Tatava'da Bugün

İslam İlahiyatçıları Selefiliği, "İslam ümmetin ilk üç mübarek nesline bağlı olan" anlamında kullanıyorlar.

Peki kimdir bu nesil.

Bu ilk üç nesil, Hicri 300 üncü yıla kadar yaşayan müslüman islam büyüklerini ifade etmektedir.

Ashabı kiram nesli (İslam Peygamberini bizzat gören ve sohbetine katılan Sahabeler), tabiin nesli (Sahabeleri görenler) ve ondan sonra gelen nesildir. Bir örnek vermek gerekirse Hz. Ebubekir, Hasan Basri, İmamı Ebu Hanife'dir.

Selefilik; Kitabı ve Sünneti Selef-i Salihin'in anlayışı üzere anlamaktır.

Selefilerin en ayırt edici unsuru, kaynakları anlama metodlarıdır. Kendini İslam'a nisbet eden herkes Kitap ve Sünnet'i kaynak olarak kabul ederler. Ancak asıl mesele, bu kaynakların nasıl ve neye göre anlaşılacağıdır.

Haçlı savaşlardın bu güne kadar selefilik hiç gündemden düşmemiştir.





Marmara Üniversitesi Röktürü Prof. Dr. Zafer Gül diploma var diyor. Üniversitenin kendiside var diyor. Daha ne uğraşıyorsunuz adamın diplomasıyla.

Rüzgar nereden eserse oraya meyl eden birisidir. Bugün böyle, yarın öyle olur.

Arkadaş hiç anlamıyorum memleket insanını, siyaseten ne kadar karşıt olursanız olun bu birbirinizi yok sayma, sövme, ocu bucu  deme, hatta katline fetva verme vs laa ne oluyor size, siz sadece memleket meseleleri üzerinden birbirinizi eleştirmiyor musunuz, o zaman bu ne kavgadır kimse kimseyi ihanetle suçlayamaz kimsenin böyle bir hakkı ve haddi olamaz. kimsiziniz lan siz. Şuan için hükümet başta olduğundan eleştirilecek çok fazla konu olabilir ama sırf yetkiler adamların elinde diye muhafetteki arkadaşlar kendilerini bu sorumluluğun dışına atamazlar o kadar kolay değil..

Bu ülkede yapılan her icraatta sizinde payınız da var kusura bakmayın ama hiç uzlaşmacı ve iş bitirici değilsiniz hükümet bir konuda yanlış yapabilir ama siz güçlü muhalefet olmak istiyorsanız sadece yapılan yanlışı karalamakla işiniz bitmez çözüm önerileri ve doğru yolu bulmak ve eğer hükümete doğruyu anlatamıyorsanız bunu kamuoyuna anlatmak durumundasınız.

Açıkçası ana muhalefetteki parti chp nin bu ülkede belli bir kesim tarafından durmadan eleştirilmesi ve şeytan gibi görülmesinin başlıca sebebi dindarlık noktasında bazı söylem hatalarının olması, yanlış anlaşılmasın herkes dindar olsun dine sevgi duysun gibi bakmıyorum olaya. sadece bu ülkenin toplumu milliyetçilik ve dindarlık noktasında çok ciddi hassasiyetleri var ve bu çok normal. siz inançlara saygılıyız derken dinini dilediği gibi yaşamak isteyenlerle aranıza mesafe koyarsanız ve geçmiş politik hatalarınızdan ders almazsanız kusura bakmayın ama inandırıcılığınız istenen noktalara gelmez ve her zaman olduğu gibi siyasi partiler samimi ve idealize edilmiş oylar almaz her zaman ki gibi taraftarlık ekseninde yani takım tutar gibi olaya bakar ve oy verir o kadar.. 

Ya hakkaten merak ediyorum.. Bizim başkanın gerçekten diploması yok mu? varsa ki okul verdik dedi ama bazı şaibeli durumlar söz konusu sadece aynı dönem ve aynı bölümden başka mezun var mı? ve başkanın sınıf arkadaşları var ise bir kaçı çıksın desin ki biz başkanla aynı sırada okuduk..vs  valla meraktan..

Sadece erkek çocuklarda görülen ve protein eksikliğine bağlı olarak gelişme gösteren 2-5 yaş arası çocuklarda teşhisi konulabilen bir hastalık.

Duchenne Musküler Distrofi (DMD). Sadece erkek çocuklarda görülen bir hastalıktır.

Bu hastalıkta kas fonksiyonu için gerekli olan temel bir proteinin eksiktir. Bu proteinin yokluğunda kaslar giderek zayıflar, kas dokusunun yerini yağ dokusu alır.

2-5 yaşları arasında sıklıkla teşhis konulur. Bazı DMD’li çocuklar doğumdan sonra büyümenin her aşamasında yaşıtlarından geri kalırken (yürümenin gecikmesi, sık düşme vb) bazıları da yaşıtları ile benzer özellikler göstererek büyürler. Hastalığın semptomları erken yorgunluk, yerden kalkma, yokuş çıkma ve merdiven çıkma gibi aktivitelerde zorlanma şeklinde kendini gösterir. Bazı çocuklarda aileler baldır kaslarındaki şiş ve sert görüntüyü de fark ederek doktora başvurabilirler.

DMD’de kalça ve omuz çevresi kaslarında başlayan zayıflık giderek ilerler, gövdede karın ve sırt kaslarının da zayıflaması sonucu çocuklar yürüme sırasında karınlarını öne doğru çıkararak yürürler. Bacak kaslarındaki zayıflığın ilerleyişi ile sık düşerler, yerden kalkma ve merdiven çıkma aktivitelerinde zorlanırlar ve ortalama 9-11 yaş arasında yürüme yeteneğini kaybederek tekerlekli sandalye kullanmaya başlarlar. Bu aşamadan sonra kol kasları da giderek zayıflar ve çocuk kollarını kullanmakta da zorlanır.

Yürüme yeteneğinin kaybından sonra karşılaşılan en önemli sorunlar eklemlerde bozulma ve omurgada eğilme yani skolyozdur.

Kollar, bacaklar ve gövde kasları dışında solunum kasları da zayıflar ve buna bağlı olarak çocuklar sık akciğer enfeksiyonuna yakalanır. Ayrıca kalp kaslarında da tutulum gözlenebilir. Hastalığın ilerleyişi ile ortalama 20 yaş civarında hastalar kaybedilirler.  

Günümüzde DMD’nin kesin tedavisi yoktur. Ancak fizyoterapi uygulamaları, cihazlama ve steroid tedavisi sonucu çocukların yürüme yeteneklerini daha uzun süre( ortalama 2-3 yıl daha fazla) devam ettirdikleri ve yaşam kalitelerinin daha iyileştiği bilinmektedir.

Tedavide en erken dönemde başlayan düzenli egzersiz uygulamaları çocukların kas kuvvetinin korunmasında çok etkilidir. Egzersiz uygulamalarından kuvvetlendirme, germe egzersizleri ve solunum egzersizleri tedavide kullanılan egzersizleridir. Eklemlerin korunmasında ise pozisyonlama, cihaz uygulamaları ve germe egzersizleri en erken dönemde başlayan ve düzenli devam ettirilen etkili uygulamalardır. Çocuklar sadece gece ayakbileğini içine alan sert plastikten yapılan cihazlar giyerler. Yürüme yeteneğinin kaybından sonra ise ayakta durmanın devam ettirilmesi için ayakta duruşu sağlayan hafif cihazlar kullanırlar.

Yine kas kuvvetinin korunması ve aktivitelerin devamında steroid (kortizon) kullanımının etkisi kanıtlanmıştır. Ancak steroid kullanımının pek çok yan etkisi vardır ve bu nedenle dikkatle kullanılmalıdır. En önemli yan etkilerinden biri iştah artışı ve kilo alımıdır. Tedavide önerilen diyete dikkatle uyulmalıdır. Ayrıca steriodin diğer yan etkilerinin de dikkatli takiplerinin yapılması gerekir (örneğin kemik erimesi). 

Tedavide yüzmenin çok önemli bir yeri vardır. Çocuğun bazı hareketleri su içinde yapması kolaylaşır ve özellikle egzersizin zorlukla yapıldığı küçük çocuklarda çok faydalıdır.

Hastalığın ilerleme sürecinde çocukların bağımsızlığını artırmaya yönelik her tür uygulama çok yararlı olacaktır. Çocuğun hareketini kısıtlayan faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. (Örneğin evde kilim, eşik, sivri uçlu eşyalar gibi veya okulda sınıfın giriş katta olması gibi )

Çocukların yürümeyi bıraktıktan sonra en önemli mobilite aracı ise tekerlekli sandalye olmaktadır. Ancak tekerlekli sandalyenin çocuğun vücut ölçülerine uygun ve mümkünse akülü olması tercih edilmelidir. Yine alafranga tuvalet kullanımı, asansörlü veya giriş katlardaki evlerin tercih edilmesi çocuğun ve ailenin yaşamını kolaylaştıracaktır.


Kaynak:Prof. Dr. Öznur Yılmaz
HÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü

Hasan bey öncelikle sizi bir sanat insanı olarak kabul edemiyorum nedeni topluma örnek teşkil edecek davranışlarda bulunmuyor olmanız, hükümet aleyhine en küçük bir eleştiri demiyorum bir olayı bile kabullenemiyorsunuz sizin sevdiğininzi ki buna lafım yok herkes sevmek zorundamı 

Cem yılmaz sizin yaptığınız gibi bir patavatsızlık yapmamasına karşın siz onu "Mehmetçik vakfı yararına yapacağım gösteri" demişken birde üzerine doğru olsun olmasını ama dile getirilmemiş bir konuyu dile getirmek nasıl bir örnek sanatçı profilidir anlamış değilim.. kaldı ki dile getirilmiş olsa bile bu onun ayıbı neden bir sanatçı gibi davranıp toplumu birilerine karşı şişirmek veya hedef göstermek yerine birleştirici bir uslup takınmıyorsunuz çok mu zor acaba yoksa fıtratınız buna izin mi vermiyor anlamaya çalışıyorum.. 

Bende cem yılmazı bazı görüşmerini beğenmem ama sizin taraf olduğunuz ideolojiyi de artık beğenmiyorum bu topluma ideolojik söylemler iyi gelmiyor artık bunu anlayın, bizi kutuplaştırıcı bu dilden uzak durun yada tv lerde görünmeyin sizi görmek istemiyoruz.. tabi çıkabildiğiniz kanallar belli zaten onlarda çıkmak için bu söylemler lazım ama kişiliğinizden ödün vermeyin bence.. Sevgiler..

ABD her zaman iki yüzlü olmuştur. Rusya da iki yüzlüdür. Dünyadaki ülkelerin tamamı böyledir. Herkes menfaati gereği çalışır.

Bir kullanıcının kadınlarla yaptığı eğlenceleri burada ifşa etmesi ve daha sonra bu olayın üstünün örtülmesi yönetimde ciddi sorunlara neden oldu. 

Bazı bayan kullanıcılar ile editörler arasında yaşanan olaylar dedikoduları etrafta dolaşmaya başladı. 

Alakasız itifalar ve alakasız yorumcular sahne aldı. 

Olay budur.

Görüldüğü üzere ABD başkanı kendi meclisinden izin almadan Türkiye ile barış pınarı harekatı için mutabakat imzaladı ama meclis ermeni tasarısı ile beraber bu konuda da yaptırım kararı aldı. 

Anlamadığım zaten abd nin istediği gibi bir anlaşma imzalanmadımı neden şimdi kıvırdılar, yoksa anlaşma sadece iki başkan arasındamı konuşuldu. 

Ulan devletimiz kimlerin elinde ne hale düşürüldü, yazıklar olsun.. vesselam..

ERMENİ TECHİRİ KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİM..

Bu arada çok yakın bir ermeni dostum var ve soykırımı savunan biri umarım onu üzmem ama gerçekleri konuşmakta fıtrat meselesi..

Tabi uzun yıllardır özellikle batılı ülkelerin gündeminde olan ve hiç önemini kaybetmeyen bir konu, batılı devletler her zaman bir sopa olarak kullanabilecekleri bu tür yaraları çekinmeden kaşıyadurmuştur.. ki bu olaydaki dahli tartışılmaz eğer Anadolu topraklarında böyle bir vaka yaşandı ise bunun suçu o zamanki avrupalı devlerlerdir. siz osmanlıda en yukarılara kadar hizmetlerde bulunmuş milleti sadıka ünvanını almış bir topluluğu ve bir milleti değişik bahaneler ve vaatlerle kandırıp bu hale getirdiniz şimdi bedelini bize ödemeye kalkıyorsunuz ne kadar iki yüzlüsünüz..

ilk olarak 1878 berlin kongresinde gündeme gelmiş ve ondan sonra ermeni camiası sömürülmüş ve ayrıca çeteler oluşturmuş ve silahlandırılmıştır.. özellikle de ruslar tarafından. açıkçası güneyden kuzeyden doğudan ve batıdan türlü düşmanla mücadele ederken birde anadoluda kendi içinden böyle bir ihanete uğramış bir devlet her türlü baskıya rağmen toplu bir katliam yapmayıp tek yol olarak onları techir yani zorunlu göçe tabii tutmuştur. lakin dönem yokluk dönemi olduğundan yolda türlü hastalıklar ve salgınlarla binlercesi malesef vefat etmiştir ayrıca köyleri ve kasabaları ermeni çetelerince katledilen bölge insanı da intikam duyguları ile bu göçe katılmış insanları hedef almıştır.. ama ermeni camiasını söylediği gibi tıpkı almanların yahudileri yok etmesi gibi sistematik bir katletme olduğunu düşünmüyorum ama varsa da bizim ülkemizin yöneticilerinin dediği gibi tarafsız ki bu bence çok mümkün değil ama konunun tarihçiler ve belgeler ışığında tartışılması gerektiğini düşünüyorum ama bu konu soykırım gibi bir karara bağlanırsa o zaman ermeni çetelerinin ki bunların biri şuan siyasi varlığını hala koruyor, bu çetelerin doğu anadoluda katlettiği binlerce köy ve yüzbinlerde müslümanı ki bazı kaynaklarda 500 bin civarı olduğu varsayılıyor. onların hesabını verecekler mi? cumhurbaşkanlarının dediği gibi 3  5 köy bastık demekle kurtulmamalılar.. birinci dünya savaşında süriye cehpesinde ingilizleri arkasına saklanmış ermeni komutanlar esir düşen 5000 askeri temizlik bahanesi ile yüksek klor içeren havuzlara atıp kör ettiklerini unutmayacağız..

Gerçek şu ki bize bedel ödetip kesinlikle karşılanmaması gereken milyar dolarlar ve hatta belkide toprak talebide bulunacaklar ama açıkçası osmanlı döneminde de sonrasında da toplumun tüccar kısmını oluşturduğu ve bu toprakların kaymağını bizden daha çok yedikleri bir gerçek hatta askerlik bile yapmıyorlardı belli bir döneme kadar. karşılığında da vergi ödüyorlardı ama bunu bile dert ettiler. demem o ki insan her zaman aç gözlü ve talepkardır, 1915 te ermenilere karşı bir tırajedi yaşanmış olabilir ben buna soykırım demem ama yaşanmış acıları da hiç yaşanmamış saymak insanlıkla bağdaşmaz iki tarafta suçlarını kabul edecek ve en yüksek mertebede özür dilenmelidir ama o kadar...  vesselam.


 Haftanın olayı, hatta derbi tarihinin önemli olaylarından biri, sadece 2 gün dinlenmiş 7 eksikli Beşiktaş’ın, 4 gündür maça hazırlanan GSdan 7 km fazla koşup, GSa korner dahi attırmamasıdır. Bir derbide korner atamayan bir takım ilktir.

Sizi şaşırtacak ama Dünyada Latin alfabesinden sonra yazı dili olarak en çok kullanılan yazı sistemi Arap alfabesidir. Arap dili de özellikle felsefi kavramlar ve anlam zenginliği açısından da çok önemli bir dil olmuştur.

Türkiye Coğrafyasına uygun olarak tarım ve hayvancılık yapıldığı takdir de KOMŞU ülkelerin petrol gelirinden fazla gelir elde edilebilir bir ülke olacağını bilmemize engel olmasalar çok şey yapacağız da,gözler kör kulaklar sağır.Allah sonumuzu hayr eyleye.

Ermenilerin uzun yıllardır üzerinde çalıştıkları ancak her defasında ‘Amerikan devletinin’ stratejik gerekçelerle engellediği ‘Ermeni Soykırım Karar Tasarısı’ bu kez jet hızıyla ve ezici bir çoğunlukla geçti.

Hemen ardından ise Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonu nedeniyle hazırlanan yaptırım yasası görüşüldü ve o da ezici bir çoğunlukla geçti.

yakın zamanda bizi Nato'dan atmakla değil belki ama dışlamakla tehdit etmeye de başlarlar ise buna da hiç şaşırmayacağım.Bakalım daha neler göreceğiz .

Uzun yıllardır süre gelen ve büyük tartışmalara konu olan özel hayatın gizliliğinin ve mahremiyetinin korunması konuları hep ihlal edilmiştir.

Anayasanın 20 Maddesinde;

‘’Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.’’ (Üçüncü cümle mülga: 3/10/2001-4709/5 md.)

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/2 md.) ‘’Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir’’.

Anayasanın 20 maddesinde özel hayatın gizliliği açıkça ifade edilmiş olsa da, bununla ilgi özel bir yasa ve yönetmenlik bulunmadığından veya kanunların boşluğu kullanılarak hep su istimal edilmiştir. Bu bakımdan Kişisel Verilerin Korunması amacıyla 6698 sayılı Kanuna ihtiyaç vardı.

6698 sayılı kanun amacı, Kişisel Verilerin İslenmesinde Başta Özel Hayatın Gizliliği olmak üzere Kişilerin Temel Hak ve Özgürlüklerini Korumak ve Kişisel Verileri isleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir.

Kişisel Veri ister otomatik ister otomatik olmayan yollar ile işlensin, veri kayıt sistemin bir parçası olan gerçek kişilerin kişisel verilerini konu edinilmektedir. Bu bakımdan gerçek kişinin kişisel verisini işleyen ‘’kamu kuruluşları, özel kuruluşlar, tüzel kişilikler ve gerçek kişiler’’ ( veri sorumluları ) bu kanun usul ve esasları yerine getirmekle yükümlüdürler.

Veri sorumluları (Kamu kuruluşları, özel kuruluşlar, tüzel kişilikler ve gerçek kişiler) bu kanun usul ve esasları yerine getirirken bir süreç çalışması yapması gerekmektedir.

*Kaynak: Kvkk34.com




Ülkemin ve dünyanın geleceği tehlikede. Kısıtlı alanlarda tarım yapılıyor ve bu alanlar her geçen yıl daha da azalıyor 

Şimdi kalmış Trakyanın en verimli bölgelerinden birine dokuzhöyük köyüne termik santral yapılmak isteniyor.

Bölge halkı ve çiftçiler kesinlikle karşı ama soran olursa tabi...  

Lütfen bu topraklara ihanet etmeyelim ve geleceğimizi koruyalım.. vesselam. 

20 yıllık site 2017 yılında kapandı. Sebebi bilinmiyor.

Tarım ve hayvancılık konusu bence bu ülkenin can damarı konumunda öneme sahip ve ciddi şekilde ele alınması gereken unsurlardan biri.. 

Yukarıda daha önce belirttigim gibi tarim alanları azalıyor greenpeace in bir videosunda Türkiye'de 2001 ile 2018 arasında tarım alanları %12 azalmış ve 2018 de buğday ithalatı %32 artmış 

Bence tarımın desteklenmesi hususunda belediyelerin öncülüğünde açılacak üretici pazarları çiftçiyi doğrudan tüketici ile buluşturacak ve çiftçi güç kazanacak 

#ÇİFTÇİYİ KORU TARIMI KURTAR#

vesselam...

O zaman sahan da yumurta yapalım. kanımca bu işin tadı, pişerken domates ve yumurtanın iç içe geçmesi suretiyle damakta bırakacağı lezzeti maksimum düzeye çıkarmak olmalı.. vesselam

 Franchise bayilik usülü çalışan bir yer diye biliyorum. Fakat emin değilim.

ABD'de endeksler güne karışık seyirle başladı.

Açılışın ardından Dow Jones endeksi yüzde 0,04 kazançla 27.102,09 puan, S&P 500 endeksi yüzde 0,10 azalışla 3.036,51 puan ve Nasdaq endeksi yüzde 0,26 düşüşle 8.303,996 puan seviyelerinde seyrediyor.

Menemene çırpılmış yumurta dökülmez. En iyi menemen sarısı pişmemiş olandır.  

Efendim şöyle ki erdemliyolcu  nun dediği gibi hazırlanır. Yumurta safhasına gelince tavada yumurtanın gireceği kadar küçük çukurlar açılır. Yumurtalar bu çukurlara kırılır ve tavanın kapağı ve ocak kapatılır. 5 dakika sonra kapak kaldırılır.

Ekmek yumurtanın sarısına bandırılır. Afiyetle yenir.

En iyi melemen soğanlı ve yumurtası karıştırılmamış, sarısı pişmemiş olandır.