandı ve bu firma sahipleri akıllanmıyor.. çok para kazanmak adına bir çok vasıfsız insan işe alınıyor.. tamam alınsın tabi aç mı kalacak onca insan ama kurumsal bir eğitimden neden geçirilmiyor.. aynı vakanın yine metro turizm de yaşanması bence tesadüf değil.. 

metro turizm muavini, yolculuk esnasında 17 yaşındaki bir bayan yolcuya bakarak masturbasyon yaptı ve bunu gören 17 yaşındaki kız kendisine yapılan istismarı fark edip  kayıt altına almasıyla skandal ortaya çıkıyor. 

Bakalım sorumlular ki devlette bu işin içinde nasıl hesap verecek ve ne gibi tedbirler alacaklar göreceğiz.. 

Şöyle internete bir giriyorum ve ülke ülke gündemleri kontrol ettim de benim ülkemde tek gündem politika ve siyaset eksenli konular.

ekonomi siyaseten konuşuluyor

siyasal partiler konuşuluyor

hukuk ve adalet yine siyaseten konuşuluyor

doğa ve çevre yine siyasi malzeme olarak konuşuluyor

terör, insan hakları, eşitlik, toplumsal konular hep ama hep siyaseten politika malzemesi yapılarak konuşuluyor..

şöyle ota böceğe doğaya ve güzelliklere vakit kalmıyor. inanabiliyor musunuz, ülkede esasen halkı direkt ilgilendiren bir konu konuşulmuyor, daha doğrusu sadece konuşuluyor ama icraat sıfır.

toplum siyasiler, gazeteciler ve televizyonlar aracılığı ile bile isteye terörize edilerek korkunç bir algı yönetimi ile politize edilebildiği kadar politize ediliyor.

Darüşşafaka'yı ikinci, Boğaziçi Makine Mühendisliği’ni onur derecesiyle bitirdi. Projesi, uluslararası bir yarışmada 260 kadar proje içinden birinci seçildi. 

İngiliz Kraliyet bursunu kazanan ilk yabancı öğrenci oldu. 

Şu an Imperial College London’da YL’ını yapıyor.

Doktorayı ODTÜ’de tamamladı. Harvard’daki çalışmaları sonrası Notre Dame Üni’de Hücre & Doku Müh. Lab’ını kurdu. 

Aynı Üni’de Sheehan Kürsü Profesörü. 

Geçen yıl Beyaz Saray tarafından “Genç Bilim İnsanları ve Mühendisleri Başkanlık Kariyer Ödülü”ne layık görüldü.

4 Eylül 1953 Ceyhan, Adana doğumlu. 

Teknik direktör ve Libero mevkiinde oynamış eski millî futbolcudur. Süper Lig takımlarından Galatasaray'ın teknik direktörüdür. İmparator lakabıyla bilinir. 

Oyunculuğu döneminde Ceyhan spor, Adana Demirspor ve Galatasaray'da oynadı. 11 yıl formasını giydiği Galatasaray'da futbolcu olarak hiç lig şampiyonu olamayan Terim'in adı sık sık adli olaylara karıştı. Birkaç kez tutuklanan Terim, 1985'te futbolu bıraktı. Teknik direktörlüğe MKE Ankaragücü'nde başladı. Daha sonra Göztepe'yi çalıştıran Fatih Terim, bir süre sonra eş zamanlı olarak Türkiye U-21'i de çalıştırmaya başladı. Daha sonra Göztepe'den istifa etti. Türkiye'yi ve Galatasaray'ı bir kez çalıştırdıktan sonra İtalya'ya giden Terim, Fiorentina da önemli bir başarıya imza attı ve dikkatleri çekti bunun üzerine Milan'dan teklif aldı ve Milan'ı da kısa bir süre çalıştırdı. Yaklaşık olarak 1 yıl süren İtalya macerasının ardından Türkiye'ye geri  döndü. Sırasıyla 2'şer kez Galatasaray ve Türkiye'yi çalıştırdı. Fatih Terim 21 Aralık 2017'de Galatasaray'daki 4. dönemine başladı.

Teknik direktör olarak Galatasaray ile 8 Süper Lig, 3 Türkiye Kupası, 5 Türkiye Süper Kupası ve 1 UEFA Kupası şampiyonluğu kazandı. Oyuncu olarak ise 3 Türkiye Kupası ve 1 Türkiye Süper Kupası kazandı. 

Ayrıca İtalya devleti tarafından verilen "Commendatore" nişanına sahiptir.

Babası Kıbrıslı olan Fatih Terim, Fulya Terim ile evlidir. Merve ve Buse adında 2 kızı vardır.

Yeditepe Üni. Genetik ve Biyomüh. bölümünden dereceyle mezun oldu. YL’ını TU Dresden’de, Moleküler Biyomühendislik alanında tamamladı. 

Doktorasına Almanya’da, Ulm Üni. Moleküler Tıp programı ile Ortopedik Araştırma ve Biyomekanik Enstitüsü’nde devam etmektedir.

Bilkent İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’ni birincilikle bitirdi. 

YL’ını ve doktorasını İsviçre’de burslu olarak, Uluslararası İlişkiler ve Hukuk üzerine tamamladı. 

İsviçre hükümet fonu ile Harvard’da çalıştı. Şu an İsviçre’de, IHEID’de araştırma görevlisi.

Bir süre önce notere vekalet vermeye gittik. Bir işlem için kardeşim ve babanım vekaletini bir avukata verdik.  ekonomik olsun diye ikisini tek evrakta yazdırdık. Ancak toplamda 6-7 dakika süren işlem için 327 TL aldılar. 

Harç 92 TL, değerli kağıt 66 TL, noter ücreti 27.60 TL, ve yazı ücreti ki onu zaten ben verdim sadece isimleri ekledi ve 116.06 TL ücret yansıtıldı. 

Bu milletin işi aşını emeğini verip noterleri zengin etmek mi? Bir de ayrı ayrı alınsa herhalde 500 LR derlerdi... Anlamadığım şey noter ücreti sadece 27.60 TL iken harç nedir veya neden bu kadar yüksektir, değerli kağıt deyip nasıl 66 TL istenir. Bu kağıt bana bir kazanç sağlamıyor ki neden değerli sayılsın. Ama en komik ve en gereksiz kalem sanırım yazı ücreti o nedir abi, zaten yazı taslağını ben getirdim hiçbir emek yok ortada. Ama hakkımı helal etmiyorum bunu fırsata çevirip milleti dolandırmalarını da protesto ediyor yazıklar olsun diyorum. Noterler çok iyi gelir grubuna dahil meslek erbapları bu mesleğin bir uygun tarifesi yok mu. Yoksa denetimsizlikten başıboş kalmış ve keyfimi davranıyorlar. Hiç ümidim yok ama umarım ilgili kurumlar ve Noterler Birliği konuya el atar. Şikayetim Üsküdar 8. Noterliği içindi...

Bilkent İşletme'yi onur derecesiyle bitirdi. YL’ını ODTÜ’de, doktorasını ABD’de, Wisconsin'de tamamladı. 

Şu an Kanada’da, Concordia Üni’de doçent. Tüketim sosyolojisi çalışıyor. 

Araştırma alanları arasında beğeni şekillenmesi, sosyal medya ve mekan ilişkileri var.

Kabataş Erkek lisesi mezunu. Lisans, YL ve doktorası YTÜ Endüstri Mühendisliği. KU Leuven’de postdoc yaptı. 

Şu an ABD’de, MIT Center for Transportation and Logistics’te araştırma ortağı olarak tedarik zincirinde makine öğrenmesi üzerine çalışıyor.

Lisans ve yüksek lisansını Bilkent Üni. Kimya Bölümü’nde, doktorasını Fulbright bursiyeri olarak Penn State Üni’de tamamladı. 

Şu an MIT’de araştırmacı olarak, süper çözünürlük mikroskopu kullanarak virüslerin hücre içinde görüntülenmesi üzerine çalışıyor.

Lisansını SDÜ. Jeofizik Müh. Master ve doktorasını Boğaziçi Üni’de tamamladı. 

Şu an araştırmalarını burslu olarak GFZ (Helmholtz Centre Potsdam) Alman Araştırma Merkezi’nde yürütüyor. 

İnsan kaynaklı deprem mekanizmaları üzerine çalışmalarına devam ediyor.

TOBB ETÜ Elektrik Müh. mezunu. Lisansta WPI'da stajyerlik yaptı. YL'ını Northeastern Üni'de tamamladı ve okulu uluslararası robotik yarışmalarında dereceye soktu. 

Doktora çalışmalarına Northeastern Üni'de, robotlarda görü ve dokunsal algı üzerine devam ediyor.

Lise, İzmir Selma Yiğitalp., Lisans Siyaset Bilimi, Houston Üni., YL, Edinburgh Üni., doktora burslu Anvers Üni. 

Şu an Doktora üstü çalışmasını, ticaret politikası üzerine, kazandığı Avrupa Birliği fonu ile İsviçre Dünya Ticaret Enstitüsü’nde yürütüyor.

Lisans Piri Reis Üni. uluslararası işletmecilik ve ticaret., eğitimi sırasında GBRC’de araştırma makalesi yayınlandı. 

Greenwich Üni’de Stratejik Pazarlama alanında master yaptı. 

Şu an İngiltere’de kurucu ortağı olduğu Adbyside Marketing Agency’de yöneticilik yapıyor.

Ankara Atatürk Anadolu Lisesi mezunu. YKS Eşit Ağırlık 2019 Türkiye Birincisi olarak Boğaziçi Üni. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandı. 

Hedefi, yüksek lisansı tamamladıktan sonra Türkiye’yi kamuda veya özel sektörde Uluslarası alanda temsil etmek.

Lisans ve doktorayı İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde TÜBİTAK bursiyeri olarak tamamladı.  

Şu an ABD Emory Üni. Tıp Fakültesi'nde doktora sonrası araştırmacı olarak psikiyatrik hastalıklarla ilişkili genetik ve epigenetik faktörler konusunda çalışıyor.

Lisans eğitimini İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde, doktorasını Montana State Üni’de “bitki genetiği” üzerine tamamladı. 

Şu an Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmalarını topraktaki yararlı mikroorganizmalar üzerine yapıyor.

Doğumu 8 Ağustos 1925  ve Vefatı 19 Ekim 2003, Bosnalı devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı. 

1925'te bugün Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan Bosanski Šamac kasabasında Dünya'ya geldi. Ailesi İslâmî duyarlılığa sahip bir aileydi. Ancak İzetbegović, Müslümanları Avrupa'ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti. Saraybosna'da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı.

Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslamî konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dinî konuları tartışmak amacıyla Boşnakça: Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. II. Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti.

İzetbegović'in kurduğu Müslüman Gençler Kulübü oldukça önemli faaliyetler gerçekleştirdi. İkinci Dünya Savaşı esnasındaki faaliyetleriyle de herkesin dikkatini çeken gözde bir oluşum hâline geldi. Ancak bu savaş esnasında tüm Yugoslavya Krallığı, Almanların işgaline uğramıştı. Bu savaş esnasında Sırp Örgütler, Alman askerlerinin de desteğinden faydalanarak Bosna'da 100.000 Müslüman Boşnağı öldürdüler. 

1980'de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı. Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu. Çünkü federal eyaletlerde yönetime geçmek isteyenler siyasal partiler vasıtasıyla faaliyetler yürütebiliyorlardı. Buna bağlı olarak hürriyetlerde de bir genişleme oldu. 

İzetbegović'in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983'te "İslamî Manifesto" adıyla yayınladı. İzetbegović'in daha önce 1970'te de bu adla bir kitabı yayınlanmıştı. 1983'te söz konusu kitabın yayınlanması epey bir yankı uyandırdı. Hâkim sistem bu gelişmeye tahammül edemeyerek İzetbegović'i Avrupa'nın ortasında radikal İslamî bir cumhuriyet kurmak için çalışmakla suçladı ve tutuklattı. İzetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp hakim sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek'i İslami devlete dönüştürmek için çalışmakla itham edildi ve yargılamadan sonra 14 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Fakat bu mahkûmiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı. Müslümanlar muhtelif yollarla onun söz konusu kitabını temin etmeye çalışıyorlardı. Kitabın yazarının bu kitaptan dolayı hapiste olması okuyanların ruhlarındaki tesirinin daha da artmasına sebep oluyordu. 

1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Özerk cumhuriyetler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD ise Bosna-Hersek'i Sırp saldırıları karşısında yalnız bıraktılar. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Sırp çetnikleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askerî destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman’ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslamî izler taşıyan tarihî eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı.

Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi. 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000'i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı.

Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç çok büyük askerî güce ve imkâna sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkândan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi.

Bosna-Hersek Müslümanlarının direnişlerine Müslüman halklar grubu sahip çıktı. İslam dünyasının muhtelif bölgelerinden gençler direnişçiler soykırıma dur demek için bu ülkeye gitti. Direniş ve savaş aynı zamanda Bosna-Hersek Müslümanları arasında İslamî bilinçlenmenin artmasını da sağladı. Ancak ülke yönetimleri Bosna-Hersek Müslümanlarını büyük ölçüde yalnız bıraktılar. Katliamın son raddesine vardığı sırada da Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yaptılar. İşte bu siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında İzetbegović, önüne konulan anlaşmayı kabul etmiştir. Çünkü savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının tam bir soykırımla karşı karşıya gelmeleri gibi sonucun doğmasına sebep olabileceğini düşünüyordu. Neticede 1995'te ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi. Anlaşma Bosna-Hersek topraklarının % 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, % 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına (veya bu ülkeye yerleşmiş Sırplara) veriyordu. Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu. Anlaşmayla Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda Müslümanlara ellerindeki silahları imha etmelerini ve ABD patentli silahları, yedek parçasız bir şekilde satın almalarını şart koştu. 

İşte böyle bir zaman da yaşamış ulu bir lider Aliya, halkının daha fazla can vermemesi için batının baslıları sonucu bu anlaşmaya imza atmak zorunda bırakıldı.. 

2000 de sağlık sorunlarını neden göstererek görevinden istifa etti ve 2003 te vefat etti. Tüm islam devleti liderlerine rol model olabilecek kalitede bir liderdi kendisi ancak bugün öyle bir lider sanırım dünya da yok.. 

Lisans Koç Üni. Psikoloji, YL’ını A. Excellence bursu ile Amsterdam Üni. Bilişsel Sinirbilim bölümünde onur derecesiyle tamamladı. 

Şu an Hollanda Max Planck Psikodilbilim Enst.'de, çocuklarda dil ediniminin sinirbilimsel mekanizmaları üzerine doktora yapıyor.

2012 Robert, 2016’da Koç Üni. Elektrik-Elektronik bölümünden mezun oldu. 

YL’ını yaptığı Georgia Tech’te, Fulbright bursiyeri olarak doktora eğitimini tamamlamaktadır. 

Araştırmaları, giyilebilir cihazlar, biyomedikal sinyal işleme ve sağlıkta yapay zeka üzerinedir.

Boğaziçi Üni. Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunu. 

Doktorasını MIT’de tamamladıktan sonra Massachusetts General Hospital’da araştırmalar yaptı. 

Bu süreçte burslar ve ödüller kazandı. 

Şu an araştırmalarına Washington Üni’de öğretim üyesi olarak devam ediyor.

Yeditepe Genetik ve Biyomüh. mezunu. YL’ı Sabancı Üni. Mol. Biyoloji, Genetik ve Biyomüh. tam burslu yaptı. 

Şu an Helmholtz Enfeksiyon Araştırma Merkezi & Hannover Tıp Fakültesi’nde, bağışıklık sistemi ve epigenetik üzerine enfeksiyon biyolojisi doktorası yapıyor.

ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunu. Doktorasını EPFL'de tamamladı. 

Şu an Michigan Üniversitesi’nde Profesör. Amerikan Bilim Kurumu CAREER ödülü, Intel Yıldız Akademisyen ödülü, Google ödülü, Roger Needham Avrupa'nın en iyi tezi ödülü sahibi.

16 7 810 11 1231