Neler oluyor

Sağlık#

Hasta vatandaşına, dünyanın neresinde olursa olsun, ücreti devlet tarafından karşılanarak hava ambulansı hizmeti veren tek ülke Türkiyeymiş. Bardağın dolu tarafına bakalım peki..

Şu tabloya bak yaa neredeyse 1.5 milyarlık çin kadar ölümüz var birde bunu başarı olarak görüyorlar.. sağlık bakanlığının süreci iyi yönettiğine dair paylaşımlar yapılıyor.. bakanı samimi bulabilirsiniz evet ama devlet mekanizması gerekli tedbirleri zamanında ve yeteri kadar almadı.. umreden dönüşler hepsi planlı bir şekilde yapıldı neden çünkü hedef kitle yaşlı nufus ve umreden dönenlerin büyük çoğunluğu yaşlılar. kontrolden çıkarmadan belli bir düzlemde tutmaya çalıştılar o kadar.. 

çin dediğin ülke dünyadan herşeyi sakladı. abd de ölü sayısı 80 bine dayandı.. ingiltere de ölü  sayısı 32 bin sınırında, italya ise 30 bini geçti.. 

Afrikada zaten her gün açlıktan 25bin insan ölüyor ama batı ve DSÖ için onlar pek bi kıyet taşımadığından pandemi ihtiyacı duyulmuyor.. o yüzden afrikada corona dan ölenlerin sayısı 3  5  10 ile açıklanıyor.. ne kadar doğru tartışılır..

Dünya Sağlık Örgütü, bütün salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini sigarayla aynı düzeyde birinci kategoride kanserojen olarak ilan etti. 

Tabi bir maddenin kanser yapabilmesi için sürekli kullanılması önemli. yani sosis, salam ve sucuk gibi gıdalar her gün ve yoğun tüketiliyorsa çok tehlikeli. sigara gibi her gün ve her saat tüketilmediğinden insanlar tehlikeli görmeye bilir ancak başka kansorejen gıdalarla hesaplandığında asında her gün endüstriyel işlenmiş gıdalara maruz kalıyoruz dolayısı ile bu tür ürünler lütfen az tüketelim.. Her gün maruz kalındığında, bağışıklık sistemi buna yetişemiyor ve temizleyemiyor. 

Bu karantina sürecinde evde yetiştirebileceğimiz saksı bitkileri var onları edinmeye çalışalım..ekmeğimizi evde yapalım.. evde ekşi mayanızı da yapabilirsiniz, annem yaptı :)) ayrıca şeker ihtiyacını sadece, sınırlı olmakla birlikte bal, pekmez, kuru üzüm ve hurmadan almaya çalışalım.. bu arada hurma beyne en yararlı ürünlerden biri olduğu kanıtlandı..

Günümüzün en büyük hastalıklarından biri ve tedavi süreci çok zor ve ağır olmasından kaynaklı önceden tedbir almak ve hayatı daha kaliteli hale getirmek için rahmetli dayımında doktoru Erkan Topuz hocamın tavsiyelerinden bir yazı derledik.. mutlaka faydalanın ve uygulayın..


Devletler açısından bu günün mücadelesi halkı kanserden korumak olduğunu, tedavinin sonra geldiğini, söyleyen Prof. Topuz, "Yediğimiz gıdalar, kullandığımız eşyalar kanser olmamıza neden oluyor.  Etrafımız hastalık yapıcılarla dolu. Kanser de dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama kendimizi korursak bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer" dedi.

BU İŞİN BİRDE EKONOMİK MALİYET BOYUTU VAR.

Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zararın milyarlarca dolar olduğunu vurgulayan Prof. Topuz, "Anlattıklarımı uygulayıp sağlığınızı korursanız, Türkiye'nin ekonomisine de katkı koyarsınız" dedi.

İşte Prof. Dr. Erkan Topuz, Evde, sokak ayakkabılarıyla dolaşılmamalı

Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliyiz. 

Çünkü dışarıda giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs) 

En tehlikeli yer: Halı

Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Deterjan yerine sirkeli su ile silin. 

Deterjan kullanırken muhakkak eldiven giyilmeli. Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir.

Bulaşık makinesinde kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız makineden çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin. 


Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu yıkarken hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçınınız. 

Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni alındığında en az 2 kere kaynatılmalı. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor. 

Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir. 

Her bir renkte bir şeyler var.

Gökkuşağının 7 rengi, nerde bulunuyorsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli.

Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli

Hamileler özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması lazım. 

Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyoruz. Bağışıklık sistemimizi bozuyor. 

Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı. Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar. 

Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri. Televizyondan çok uzak duralım.

Çocuklara haftada iki kez balık çorbası ama içine zerdeçal koymak suretiyle yedirelim.

Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli

Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az miktarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. 

Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı,

onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir. 

Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükür. 

Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli. Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır. 

Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı mümkünse kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir. 

Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır. 

En faydalı gıdalardan birisi ceviz, Daha sonra fındık ve bademdir. Fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz. 

Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.

Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz.

Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.

Plastik her yerde zehir. 

Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. 

Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli

Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve mide kanserinden korunmuş oluyorsunuz. 

Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Kaplar çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın. 

Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyor. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Boyalarda da kanserojen etkisi vardır.

Ayrıca Dünya üzerinde kanser vakalarının en az olduğu coğrafyaları incelediğinizde çok hareketli insanların kansere yakalanma oranlarının ne kadar az olduğunu göreceksiniz.. bugün hepimizin tükettiği gıdalar bugünün şartlarında yetiştirilen endüstriyel gıdalardır, mevsiminde bile olsa bu gıdaları tüketiyoruz dolayısı ile bedenimizi garantiye almak adına çokça hareketli olmamız ve bol bol egzersiz yapmamız gerekli..

Daha önceki yazılarımda kanserden koruyan gıdalara ilişkin bilgiler vermiştim, onları da dikkate alabilirsiniz. 

unutmayın herkes kendi bedeninin doktorudur..

Dünya genelinde ölüm sayısı 207.270 kişi oldu.. Merkez hala ABD ve şuana kadar 5.5 milyona yakın test yapıldı ve durum parlak değil 

Dünyadaki vaka sayısı da 3 milyon sınırında.. 

Türkiye'de vaka sayısı 110bini geçti. bakalım daha nereye gidecek bu süreç.. evlerde durum ciddileşiyor ve çok can sıkıcı bir hal almaya başladı.. 

Biraz sabır gerek..

Bu tünel bazı semt pazarı girişlerine de koyulmuş.. ne güzel, ama hala çok yaygın değil bence çok daha yaygınlaştırılmalı.. mesala hastahane ve market giriş ve çıkışlarına da mutlaka koyulmalı.. 

Devletimiz güzel bir işe imza atmış ve açıkçası hem çok sevindim hemde azcık gururlandım..

Avrupa'nın sözde en yaşanılır ilkelerinden biri olan İsveç'te malmö şehrinde yaşayan Türk ailenin babası yani  Emrullah Gülüşken bugün Türkiye'ye getirildi.. dün haberini internette duymuştum kızı paylaşımda bulunmuştu demekki dün bakanlık ve oradaki konsolosluk irtibata geçmiş ki  bugün sabah sağlık bakanlığının ambulans uçağı gitmiş aileyi üç çocuğuyla beraber alıp gelmişler.. çok sevindim ve bir zaman gitmek istemiştim isveç'e ama nasıl bir memleket olduğunu görmüş olduk.. 

Rabbim yardımcıları olsun.. ve şifa versin inş. 

Bu tanı kiti konusu sanırım biraz bulandırıldı.. bir adet kit ile tek test yapılabiliyormuş herhalde ve şuana kadar 900bine yakın test yapıldı.. Sağlık bakanlığımız her halde yakında Çin'den yine kit alır.

Bu Çin'e ne ayar oldum son zamanlarda.. dünya batıyor ama Çine bişey olmuyor adamlar bu süreçte dünyaya 2 milyardan fazla maske sattılar.. bir dünya solunum cihazı ve dezefektan  malzemesi sattı ve bu salgın ile dünyanın belası olan çin milyarlarca dolar kazanç elde etti. 

An itibariyle İngiltere'de Covid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı son 24 saatte 813 artarak 20 bin 319'a yükselmiş...

Ki herkesin içine bir şeyleri attığı bir zamandayız. sonumuz hayrola.. 

Ben de tecrübe edenlerden edindiğim bilgiyi paylaşayım. "İçinize atmayın hiçbir şeyi..." Sıkıntı ve stresin nöronlar üzerindeki etkisi oldukça büyük.

Bugünün konusu Alzheimer olsun, Alzheimera  Yakalanmamak İçin İlaçlar hastalığın belirtilerini azaltır ama kesin bir tedavi yöntemi hala bulunamadı. Alzheimer  yakalanmak istemiyorsanız derhal terketmeniz gereken 9 çok önemli öneri var, ve bunları uygulamak yakalanma riskinizi büyük oranda azaltıyor.. Başlayalım..

1) Sigarayı bırakın

2) B12 vitaminini daha fazla tüketin (B12 vitamini yumurtada, ette, balıkta ve deniz mahsullerinde bolca bulunmakta)

3) Daha aktif olun ve düzenli spor yapın

4)  Daha fazla D vitamini alın ( D vitamini bağışıklık için olmazsa olmaz ve eksikliğinin Alzheimer’a yakalanma riskini %125 arttırdığı biliniyor. Olabildiğince güneş ışığı almaya çalışın. yine de eksikliği halinde D vitamini takviyesi alın)

5) Kahve için ( kahve beyninizi korur, Kahve bolca magnezyum içerir ve güçlü bir antioksidandır )

6) Başınızı koruyun ( Başınızı çok sert bir yere çarparsanız yani travmatik beyin yaralanması, Alzheimer’a neden oluyor)

7) Alkol tüketimi riskini arttırıyor. Tüketmeyin!

8) Beyin egzersizleri yapın ( en bilinen yöntemler bulmaca çözmek ve puzzle )

9) İyi dinlenin ( uyku beyin için çok önemlidir. )

31 şehir hastanesinin Hazine garantisi 142 milyar dolar demiştik, hadi burdan yakın sadece 1.5 ayda döviz kurunun artışından kaynaklı olarak Hazine garantili müteahhitlere ülke olarak 130 milyar lira daha borçlanıldı.. ve de ödemeleri aksamıyor gününde yapılıyor, şu sıkıntılı günlerde öteleme bile istenmemiş..

Sizin için kanserle en çok mücadele eden besinleri bir araya getirdim...

KETEN TOHUMU: Yapılan araştırmalar sonucunda meme ve prostat kanserinin gelişimini önlediğini kanıtlandı.

SİYAH ÜZÜM: Siyah üzümün çekirdeğinde bulunan resveratrol,  kan kanseri, akciğer, prostat, kolon ve pankreas gibi türlerde kanserli hücreleri yok edilmesini sağlar.

ZERDEÇAL: Zerdeçal, hemen hemen bütün kanser türlerinde hem koruyucu hem de iyileştirici etkisi bulunan bitkilerden biridir. İçerisinde doğada bulunan en güçlü anti-oksidanlardan biri olan kürkümini barındırıyor.

SARIMSAK: Sarımsağın düzenli tüketildiğinde gırtlak kanserini önlediği görülmüştür. Ayrıca sarımsağa aromasını veren 'alisin' maddesi dünyanın en güçlü anti-oksidanıdır.

TURP: Turp içerisinde birçok kanser türünün ortaya çıkmasını engelleyen aktif maddeler barındırıyor.

ZENCEFİL: Zencefil, özellikle uzak doğu ve güney Asya'da çok tüketilen ve her kanser türü ile mücadele etmede çok aktif bir besin, bu koruyucu etkisinin yanı sıra, kemoterapi sonrası kusmalara karşıda oldukça etkilidir.

Uzmanların sıklıkla önerdiği düşük kalorili bir besin olan yeşil soğanın 100 gramı 29 kcal kaloridir. Lif, protein, karbonhidrat, yağ, A ve C vitamini, potasyum, kalsiyum ve demir açısından zengindir. İşte yeşil soğanın faydaları;

1) Bağışıklık Sistemini Destekler; yeşil soğan bağışıklık sistemini destekleyen hücrelerin seviyesini ve aktivitesini arttırdığı gözlenmiştir. Bu durum bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek olarak vücutta hastalık ve enfeksiyonun oluşmasını önler.

Ayrıca yeşil soğanın her porsiyonunda konsantre bir doz C vitamini bulunur. Yapılan çalışmalarda C vitamini açısından zengin besinlerin vücudun savuma mekanizmasını güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Özellikle son günlerde corona virüs nedeni ile Bağışıklığın güçlü olması gerektiğinden tüketilmesi tavsiye ediliyor. 

2) Kanın Pıhtılaşmasına Yardımcı Olur; Kan pıhtılaşması yaşamımız için hayati önem taşır. Yaralandığımız zaman kanamanın durması için kanın pıhtılaşması gerekir. Kandaki trombositler ve plazmalar kanın pıhtılaşmasını sağlar. K vitamini kanın pıhtılaşmasında önemli bir role sahiptir. Yeşil soğan, adeta bir K vitamini deposudur. Öyle ki; yarım bardak yeşil soğan, günlük K vitamini ihtiyacının tamamını karşılayabilir.

3) Kalp Sağlığını Korur;Yapılan çalışmada soğan özütünün toplam kolesterol, kötü kolesterol ve trigliserit gibi birçok kalp hastalığı risk faktörlerini büyük oranda azalttığı ortaya konmuştur.

4) Kemikleri Güçlendirir;Yeşil soğan kalp hastalıkları riskini düşürmenin ve kan pıhtılaşmasını sağlamanın yanı sıra kemikleri de güçlendirir. K vitamini; kemiklerdeki kalsiyumu korumak ve kemik yoğunluğunu artırmak için gerekli olan proteinin üretimini sağlar ve böylelikle kemik yoğunluğunu iyileştirir.

5) Kanserli Hücrelerin Büyümesini Engeller;Yeşil soğanın en önemli faydaların biri kanserli hücrelerin büyümesini engellemesidir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada; kolon kanserli fareler bir süre yeşil soğan özütü ile beslendi. Çalışmanın sonucunda yeşil soğan özütünün tümörlerin büyümesini yavaşlattığı, enfeksiyonu azalttığı ve hepsinden önemlisi farelerin hayatta kalma oranını artırdığı kanıtlandı. Başka bir çalışmada ise; daha yüksek miktarda soğan tüketiminin prostat kanseri riskini yüzde 30 oranında düşürdüğü ortaya kondu.

Yeşil soğanın içeriğinde kanserle mücadelede önemli bir role sahip olan allisin adında bir bileşik bulunuyor.

6)Zayıflamaya Yardımcıdır; Besin değeri açısından zengin bir yiyecek olan yeşil soğanın kalorisi düşüktür. Yüksek lif oranına sahip olan yeşil soğan kabızlıkla mücadele eder. Günlük lif ihtiyacının neredeyse yüzde 10’unu karşılar. Bağırsak sağlığını korur ve zayıflamaya destek olur. Bunun yanı sıra yağ yakımına yardımcı olan protein seviyelerin arttığı ortaya konmuştur.

7) Sindirim Problemlerini Azaltır; Yeşil soğan kaynatılıp tüketildiğinde sindirim ve bağırsak problemlerini azaltır. Vücutta biriken toksinlerin idrar yolu ile atılmasını sağlar. Lif ve probiyotik açısından zengin bir besin olduğundan sindirimin daha iyi olmasına katkıda bulunur.

8) Doğal Bir Antienflamatuvardır; Doğal bir antienflamatuvar olan yeşil soğan vücutta iltihap oluşumunu önler. Ayrıca ürik asit sebebiyle kemik ve kaslarda biriken iltihaplı ödemin vücutta kolayca atılmasına yardımcı olur. Ödem oluşumunu engeller.

9)Astıma Karşı Etkilidir; Yeşil soğan astım krizlerine karşı doğal bir ilaçtır. Akciğerlerdeki iltihabın temizlenmesini sağlar. Balgam söktürücü etkisi vardır. Hastalık sırasında boğazın temizlenmesine katkıda bulunur. Boğazdan yemek borusuna kadar olan bölümdeki hücrelerin yenilenmesini sağlar. Bu bölümlerdeki kanser riskini azaltır.

10) Göz Sağlığını Korur; Yeşil soğan da göz sağlığı açısından en az havuç kadar etkili bir besindir. İçeriğindeki A vitamini sayesinde göz içerisindeki vitamin ve sıvı oranlarını dengeler.

11) Mide Duvarını Güçlendirir; Yeşil soğan mide duvarını güçlendirerek hastalıkların yaşamasını engeller. Ancak mide rahatsızlıkları olanların fazla miktarda yeşil soğan tüketmesi önerilmez.

12) Kan Şekeri Seviyesini Düşürür; Yeşil soğanı içeriğindeki bir madde olan kükürt krom, kan şekeri seviyesinin düşmesini sağlar. Kükürtlü bileşikler, vücudun insülin üretme yeteneğini artırmaya katkıda bulunur. Böylelikle kanın şeker oranı kontrol edilir ve glikoz toleransı gelişir. Ancak yine de diyabet hastalarının kontrollü bir şekilde yeşil soğan tüketmesi önerilir.

Böyle bir zamanda herkesin işsiz güçsüz olduğu bir dönemde işe girecek biraderim de tam teşekküllü sağlık raporu istenmiş. Güvenlik olacağı için hadi normal bir talep ama 200 tl ye yakın ücret alınmış bir tane rapor için.. düşüne biliyormusunuz işe girecek o parayı da borç alıp gitmiş ve rapor için bu ödemeyi yapmış.. hani sağlık sektörümüz harika idi.. tamam ABD den hala çok avantajlıyız vatandaş olarak ama ABD bizim kıyaslanacağımız bir devlet değil ki.. 

Bir tane rapor 200 tl olurmu? biri açıklasın lütfen..

Bende genelde tuzlu olduğu için pek tercih etmiyordum.. aklımda olsun

Tabi ki hindi.. gerçi oda artık endüstriyel olarak üretiliyor.. belki altı ayda büyüyecek hayvanı 45 günde büyütüp kesiyorlar.. yani oda doğallıktan uzak ama sanırım tavuk kadar antibiyotik yemiyordur diye düşünüyorum..

Turşu suyu bağışıklık sistemini güçlendiriyor..

Yüksek oranda sodyum içermesi, spor aktivitesi sırasında kaybedilen su ve tuzun telafi edilmesinde etkili olmasını sağlarken, 

elektrolit dengesinin yeniden kazanılmasında yardımcı oluyor.

Turşu suyunun saymakla bitmeyecek kadar yararı var!

  • Kas kramplarını hafifletir.
  • turşu suyu elektrikle uyarılmış kas kramplarını inhibe ediyor.
  • Turşu suyunun bir diğer yararı, egzersiz sırasında güçlü kalmanıza yardımcı olmasıdır. Terleme sırasında kaybettiğiniz elektrolitlerdir, Turşu suyundaki sodyum ve potasyum egzersiz yaparken vücudunuzu en üst seviyede tutmaya yardımcı olurlar.
  • Yağ içermediğini de belirtmek önemlidir! Spor yapan birçok kişi egzersiz sırasında desteklemesi için oldukça fazla şeker içeren yüksek kalorili içecekleri seçiyor. Gerçekten kilo vermeye çalışıyorsanız, turşu suyu diğerlerinden çok daha iyi bir seçenektir.
  • Sirke (turşu suyunda çok miktarda bulunur), günlük tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı olur. Bu nedenle turşu suyu, kilo verme çabalarına yardımcı olabilir.
  • Turşu suyu ayrıca kansere neden olan serbest radikallere karşı savaşan birçok antioksidan içerir. Daha da açık olmak gerekirse salatalık turşusu güçlü antioksidanlar olan A vitamini ve E vitamini içerir.
  • Turşu suyu fermente bir gıda olduğundan, sindirim sistemi için faydalıdır ve bağırsak sağlığını iyileştirebilir.
  • Sirke ayrıca ağız kokularının giderilmesine yardımcı olur, bu nedenle turşu suyunun da tertemiz bir nefes yaratacağını söyleyebiliriz.

Genel olarak hindi tavuktan daha yüksek besin değerine sahiptir.

Tavuk göğsü daha düşük seviyede sodyum içerir ve düşük sodyum tüketimi gerektiren diyetler için daha idealdir. Rakamlarla ifade etmek gerekirse aynı ölçüdeki tavuk hindinin 10’da biri kadar sodyum içerir ve hipertansiyonu olanlarımız için daha iyi bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Sodyum, vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında önemli bir rol oynar.

Hindi ciddi miktarda kalsyum içerir ve diğer bütün et türlerine karşı bu özelliği ile öne çıkar. Kalsiyum vücutta en bol bulunan mineraldir ve günlük diyetimiz için gereklidir.  Kemik büyümesi olan çocuklar için kalsiyum son derece büyük bir öneme sahiptir. Kemik mineral yoğunluğunun ve gücünün korunmasında yardımcı olur.

Bir de Vitaminler ve mineraller açısından bakalım;

Tavuk iyi bir B6 vitamini, fosfor, niasin ve selenyum kaynağıdır. Niasin, Alzheimer hastalığına ve yaşa bağlı bunamaya karşı korunmaya yardımcı olur. Vücuttaki enerji metabolizması için B6 vitamini ve niasin son derece önemlidir. Tavuk hindiye kıyasla daha fazla niasin içerir. Selenyum bğışıklık sistemini kuvvetlendirir ve bakteri, viral kökenli efeksiyonlara ve kanserli hücrelere karşı savaşta yardımcı olur. Aynı zamanda iyi kolesterol seviyelerini artırır.

Hindi aynı zamanda iyi bir viramin kaynağıdır. B6 vitamini, niasin, demir, fosfor, çinko ve selenyum içerir. Çinko bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine yardımcı olan güçlü bir antioksidandır. Tavuğa kıyasla daha fazla selenyum ve bakır içeriğine sahiptir. Bakır, kırmızı hücre oluşumunda, temel metabolik fonksiyonların yerine getirilmesinde önemli rol alır ve enfeksiyonlarla savaşmak için bağışıklık sisteminin uyarılmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak hindi genele bakıldığında tavuğa kıyasla daha fazla besin değerine sahiptir.

Tayland’da corona virüs nedeniyle hayatını kaybeden bir insandan bir başkasına virüs bulaştı. Uzmanlar bu durumun bir ilk olduğunu belirtti..

ülkenin başına musallat olan iki virüs var biri Corona diğeri Cehalet.
bilinmeyen tek şey hangisinin daha tehlikeli olduğu.

İki hafta boyunca suya karbonet katarak içmek kanda iltihaplanmaya neden olan beyaz kan hücrelerinde düşüş, iltihaplanmayı azaltan kan hücrelerinde artış olduğu saptandı..

Ayrıca ceviz, fesleğen, ısırgan otu, zencefil, Ispanak, zerdeçal, zeytinyağı ve sarımsakta vücuttaki iltahaplanmaya karşı koruyucu besinlerdir.. sofralarınızdan eksik etmeyin.. 

evet ya güvenin şifacıya.. 

babalarımızda hep der, turp ye ki turp gibi olasın.. 

Koronavirüs krizi sebebiyle işten çıkarılan, sigorta girişi olmayan , hanesi kalabalık olan ve 18 yaş altı çocuğu olan akraba tanıdık vs var ise E devlet üzerinden Sed (Sosyal Ekonomi Destek ) yardımına başvurabilir.

1 2 3 46 7 812