Hobi Yeme ve İçme#

Gördüğüm bir mekan ama içeride biraz oturdum ve kahve söyledim.. kahve tek kelime ile harika idi ama bir saat kadar oturduktan sonra yorulduğumu fark ettim. sandalyeler çok rahat değil malesef.. şöyle yayılarak oturulabilecek bir raharlık göremedim ama sadece ürün kalitesi için bile gidilir..

bu arada bazı cumartesileri sanırım.. sosyal medya hesaplarından duyuru yapıyorlar.. ney konseri falan oluyordu.. ben takip edemedim ama bayağı ziyaretçileri oluyormuş.. benden söylemesi.. ;)

söyleyebileceğim ilk şey çalışanların hakikaten çok ilgili ve güleryüzlü olması. bunun dışında karnımız doyuyorken ruhumuz da mekanda çalan güzel müziklerile doluyor. ikinci kattaki tablolar enstrümanar da gözden kaçmayan unsurlerdan. Gidilmesi tavsiye olunur :)

Üsküdar da uncular sokağında çokta eski olmayan yeni bir mekan "kuru kahveci hafız ahmet" 

Ayaküstü geçerken uğradığım bir mekan idi ve kahvesinin tiryakisi olmuş durumdayım.. gerçekten çok iyi olduğunu söyleyebilirim..

Ayrıca çalışanlar çok güler yüzlü ve çok naifler.. 

Tek sıkıntı ön ve arka kaplar açıldığında alt katta iseniz cereyan da kalabiliyorsunuz.. iç ısıtma biraz yetersiz.. ama yazın sorun olacağını düşünmüyorum.. arka tarafta bahçesi mevcut ama sigara içilen bölüm olduğundan benim pek tercih etmediğim bir kısım..

kahvesini kesinlikle öneriyorum.. 

Türkiye ekonomisi son 20 yıla yakın bir zamandır harcama ekonomisi üzerine yoğunlaşmış durumda, dolayısı ile günümüz şehirleri çok büyük oranda tüketim üzerine kurgulanmış.. 

İstanbul üsküdarda yaşayan biri olarak daha düne kadar hırdavatçıların bulunduğu bir cadde şimdi kafelerden geçilmiyor.. ham madde maliyeti muhtemelen 50 krş bile olmayan kahve 10 lr ya  20krş bile olmayan çay 4 lr ya satılıyor.. 

şimdi sorun neden bu kadar pahallı? öncelikle bu tür kafelerin en büyük maliyeti ham madde değil personel ve kira giderleri.. ilgili caddede bir hırdavatcı 2  3 bin lr kira verecekken aynı dükkan kafe olunca kira bir anda 10bin bandının üzerine çıkıyor.. ee bide hırdavatçı veya nalbur olsa 2  3 personel çalışacak kafe olunca en az 8  10  personel oluyor.. bu da maliyeti yükselten bişey.. devlet devlet olsa yapacağı 3 şey var;  

1) bir kere aynı lokasyonda aynı iş alanında rekabeti düzenleyecek bir yapı oluşturup dip dibe aynı işi yapan esnaf olmayacak şekilde ruhsatlandırma yapmalı. örneğin bir cadde de bir market varken en fazla ikincisine izin verilmeli 150 metre mesafede 3 büyük marketin olduğu ve birde tek şubeli butik bir marketin olduğu düzende o tek şubeli esnafın ne şansı olabilir ki 20 çalışanı olan ve her an batabilecek bir düzen oluşmuş durumda çevresinde..

2) esnafın kira ödemelerini düzenler ve takip eder, mal sahiplerinin oturduğu yerden zengin olmasını izlememeli veya stopaj denen vergiyi mal sahibine ödetmeli ve hatta bunu kiracıya ödettiği belirlenen mal sahibi caydırıcı bir ceza ile cezalandırılmalı.. bunun dışında işletmelerin vergi denetimleri arttırılarak yapılacak takip sonucu ortaya çıkan ciroya göre bir kira oranı belirlenebilir.. formüller çoğaltılabilir. mal sahipleri için işe dayalı ortaklık kurulabilir. yani pratikte her mal sahibi işe resmi değil ama gelire ortak şeklinde bir model uygulanabilir, yani az işe az kira çok işe çok kira şeklinde formulüze edilmiş olur.. 

3) son olarakta çalışmayan her insan devlete yük olacağından iş gücüne katılım oranını ve kayıtlı istihdamı arttıracak bir uygulama düşünülmeli ve işverenler ve çalışanlar üzerindeki vergi yükü azaltılmalı.. hatta teşvikler verilmeli.. 

Belki bu şekilde sabit maliyetlerde önemli bir düşüş yaşanırsa dışarıda 1 lr ya çay 3 lr ya kahve içeriz.. ;)) 

bence en iyisi Acıbadem Starbucks

ayrıca Kadıköy ve Koşuyolu da fena sayılmaz ki buralara uğrayan yazarlar var ki ancak Kadıköy'ün çok yoğun ve kalabalık olduğunu söylemeliyim..

bir de kazasker yada tüccar başı Starbucks olarak geçen şubesi. özellikle çalışma masasının duvara dönük olması çok iyi. gelip geçenler bilgisayar ekranına bakamıyor.


Avrupa da en çok şubesi Türkiye de bulunan kahve markası.  

bilerek ve isteyerek fazla eleman çalıştırmıyorlar kanaatindeyim zira ne kadar çok sırada bekleyen müşteri o kadar talep gören yer algısı,yeni pazarlama algısı.

Milletin kuyrukta manyak manyak beklediği işletme evet kahvesi güzel olabilir ama doğallık adı altında çalışanlar ne kadar lakayt anlamıyorum 

Dünyanın işini yapıyorsun 2 adam fazladan alsa batacak sanki hem de aksamadan her işi sorunsuz halledersin 

Lan bunlar kahveye bişey katıyor olmasın 

Burdan devlete sesleniyorum mutlaka ürünleri test edilmeli 😉

Pazar günü arkadaşlarla kadiköy/Caferağa mevkinde ki ara sokakta bulunan Cafe Mosquito Mekanında sabah saatlerinde güzel bir kahvaltı sunumu ile karşılaştım daha önce gittiğim bir çok mekandan daha iyi ve güzel hizmetleri ile özellikle sahneye çıkıyoruz gülme zamanı dercesine Güler yüzlüler eğlencelik bir mekanda cafenin tıklım tıklım olması da ayrı bi güzel kahvaltı yapacak olucaksanız tavsiyem ekmek üstünde yumurta muazzam bir tat bıraktı tavsiye ederim...

Malzemeler;

•Yarım kilo kültür mantarı 

•Tavuk göğsü 

•2 orta boy soğan 

•3 adet sivri biber

•1 veya isteğe göre 2 diş sarımsak 

•3 adet patates 

•Maydanoz

•Tuz, karabiber, pulbiber

Önce mantarlarımızı temizleyip güzelce yıkıyoruz sonrasında kuş başı doğranmış tavuklarımızı tencereye alıp kapağını kapatıyoruz. Aynı zamanda yıkadığımız mantarlarımızı dörde bölecek şekilde doğuruyoruz. Hafif rengi değişen tavukların üzerine mantarlarımızı ekliyoruz. Yaklaşık 15 20 dk pişirmeye devam ediyoruz üzerine küp küp doğradığımız sogan ve biberleri ekliyoruz sonra sarımsakları da küçük küçük doğrayıp ekliyoruz ve orta ateşte pişirmeye devam ediyoruz. Bu esnada patateslerimizi küp küp doğrayıp başka bir tencerede kızartıyoruz. Yemeğimiz tamamen piştikten sonra patateslerimizi de tencere ekleyip üzerine ince ince kıyılmış maydanozlarımızı ekliyoruz. Maydanoz miktarı tamamen isteğe bağlı hiç katmayadabilirsiniz ama ben yemeklere maydanozu yapıştırdığım için bol bol kullanıyorum. Yanında mis gibi tel şehriyeli pilav ve cacıkla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun..

# Çakma Dönerci. Ümraniye Canpark subesine gidinde görün.. enayi işi 

Reddit kanallarında sıklıkla rastladığım kişi. Yabancılar videolarını paylaşıyor ve oldukça da çok beğeni alıyor.

Hatay medeniyetler sofrasının tanıtımı için yapılan çekimlerin çoğu gerçeklikten uzak ve samimiyetsiz görüntüler.. Ve de gereksiz büyük ve abartılı yemekler yapılarak sanırım arap kültürütanıtılmaya çalışılıyor çünkü öyle büyük şeyleri genelde araplar sever ama hatayda da bir arap kültürüv hakim tabi..

Kimse yanlış anlamasın araplara karşı bir önyargım yok ama bu konu irilti ediyor çünkü büyüklük bencillik ve enaniyet göstergesidir.. dünyada bunca açlık varken yapılan o paylaşımlar biraz yüzsüzlük gibi geliyor.. ama bireysel paylaşımlardan bahsetmiyorum abartı olan daha kurumsal paylaşımlardan bahsediyorum..

Güzelim etleri olduğu gibi kendine has dokusu ve tadı ile yemek varken, üzerine abudik gubudik şeyler koyup servis eden, tombik şef.

İnsanların mizah duygularından daha çok kıskandığım birşey yok.

Ne kadar düşünürsem düşüneyim neye güldüklerini tam anlayamıyorum..

web sitesinde iskender 17 tl diyor. Kaliteli et kullansa, sadece etin maliyeti 6-8 tl arasi tutar.

Malzemenin kalitesini düşürünce demek ki böyle bir tat çıkıyor.

Zamanında ufacık bardağa 3-4 şeker atan biri olarak anca daha 1e düşürmüşken neden şekersiz içmeye zorlanıyorum anca anca kesiyoruz işte :)

Hele bir de şu şekersiz içip şekerli içenleri öcü gibi görenler yok mu onlara ne demeli... Rahat bırakın biz şekerli içenleriiii

Yediğin zaman tadının neye benzediğini anlayamadigin döner firmasi ! 

Dışarıda yemek yemenin zorlaştığı bu dönem de milleti afedersiniz keriz yerine koyarak verilen hizmet Usta Döner değil olsa olsa Çakma Döner olarak adlandırılır,Usta Döner ya isminizin hakkını verin veya Çakma Döner'e geçiş yapın.

Reklamlarda gerçek et kullandığını belirten, esasında kıymadan yapilan iskender satan firma. Döneri o kadar çakma ki , tereyağ yerine de margarin kullanıyorlar. Paranızın değerini bilin!

ulan bende şunu bi şekersiz içemedim illaki az miktarda olsa acısını alması için küçük bir şeker atarım.. 

birde uzak doğuda çayı adamlar törenle içiyor sanki, çay seromonisi diye bişey var, filmlerde falan görüyoruz..

Dünyanın en iyi siyah çayları Hindistan ve Çin'de üretilir. Bu kaliteli çaylarda bizim Türk usulu demlenmiyor. Doğrudan demliğe konulan suyla demleniyor ve bu denlemen çaya sonradan su katılmıyor. Ortalama demlenme süresi 3-5 dakika. Kaliteli dediğimiz bu çaylar Türklerin damak tadına uyar mı? Uymaz.

İki çay söylemiştik orda biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni… Cemal Süreyya

Çay dediğin tavşan kırmızısı olmalı ve süzmeden içilmeli.

Demliğe sıcak su konur. (su 90 derece civarlarında olmalı. Kaynar su olmamalı.) 1 çay bardağı için 2 çay kaşığı çay konur. 

20 dakika beklenir. Demlenme esnasında demlik hareket ettirilmez. 

20 dakika sonra içilmeye başlanır ve maksimum 40 dakika içinde çay tüketilmelidir.

1 24