fatihözekinci neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 4 kişi takip ediyor

Eğitim hayatı sürerken bir çok çocuk bu süreçte sıkılır veya zorlanır.. hele sabahları erkenden kalkıp okula gidenler daha bir çekilmez olur.. 

Okul döneminde hoca derse gelmese de ders boş geçse diye dualar edilirdi. yada kar yağsa da evden çıkmasak veya hasta olsam da 3-5 gün yatsam diye bir çok çocuk bu düşünceleri aklından geçirmiştir.

E tabi bir de dersler konusu var, yine bir çok öğrenci bazı dersleri sever, hocası veya içeriğinden dolayı, bazısı da yine hocası veya içeriğinden dolayı dersi sevmez ve o dersten bir kere geri kaldı mı bir daha toparlayamaz ve o derse olan tüm ilgisi kaybolur.. 

Benimde zorlandığım dersler genel de düzenli bir çalışma alışkanlığı edinemediğim için sayısal dersler olmuştur. ama genel anlamda çok başarısız bir öğrenci değildir, ortalamaya yakın bir öğrenim hayatın vardı ama yıllar geçti ve her insan gibi geçmişe bazı keşkelerle bakıyoruz. Şimdiki aklım olsa mutlaka araştırmacı veya Bilgisayar mühendisi olmaya çalışırdım.. 

Türkiye özeline gelirsek bu sorunun büyük oranda cevabı ya sayısal dersler olarak gelir yada tarih dersi derler..  gire bir yaşadığım anılar mevcut..

Mühendisler Günü, yılın çeşitli tarihlerinde birçok ülkede farklı tarihlerde kutlanmaktadır. 

20 Kasım 2019 itibarıyla Dünya Mühendislik Kuruluşları Federasyonu (WFEO) 4 Mart'ı 'Sürdürülebilir Bir Dünya için Dünya Mühendislik Günü' olarak belirledi. 

Birçok ülkede farklı tarihlerde kutlanan bugün,  Türkiye’de 5 Aralık iken, Belçika’da 1 Temmuz, İtalya’da 15 Haziran, Rusya’da 22 Aralık olarak kutlanmakta. 

Tüm mühendis arkadaşların günü kutlu olsun. 

BluTV son zamanlarda vizyona aldığı filmlerle bayağı gündem oldu. son günün en çok aranan sayfalardan biri olmuş.

Yasaklarında etkisi ile haftasonu evde kalacaklar hangi film yada diziyi izleyeceklerine karar vermek için bol bol seçenek araştırılmış.. 

Şöyle ki; Blu TV, hafta sonu sokağa çıkma yasağını fırsat bilip içeriklerini seyircilere ücretsiz sundu. Birçok özel yapımın, yerli ve yabancı dizilerin ve filmlerin yer aldığı Blu TV, yayınını kısa bir süreliğine ücretsiz hale getirince platform kilitlendi. yapılan açıklamada kısa sürede sorunun halledileceği açıklandı... 

Beşiktaşımız ligin 10. haftasında kasımpaşa sporu kendi sahasında 3-0 gibi net bir skorla yendi. 

Beşiktaş 3 - 0 Kasımpaşa 

Kalan maçlarda Beşiktaşımıza başarılar diliyoruz.

İzmir yine 4.1 ile sarsıldı.. şuan için bir kayıp haberi yok.. geçmiş olsun İzmir.. tekrarını yaşamamak dileği ile

Dünya Engelliler Günü, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından bu yana 3 Aralık'ta kutlanan uluslararası bir farkındalık günü olmuştur. 

Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir. Hükûmet desteği ve sivil toplum organizasyonlarıyla birlikte bu günün kutlanması çeşitlilikler arz etmektedir.. 

Dünyada bugün 1 milyara yakın engelli birey yaşamakta. Ve engelli sayısı gün geçtikçe artmakta. Toplum olarak inancımız ve kültürel değerlerimiz ışığında engelli bireylere engelleri unutturulup pozitif ayrımcılığa ve ayakta kalmalarına yardımcı olacak düzenlemelere ve yine toplumlar olarak biz bireylere bu konularda daha bilinçli ve bilgili olmamız gerektiğine ihtiyaç var. 

Aslında engelli bireylerin dünyası açısından bakılırsa konuya herhangi bir engel söz konusu değil, esas engel onlara bakan gözlerde gizli.. o yüzden onları farklı görerek değil, onları kendimizden ayırmadan değerlendirmeliyiz.. 

Bugün sabah saatlerinde Merkez üssü Siirt Kurtalan bölgesinde 5.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi.. henüz can veya mal kaybına ilişkin bir bilgi yok. sadece hasarlı bir iki binadan söz edildi..

Geçmiş olsun memleketim.  Umarım kimseye bir zarar gelmemiştir.  

Vakalar hala çok ciddi boyutlarda.. yaklaşık 32bin yeni vaka tespit edildi.. ve bunların 6700'ü yeni hasta.. ama hala bakıyorum twetter da yasaklar kalksın diye başlık açıyorlar.. ama demek millet yaşamaktan bıktı buda devletin ayıbı herhalde

Hiç sevmezdim bu kadını ama neticede o da kendi devletini düşünüyor ve hizmetini o yönde ediyor.. örnek bir siyasi figür bence.. bizimkiler azıcık örnek almalı

Bin bir yabancının hakkında methiyeler düzdüğü şehirdir İstanbul.. ah İstanbul ah.

İstanbul kazan ben kepçe 

seni arıyorum şehr-i şura

Bence de memleketimin potansiyeli bilinenden ve konuşulandan daha yüksek.

Tarım ve hayvancılıkta, yazılım teknolojilerinde, lojistikte, inşaat alanında vs sektörlerde çok büyük imkanlar var dünyada ve Türkiyede.. çoook daha iyi bir noktada olmalıydık. 

Corona tabanlı aşı çalışmaları konusunda kitlesel kullanımını onaylayan ilk ülke birleşik krallık oldu. ilk defa mRNA tabanlı bir aşı kullanılacak. 40 milyon doz sipariş edilmiş bile. yakında 10 milyon dozu geliyor. 

Ayrıca kavramsal süreçten gerçeğe dönen en hızlı aşı olmuş aynı zamanda. normalde 10 yıl boyunca sürecek çalışmalar 10 ayda tamamlanmış

tünelin sonundaki ışık göründü.

önümüzdeki haftadan itibaren kullanımı başlayacakmış.

22 Şubat 1918'de 3 kilo 790 gram olarak dünyaya gelen Robert Wadlow, doğumunun hemen ardından inanılmaz boyutlarda büyümeye başladı. Daha 6 aylıkken 13 kg'a ulaştı.

Robert Wadlow 10 yaşına geldiğinde 95 kg'ydi ve boyu 1.80 cm'den daha uzundu. 53 numara ayakkabı giyiyordu.

Ayakları bir süre sonra daha irileşen Robert Wadlow her bir çift için 100 dolar ödemek zorundaydı.

Robert Wadlow 12 yaşındayken boyunun bu denli uzamasının altında yatan sebebi öğrendi. Hiperaktif hipofiz bezi sebebiyle Robert Wadlow'un boyu standartların çok üzerinde uzuyordu. 

13 yaşında izci olan Robert Wadlow'un üniforması, uyku çantası ve çadırı vücut ölçülerine göre tekrar gözden geçirildi ve modifiye edildi. Robert Wadlow yaşıtlarına oranla 5 kat daha fazla kalori tüketiyordu.

19 yaşındayken Robert Wadlow'un boyu 2.61 cm'e ulaştı ve böylece resmi olarak dünyanın en uzun insanı unvanını aldı. 

Öldüğünde 2.72 cm ve 220 kg olan Robert Wadlow, anormal boy uzunluğu ile tüm zamanların en uzun insanı olarak kabul ediliyor.

Mevzu tam olarak nedir hala aydınlatılamadı.. ama hakkaten İŞİD ne alaka.. yoksa Ekrem bey suriyedeki bir belediyeye başkan adayımı oldu. :)))

Bu kargo şirketleri hakkaten çok kötü yönetiliyor.. aynı memleketim.. yazık yaa, ne işlerini doğru düzgün yaparlar, neden yerine ulaşan bir çok kargoyu sağlam bırakırlar.. geçenlerde başka bir şirketten arkadaşım bir ürün almış ilgili kargo şirketi ürünü 3 parça teslim etmiş.. 

Her zaman olduğu gibi en basit işi bile hakkını veremeden en rezil şekilde yapıyoruz.. 

Yaa özel bankalardan daha yüksek kar payı veya nam-ı diğer faiz alan bu kurumlar tam anlamıyla iki yüzlü şeytanlar.. Bende paramı bu kurumlarda tutuyorum ama ödemeler ve transferlerde herhangi bir ücret almıyorlar ayrıca diğer bankalar gibi ticaret olarak faiz hedeflemesi yapmıyorlar malum sektörlere yatırım yapıp kredilerde ürünü alıp kredi sahibine satıyorlar falan deyip biraz kendimizi avutuyoruz ama ben hiç bir koşulda kredi kartı, kar payı beklentisi vs. içine girip bir getiri beklemiyorum..

İstanbul İstanbul, taşı toprağı altın derler, onlarca yüzlerce filme romana hikaye'ye, aşka ve şarkıya konu olmuş. Dünyanın kültür ve medeniyet başkenti. çağ kapatan ve çağ açan Şehr-i İstanbul..

Eskiler ne demiş, "dünya tek bir ülke olsa başkenti İstanbul olmalı"

İstanbul bu kadar kıymetli iken bizler değerini bilmeyerek ihanet mi? ediyoruz. Şehr-i Ekber'e

Dünya üzerinde ki çocuk işçiler, ailelerinin geçimine katkıda bulunmak için, kayıt dışı koşullarda, çok az bir ücret karşılığında, çoğu zaman tehlikeli işlerde, saatlerce çalışırlar. Çalışma koşulları; bu çocukların okula gitmelerine, akranlarıyla vakit geçirmelerine, oyun oynamalarına ve boş zamanlarını değerlendirmelerine de engel olmaktadır. 

Ayrıca çocukların doğal gelişimleri sekteye uğradığından yetişkinlik dönemlerinin temeli doğru atılamıyor ve psikolojik olarak sorunlu bireyler olarak yetişiyorlar, aralarında çok yetenekli ve hayatın hakkını veren çok istisnalar olmakla birlikte çok çok az sayıda çocuk başarılar elde edebiliyor. 

Ayrıca çocuk işçiliği, çocukların zihinsel, sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkiler.   

Dünyada 64 milyonu kız, 88 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 152 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 10 çocuktan biri, halihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 73 milyonu buluyor. 

Türkiye özelinde ele alınırsa, yoksul ailelerin çocukları çok erken yaşlarda çalışmaya ve zor hayat şartlarına ayak uydurmak zorunda kalıyorlar.. 

Bir atölyede çalışan, veya ayakkabı boyacılığı yapan, su ve simit satan, veya dilendirilen yüzbinlerce çocuk var sokaklarda.. 

Bu gerçekle yüzleşmeli ve yerel yönetimler bu konuda konunun çözümü ve farkındalık esaslı çalışmalar yapılmalı..  

Son yılların çevre esas alındığında en önemli konusu olarak göze çarpan su kaynaklarının tükenmesi, tüketilmesi ve israfı konusu yıllardır bir çok kıtada can almaya ve artık can yakmaya başladı. 

Dünyanın yüzde 70'i suyla kaplı olmasına rağmen, tatlı su oranı sadece yüzde 3 dolaylarında. ve bazı kaynaklarda %2 seviyelerini gördüğü de söyleniyor.. 

Atlı suya ulaşmak ise hiçte kolay değil, tatlı suların yaklaşık yüzde 70'i dağlarda ve kutuplarda kilitli halde. 1.4 milyar insan temiz ve güvenli suya erişemiyor ve bu insanların yüzde 80'i kırsal alanlarda yaşıyor. 

Artan dünya nüfusu ve çeşitlenen ihtiyaçlar nedeniyle ekonomik, politik ve çevresel konulardaki mücadeleler ve çekişmeler çok daha ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 2050 yılına doğru dünya genelinde sürekli su sıkıntısı çeken kişi sayısı 4 milyarı aşmış olacak. Ve bu durum dünyada yıllardır yaşanan enerji kaynaklarına ulaşım ve elde etme konulu savaşların yerini "su savaşları" da alabilir.

Bunun için biz bireylere düşen iki temel konu var.. birincisi isfara neden olacak kullanım alışkanlıklarını değiştirmek ve çevremizde ki tatlı su kaynaklarını tüm gücümüzle korumak.. 

Eveet, az önce malatyamızda 4.6 şiddetinde bir deprem meydana geldi.. çok şükür bir kayıp haberi gelmedi.

Aslında bu tür küçük ve yıkıcı olmayan depremler vasıtası ile kendini unutturmaması iyi sayılır. 

Allah kimseye dert keder vermesin ama bize lazım olan ahlaklı yerel yöneticiler ve vicdanlı iktidarlar. 

Ve corona virüs salgını sürecinde ilk defa Türkiye bir günde dünyada en fazla vaka bildiren ülke oldu.. Türkiye sağlık bakanının durumun ciddiyetinin farkına varılması için günlük hasta sayısının yanında vakaları da bildirme kararı vermesinin ikinci gününde 29 binin üzerinde vaka bildirdi..

  1. Türkiye: 29 bin 132
  2. İtalya: 29 bin 3
  3. Rusya: 25 bin 487
  4. Hindistan: 24 bin 371
  5. Birleşik Krallık: 17 bin 555
  6. Polonya: 16 bin 687

Türkiye ile Katar Devleti’nin yatırım fonu , Borsa İstanbul'da yüzde 10'luk hissenin alımına ilişkin anlaşma imzaladı. 

Katar Devleti’nin yatırım fonu olan QIA’ya devredilecek paylardan sonra Varlık Fonu, Borsa İstanbul’un yüzde 80,6’lık payını elinde bulundurmaya devam edecek.

Varlık Fonu elinde ülkenin tüm kritik kurumlarını bulunduruyor ve iktidar bu kurumların hisselerini yabancılara satıyor.. 

Katar daha birçok önemli kurumun peşinde, bakalım nereye gidecek bu satın almalar... 

Ama pandemi döneminin geneline bakıldığında 28 milyar dolar kar etmiş şirketi.. ve bu 1,5 ay önceki veri.. şimdi 30 milyar dolar olmuştur

Bahçeşehir Fen ve Tek. Lisesi'nde tam burslu okudu. 

Geliştirdiği işaret dili tercüme yazılımı ile Microsoft tarafından “Yılın en başarılı kadın yazılım geliştiricisi” seçildi. 

ABD’deki birkaç Üni’den %100 burs kazandı, seçimini Stanford Bilgisayar Müh.’den yana yaptı. 

Neval Çam ayrıca, 4’üncü sınıfta ilk kez katıldığı okullar arası matematik yarışmasında birinci oldu, her yıl en az iki-üç yarışmaya katılarak madalyalar kazandı ve SBS’de tam puan alarak Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’ne yazıldı.

3 yaşında okuma yazma öğrendi. IQ testi sonucu üstün zekâlılar okuluna kabul edildi. 

2014’de Harvard’ı birinci bitirdi. Matematik, fizik ve fizik YL’ı. 3 dalda 4 üzerinden 4 not ortalama ve birincilik teziyle bunu başaran ilk öğrenci olarak Harvard tarihine geçti. 

Levent Alpöge ikinci YL’ını Cambridge Üni’de tamamladı. Şu an Princeton’da çalışmalarını sürdürüyor.

Babası Oğuz Alpöge İTÜ, annesi Simay Alpöge ise Boğaziçi mezunu. Oguz bey 1977’de burslu yüksek lisans için, Simay hanım ise 1979’da ABD’ye gelerek burada kalmaya karar verdiler.

1 2 3 4 57 8 931