Tatava'da Bugün

Hatunlara çekici görünmek, özenti, kendini zengin hissetmek, kendini zengin göstermek, benim param çok alırım demek.

Gözlemlediğim kadarıyla kafası yeterince çalışmayan insan davranışıdır.

Laik Seküler sınıfın kullandığı nur içinde yatsın sözüyle eş anlamlı kelime 

Saçma, anlamsız bulduğumuz taziye söylemidir. Işık olan ortamda rahat uyunmaz. Karanlıklar içinde kalsınlar.


Allah dememek için uydurulan kelime. 

İstanbul Hanımefendisi adlı tablosu 9 milyon Türk Lirasına satılmış, ünlü ressam

Yeşilçam'ın siyah- beyaz dönemine damgasını vuran yıldızlardan biri. Gösterişli fiziği, kabarık saçları, kendinden emin duruşu ile onlarca filmde rol aldı. Öyle ki kimi zaman bir günde üç tane filmin setinde çalışırdı. Herkes onu "afet-i devran Neriman' olarak tanırdı. 

Sonra ekranlar renklendi. Bu kez TV aracılığıyla evlere konuk olmaya başladı. Ekranın ilk yerli dizilerinden biri olan Aşk-ı Memnu dahil çok sayıda dizi için kamera karşısına geçti. Sonra hastalandı ve tam 20 yıl önce, 22 Ekim 1999'da son nefesini verdi. Işıklar içinde uyu 

sitesinde şöyle yazıyor,  6563 sayılı yasaya göre "ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir." 

 bu durumu bizzat yaşayan bilir, kanka.org.tr bu konuda destek veriyor.

www.izinver.net e üye olarak SMS veya E-Posta gelmesini istemediğiniz firmayı engelleyebilirsiniz.

İngiltere'de kamyonda cansız bedenleri bulunan mülteciler donarak öldü

İngiltere'de tır kasası içerisinde cansız bedenleri bulunan 39 mültecinin, eksi 25 derecede 15 saat kapalı kaldıkları tespit edilmiş.

39 KİŞİ -25 DERECE HAYATTA KALABİLİR Mİ?  "hiç şansları yok"

Sıcaklığın - 25 derece olduğunu söylediler, 39 kişinin donarak hayatını kaybettiğini ifade ederken, "Bu şartlar altında hiç şansları yoktu" yorumunu yaptılar.  Söz konusu soğutucu sistem, çeşitli gıda ürünleri ve taze kalması gereken bitkilerin taşınmasında da kullanılıyormuş

İşin ilginç yani bu insanlar önce bir konteyner içinde gemiyle Belçika'ya ulaşmış, ve 25 yaşında bir şöför onları İngiltere'ye getirip bir sanayi sitesi içinde ölüme terk ediyor yada yolda zaten ölüyorlar,neymiş kendisi sorguda imiş muhtemelen ödüllendirirler.. 

BENZER KOŞULLARDA YOLCULUK EDEN BİR MÜLTECİ

 2015 yılında Halep'ten Londra'ya gelen Ahmad, yaşadılarını okumuştum.

Soğuk hava deposu kamyonunda yaptığı 55 günlük yolcuğu boyunca hissedilen ölüm kokusundan söz ediyor ifade aynen şöyle "Dondurulmuş et kasalarının arasına saklanarak geçirdiğim yolculuğum kabus gibiydi. Kamyonda bulunan diğer insanlar soğuktan titreyip öksürüyordu. Orada tamamen insan kaçakçılarının vicdanına kalmış haldeydik çünkü kasa sadece dışarıdan açılabiliyordu." yolculuğu hala unutamadığını ve insanların çığlıklarını hala duyabildiğini de söyledi. Düşünebiliyormusunuz muhtemelen bunun gibi binlerce hikaye var batı diyor ki madem bana sığındın sana insan muamelesi yapmak zorunda değilim ve sana sunduğum şartlara uymak ve kabul etmek zorundasın. orada da malesef insanlar bu konularda yeterinde bilgi sahibi değil çünkü buradaki gibi devletlerin müthiş kontrolu var herşeyde. bizde ülke olarak mültecilere 40 milyar dolar para harcayalım.

Neyse konu uzar gider mesele insanlığa en büyük zulümü yine insan yapıyor.. vesselam



 

Aracınız çekici üzerinden kayıp düşerse sorumluluk kabul etmeyen kurumun adı : trafik vakfıdır

Eğer aracınız otobüs durağına minimum 15m mesafede değilse aracınızı güle oynaya çeken kurum. 

Devleti yönetenlerin sözde kamu yararına yaptığı icraatları Aliya İzzetbegoviç in kitabından kısa bir alıntı yapmak istedim ama anlamak önemli tabi…

“Umumî menfaat” veya “gaye” mantığının, insanları trajedik sonuçlara ve genel bir karışıklık ve aldatmacaya götürebildiğini gösteren açık bir örneği de yalan tarih veriyor. Komünist manifestosu ilk önce proleterlerin, burjuva aldatmacası diye ahlâkı reddettiklerini ilan etmişti. İkinci Enternasyonal ise, hakkaniyet prensibini kabul, “gaye vasıtayı takdis eder” parolasını ise reddettiğini belirtmek suretiyle, bu tutumu biraz değiştirdi.

Fakat Lenin ancak proletaryanın zaferine katkıda bulunan şey ahlâkîdir diye tekrar manifestonun pozisyonuna döndü ve bununla ahlâkı kökünden inkâr edip yeniden gayeyi kıstas olarak ortaya koydu. Lenin’in bu kaidesini tatbik eden Stalin, proletaryanın zaferi için şunları yapmanın lüzumlu ve dolayısıyla da ahlâkî olduğu kanaatine vardı:

Bundan sonrası sanki bugünü anlatıyor;

Toplama kampları kurmak,

devlet ve polis mekanizmalarım o zamana kadar görülmemiş ölçüde kuvvetlendirmek, 

en yüksek idarecilerden başlayarak mahallî idarecilere kadar iktidarın herhangi bir şekilde tenkit edilmesini önlemek ve idarecilerin YANILMAZLIĞI hakkında ki kanaati devam ettirmek, 

lider kültünü kurmak ve lidere yanılmazlık ve müstesna basiret özelliklerini atfetmek, 

herhangi bir direnişi önlemek üzere devamlı korku havasını muhafaza etmek, 

istenmeyen kişi, grup veya milletlerin topluca tasfiyesini sık sık gerçekleştirmek, 

yüksek maaş ve diğer imtiyazlarla orduyu, polisi, siyasî mekanizmayı ve aydınlardan muti olanları elde etmek, 

hakim sınıfın iaşesi için hususî depolar kurmak, 

halk kitlelerinin tam manası ile istismarını temin etmek, bütün enformasyon vasıtaları, basın, radyo ve televizyon, demokrasi, hürriyetler, hümanizm, refah, parlak istikbal, lider ve yöneticilerin faziletlerinden durmadan bahsetsinler diye, tekel altına almak, 

başka milletleri “serbest ifade edilen iradelerine uygun olarak” istilâ altında tutmak vs. vs. 

Bütün bunların “proletaryanın zaferi” için yapıldığım söylemek ve bunu durmadan tekrarlamak gerekiyordu ki, sadece caiz olmayıp, ahlâka da uygun düşsün diye bütün gözler boyandı.. vesselam

Başlıktanda anlaşılacağı üzere bu ne biçim bir durum yaa, milyar dolarlık şirket ağzımıza dolandı saçma sapan bir hata var sanırım ama acaba servis sağlayıcılarda bir sorun mu var. Twetter çöktü mü? acaba deyip bakındım internete ama bişey bulamadım bilen varsa aydınlatsın lütfen..

Dijital Hizmet Vergisi

Dijital Hizmet Vergisi yüzde 7.5 olacak. Bu verginin mükellefi dijital hizmet sağlayıcısı olacak. Türkiye'de elde edilen hasılatı 20 milyon TL'den az ise veya dünya genelinde ki hasılatı 750 milyon Euro dan az olanlar vergiden muaf.

Değerli Konut Vergisi

Değeri 5 milyon TL'nin üzerindeki konutlar için Değerli Konut Vergisi adında yeni bir vergi geldi. Değerli konut vergisi oranı yüzde 1 olarak belirlendi. 

Gerçi %1 deyip geçmeyin 5milyonda 50bin tl yapıyor devlet için iyi bir gelir kalemi. Bence de

Şimdi anladık yeni vergiler belirlenmiş daha önce dijital hizmet sağlayıcıları vergi ödemiyorlarmıydı da adını değiştirip yeni bir vergi çıkardık. ve kazançları burada 20 milyon dünyada 750 milyon Euro dan az olursa vergi ödemeyecek var mı böyle bişey o zaman evine küçük bir ek gelir elde etmek için internetten satış yapıp yılda 12bin tl yi geçince vergilendirmek ne oluyor, kime jaka satıyorsunuz ağalar, 

Ayrıca bu haberin altında bir detay daha vardı; bazı vergilerde değişikliğe gidilmiş kurumlar vergisi %18 e düşürülecek gelir vergisi dilimleride 7 basamağa yükseltilecek. sanırım devletimizin en büyük önceliği biz bu halktan nasıl daha fazla para toplarız gibi bir meşguliyetleri var. neyse şurası bir gerçek vergi olacak tabi ki devletin normal şartlarda tek gelir kalemi gibi bişey ama adaletli ve herkese eşit uygulanırsa doğru yapılmış olur. 

Eğer o gelirler sosyal adeleti tesis etmede hakkanyetli kullanılmıyorsa ki ülkemizde malesef öyle olduğunu düşünüyorum o zaman kimse vergi ödemez ve kaçmak için hertürlü yola başvurur. Bu da suç sayılır doğal olarak ama sen kalkıp koca firmaların borcunu silersen, futbolculardan adam gibi vergilerini tahsil etmezsen, en yüksek vergiyi asgari ücretliden alırsan bence vergi kaçırmak küçük mükellefler açısından suç sayılmamalı.... vesselam

Türkiye pazarında sıfırı çeken şirket.  üretmiş olduğu G1 G2 G3 G4 ve G5 modellerinde kronik anakart problemi olan, insanlara okkalı bir özür borçlu koreli dünya devi !

Yaşadığımız ülke birçok yerle ve bölge ile kıyaslandığında cennet konumundadır, inşaalah rabbim büyük dert vermez ama bir islam ülkesi olarak ve çok köklü bir tarihe sahipliğimiz doğrultusunda daha adil yönetilmemiz gerektiğini düşünüyorum, ülkede alınan en yüksek ücret 81.250 tl ve asgari ücret 2020 tl iken arada 40 kat fark olması medeni dünya düzenine hiçyakışmayan bir tablo. Tamam arada mutlaka fark olacak ama devletin en üstünde olan kişi bir çok gideri zaten devlet ödeneklerinden yapılırken o kadar para ile ne yapıyor merak etmiyor değilim kaldı ki çocuklarının çok ciddi kazançlar elde ettiği şirketleri var ki o konuya hiç girmek istemiyorum.. neyse takdir halkındır bize düşen doğru yolda ki mücadelemize devam etmeksir. vesselam

Ümraniye istiklal mahallesinde yer alan, dışarıdan güzel görünen fakat içerisi hapishaneyi andıran tesis. 

Otomobilin en kalitesiz yeri direksiyonu, 2 yıl da inanılmaz derecede aşındı. 

Ülkemizde insanların yıllardır dünya gıda terörüyle başı belada desek yeridir.. sadece yakın tarihte akla gelen 1947 yılında marshall yardımları ile ülkemize sokulan ve kısırlığa veya zeka geriliğine neden olan ve o süreçten sonra da devam eden insan hayatını hiçe sayan uygulamalar mevcut, ülkemiz yönetimleri kanaatimce hiçbir zaman tam bir denetim mekanizması oluşturamadığından hem yurt içinde hemde yurt dışından kalitesiz ve hatta kanserojen bir çok gıda ve benzeri ürünler üretiliyor veya ithal ediliyor. o yüzdendir ki ülkemizde bırakın şehirde yaşayanları köylerinde doğal ortamlarında nispeten daha organik ürünler tükettiği düşünülen bir çok insan Kanser veya başkaca inorganik hastalıklara yakalanmış durumda ve bu durum devlet bütçesi açısından da ele alındığında ülkemiz sağlık harcamalarına çok yüksek ve korkunç bütçeler harcanıyor tabi bunun başlıca sebebi işi bilmez dirayetsiz yönetimler ve tabiki dünyadaki büyük sağlık kuruluşları ve  gıda teröristlerinin oluşturduğu çok yönlü LOBİ faaliyetleri sonucu insanlık kaderini olumsuz yönde etkiliyorlar..malesef bu konu ülkemiz açısından ele alındığında tarımsal faaliyetlerde ticari açıdan yerli ve organik tohumun kullanımı ve üretimi yasaklanmış, düşünün az önce saydığım ve sayamadığım gıda teröristlerinin ne kadar güçlü bir lobiye sahip olduğunu ki ülkemizde böyle bir karar aldırabiliyorlar.. Esasen bunun bir nedeni de uçsuz bucaksız tüketim alışkanlığımız, çok fazla tüketim yapıldığından ve organik tahımların verim düzeyleri muhtemelen inorganik tahımlardan daha düşük dolayısıyla gıda firmaları geçtiğimiz yüzyıl ortalarında böyle bir sürece girdi. ama buna rağmen bakıldığında o kadar aç gözlü bir dünya haline geldiki yer küre hala yüz milyonlarca insan açlık sınırı ve altında yaşamını sürdürüyor.. bununda başlıca ve tek sebebi insanlığın bütün değer yargılarının son 200 yılda kaybolduğu ve çok maddeci bir kimliğe büründüğüdür.. Reçete çok okumak, çok sorgulamak, çok istişare etmek ve çok samimi olmaktır... vesselam.

2012 modelin en dolusunda otomatik yan aynalar varken, 2013 de en dolu paketten bu özelliği çıkarmış marka, duyduğum kadarıyla 2021 de Türkiye de ki fabrikasını kapatıyor. 

1172 173 174176