yunanistan tarafından işgal edilen 18 adamız# Politika

Yunanlı siyasetçiler arkasına AB'yi alarak atar gider yapıyor.. şimdide sözde bir cesaret göstererek ön koşulsuz görüşmeye hazırız diyor.. kansızlar önce o işgal ettikleri ve silahsız olması karşılığı bırakılan adaları geri teslim etsinler..

Yaşanan krizi Türkiye'nin fırsata çevirebilir, tabi akıllı düşünürse.

Türkiye Yunanistan politikasında bazı değişiklikler yapmalı. Türkiye'nin Yunanistan tarafından tartışmalı adalara asker göndermesini fırsat olarak değerlendirip Lozan Antlaşması'ndaki ilgili maddeleri gerekçe göstererek Ege ve Akdeniz'deki ada ile kayalıklara el koyduğunu ve bunun anlaşmalara aykırı olduğu açıklaması gerekir.

silahsız statüde olması gerekirken silahlandırılan 12 Ada'nın Türkiye tarafından istenebileceğini ve bu yönde bir politika izlenmesi gerekir. Ayrıca, Herkesle kavgalı görünen dış politikamızın derhal gözden geçirilmesi ve milli menfaatler temelinde yeniden düzenlenmesi gerekir... 

Mavi Vatandan vazgeçilmemeli..

Adalar elden gitmiş, başkan Ayasofya'yı açıp kime hava atıyor... egemenlik hakkımız değil mi zaten istediği an yapabilirdi.. 18 yıl neyi bekledi, ama diğer taraftan yine bir egemenlik hakkı elden göz göre göre gidiyor. adalarımızı gasp ediyor hemde burnumuzun dibinde, ama başkan ve tayfası başka konularla meşgul sanırsak..

18 adamız ve iki kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildi. 

Bilindiği gibi antlaşmalarla silahlandırılmaması, asker bulundurulmaması kabul edilen 16 Yunan adasında ise buna uyulmadığını da biliyoruz.. tabi dünya ve AB işine gelmediğinden ve her fırsatta bizden taviz alma niyetinde olduğundan ses çıkarmıyor ve Şuan ki hükümetimiz de iradesizliği veya bile isteye bu gelişmelere göz yumuyor..

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Doç.Dr Cihat Yaycı'nın  soru-cevaplı “Yunanistan Talepleri” adlı kitabı Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı.

Kitapta, Yunanistan'ın, gayri askeri statüde olmasına rağmen haksız, hukuksuz, antlaşmalara aykırı olarak 23 adadan 16'sında asker bulundurduğunu, ağır silahlar olduğunu belgelere dayalı olarak  yazdı.

Tabi yunanlılar çıldırdı.. Kitap son günlerde Türk basınında iliği odağı ve Yunanistan basınını da ayağa kaldırdı ve Tümamiral Yaycı'ya ağır hakaretler ve ölüm tehditlerinde bulunuldu. tabi muhtemelen bizim genel kurmay daha duymamıştır.. 

Hatta biraz daha ileri gidildi ve enteresan detaylar çıktı.. “Türkiye'de kan akacak”, “Askerler kaçırılacak ve öldürülecek”, “Türkiye'de bıçaklar çekildi” başlıklarının da kullanıldığı bir sitenin ise Yunan İstihbarat Servisinin kontrolünde olduğu düşünülüyor.. 

Adamlar her haltı yiyor ama biz bir şey yapmadan korkudan ölüp gidecekler... 

hani inkılap tarihinde misakı milliden verilen 3 taviz diye bahsederler ya.. Batum, Hatay ve Musul-Kerkük şeklinde idi sonra hayat geri geldi ama diğerlerini alamadık... 

Ama bana kalırsa Musul-Kerkük hariç Batum ve Hayat dan çok çok daha önemli Ege adaları idi ama dönemin cahil devlet adamı ismet İnönü tarafından adalarımız hiç pahasına verildi.. hem de  adamlara hiç itiraz etmeden.. 

fırsat bu deyip adaları almak gerek, haydi başkan saldır..

Son gelişmeler gösterdi ki Yunanistan, Lozan ve Paris antlaşmalarını bozdu!  23 adanın da devir şartı ortadan kalktı. 

Bir Tümamiralımızın yazdığı kitabında bahsettiği üzere egemenliği Yunanistan'a bırakılan adaların antlaşmalardaki kesin hükümlere rağmen silahlandırdığını yazdı, 23 ada gayri askeri statüde kalmak şartıyla devredilmişti. Bu devir artık tartışmalı hale geldi. Ve Türkiye'nin bölgeye müdahale etme hakkı doğdu.. 

Adalarımız ne durumda bilen var mı? 

son durum nedir?

geçenler de haritaya şöyle bir bakayım dedim abi adamlar burnumuzun dibindeki adalara sahip ya la.

Biz dünya da her hangi bir komisyona başvurup bunları geri alamıyor muyuz.. neticede savaş ile kaybedilmiş topraklar değil.. İngiliz ve İtalyan ve yunanın üçkağıdına kurban gitti adalarımız.. 

Genel kurmay ve deniz kuvvetleri komutanımız ne iş yapar.. siyasi irade istanbulu da verin derlerse verecekler mi? anlamıyorum.. onların bilgisi dahilinde her şey oluyormuş..  yazıklar olsun.. 


Milli yüzücümüz Alper Sunaçoğlu, Egedeki “Yunanistan işgali altında” dediği adaya yüzerek geçti. Alper Sunaçoğlu, son olarak yüzerek geçtiği Ege Denizi’ndeki adada gördüklerine ilişkin açıklama yaptı. 

Gördükleri için, “dehşete düştüm” dedi ve “İşgalci Yunan askeri, füze bataryaları yerleştirmiş ve Füzelerin yönü Türkiye’ye dönük” ifadelerini kullandı.

2004 yılından beri Yunan işgali altında olan adalara çıkarak Yunan işgalini protesto ediyor ve işgali kabul etmiyoruz.

Adaya her çıkışımda farklı görüntülerle karşılaşıyorum.

Burnumuzun dibindeki üstelik yüzme mesafesinde olan adalarımıza son çıkışımda gördüğüm manzara karşısında dehşete düştüm ve bu uyarıyı yapmayı görev bildim.

Yunan Özel kuvvetlere bağlı komandolar adaya üs kurmuş konuşlanmış durumdalar tabiri caizse kuş uçurtmuyorlar itiraf edeyim ilk kez bu kadar zorlandım adaya çıkarken 4 saat beklemek zorunda kaldım denizin içinde.

İşgalci Yunan askeri ,füze bataryaları yerleştirmiş ve Füzelerin yönü Türkiye’ye dönük.

İsterlerse Ankara’yı vurabilecek menzile erişmişler. Radar üssü ve Havaalanı inşa etmişler. Bu durum Lozan Barış Antlaşmasının adalarda silahsızlanma maddesine aykırıdır. Hem işgal etmişler hem füze bataryaları kurarak ulusal Güvenliğimizi tehditte üst sınıra ulaşmışlar. Bakınız bu adalar Lozan Barışında kaybettiğimiz 12 adalar değil bunlar 16 ada ve 156 adacık dediğimiz adalar yani birbirinden farklı.

İstanbul ve Ankara nasıl farklı şehirler ise bu adalarda işte öyle farklı adalar. Belli ki Yunan işgali İzmir’e dayanmış durumda ve bu kamuoyundan bir şekilde gizleniyor..

İşgali reddediyoruz ve TANIMIYORUZ.

Ulusal egemenlik ve güvenliğimiz aleni tehdit altındadır Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığımıza kamu adına ihbar olunur ...

2004 yılından bu yana Yunanistan’ın bilfiil işgal ettiği ve siyasi iradenin de sesiz kaldığı 18 ada ve 1 kayalık hakkında ahkâm kesenler sözde güvenlik uzmanı ve stratejist, özel kuvvetler komutanlığından binbaşı rütbesiyle emekli olmuş ve ne hikmettir emekli olduğu yılda 2004.. yani adaların verildiği tarih..

Şuan Yunanistan yönetimindeki bir kaç adanın adı şu;  İzmir Koyun Adası, Aydın Eşek Adası, Muğla Keçi Adası, Aysın Hurşit Adası ve Kardak kayalıkları vs..

 Bu adalardan Hurşit Adası’nın İstanbul’daki Büyükada’nın beş katı, Eşek Adası’nın üç katı, Bulamaç Adası’nın ise Büyükada büyüklüğünde olduğu bilindiği halde Güvenlik Uzmanı sıfatıyla 2017'de  CNN TÜRK'te yayınında  Mete Yarar’ın, “Ada demeyelim onlara kaya parçası.. Adaların ihtilaflı ve kaya parçası olduğu, kime ait olduğunun belirlenmediği, çıkılıp inildiği, bayrak çekilip indirildiği, 18 Ada sorununun son iki yılda yaşandığı" gibi abuk subuk konuşup durdu kendisi..

Mete Yarar’ın akıl ve mantıkla uymayan, tarihi ve coğrafi gerçeklerle de uyuşmayan bu sözleri yetmiyormuş gibi bu seferde geçen akşam “Türkiye’nin Nabzı” programına katılan Nagehan Alçı, yüzü hiç kızarmadan işgal altındaki adalarımız için, “Keçilerin otladığı 18 kaya parçası” tanımlaması yapmış ve akabinde “Keçilerin otladığı kaya parçaları için savaş mı çıkaralım” demiştir eyy milliyetçiler... 

1996 yılında Kardak Kayalıkları krizi sonrası Ege ve Akdeniz’de 150’nin üzerinde Türk egemenliğinin altında bulunan Ada, Adacık ve Kayalıklar var idi.

Şimdi o nagehan ve mete izlesin bakalım adada kimler geziniyor 

Yani çok enteresan şekilde 1996 yılından sonra ortalama her 4 yılda bir adaların statüsü değişmiş ve yunanistan Türkiyedeki siyasi iradeninde bilgisi dahilinde egedeki başka adalarına işgal etmiştir.. tüm bunları bir haber sitesinde okudum ancak hepsini yazamıyorum lütfen detaylarını okuyun hak vereceksiniz..