schubertinserenadi neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 0 kişi takip ediyor

ümit sayın'ın muhteşem şarkısııdır.

klibi, sözleri, hissettirdikleri olağanüstü güzeldir. sözleri;

sen susunca
karışır içim
tükenir aşkım
sensiz gül

sen açınca
çözülür içim
yaşarım aşkı
senle gül

bahar dallarına ayaz vurunca
boynun bükülüp yaş olunca
sen bir güldün ben bir gonca
nasıl büyürüm sensiz olunca

sen olmasan
ben solarım
gül beyaz gül
açarım

yerini al yüreğimide al
gül beyaz gül yanımda kal
sevgimi al sakla koynunda
dokunmasın kimse ona

çok çapkınmış. ve sade bir yaşam sürdüğü söylenen şair. şiirlerinde sadelik bulmamak mümkün değil. 

13 nisan 1924 doğumlu; 14 kasım 1950 ölümlüdür. 

neyse, tatava yapmadan sadece şiiri bırakıp gidiyorum;

Bekliyorum
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
Hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
Hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
Dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
Unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.

galiba aşık oldum. 


sesi çok güzel olan kadın vokal. doksanlı yılların coverlarını çok iyi yaptığı aşikar.

sanırım bugünlerde biraz yorgun hissediyorum. hayır karantina'da daha çok düşünme ve bazı şeyleri daha çok irdeleme fırsatı buldum. bir çoğumuz gibi.. hayatın mücadelesinin bir anda boşluğa düşmesi çok garip değil mi sözlük? kimyamız nasıl da alışıkmış koşturmacalara ve sürekli bir savaş vermeye. oysa şimdiki de hayatlarımızı birebir etkileyen bir savaş. ölüm oranının az olması da bir nokta tabi ama artık konuya giriş cümlesini sonlandırıyor ve detaylandırıyorum.

yorgunluk birazcık ta bizi biz yapan şey. ne kadar çok mücadele ettiğinin de bir önemi yokmuş, aynı şeyleri yaşamak bize bir sınav ama bir ödülmüş te. kaybettiğimiz ve kaybedeceğimiz ne çok şey varmış. malum ülke ekonomisinin, işsiz olma durumlarının ve insanların yaşadığı sosyal, kültürel, eğitim, sağlık adaletsizliklerini de düşününce itiraf etmek istedim; yorgunum biraz. ama çok ta umutluyum. 

umut, hiç eksik olmasın. zira kaybedip te kazanılamayacak boyuta gelebilecek en önemli varlıklarımızdan belki de.

sadece dua ve şükür ile kurtulacağını düşünenlerdir.

bilim adamları ve araştırmacılar tarafından; kadınlarda, erkeklerdeki içgüdüden biraz daha farklı işlediği belirtiliyor.

biraz özgür yapıya sahibiz. kavgalı mıyım? hayır:)

ya da yeni hobiler edinebilirsin. resim çizmek, el işleri ile oyalanmak ya da çeşitlendirilecek yüzlerce şey.

herkesin kendi OHAL ini ilan etmesi güzel de, hala bilinçlenemediğimizi üzülerek takip etmekteyim.

sosyal medyada yazdıkları sebebiyle link ülkücüler tarafından dövüldükten sonra dayak yediği görüntüleri twitter'da paylaşıldıktan sonra tt olmuş.


şahsen Türkiye Cumhuriyeti devletinde hukuktan üstün bir güç olmadığını söyleyebileceğim bir olaydır. Ne olursa olsun şiddet asla kabul edilecek bir cevap olamaz.

umarım ilan edilir. zira bu haliyle devam edilirse Türkiye'de çok fazla ölüm gerçekleşeceğini düşünüyorum.

1