Tatava'da Bugün

XPS 15 Modelleri olağan üstü şık ve kaliteli olan kullanırken dokunmaya kıyamayacağınız alet.

Turkcell'in 2015 de çalışanlarına dağıttığı sonra da geri topladığı notebook modeli. ultra ince ve sağlam olmakla beraber materyal olarak 1nci sınıf malzemeden üretilmektedir.

XPS 13 Modellerinde kronik ekran sorunu olan DELL Notebook modeli, ekranda yukarıdan aşağıda doğru çizgiler çıkıyor:)

19 Milyar USD ye Microsoft tarafından satın alınmış mesajlaşma uygulaması. 50 çalışanı vardır

IBM'in 2005 de Çinli Lenovoya sattığı bilgisayar markası

IBM'in ( The International Business Machines Corporation ) 1992 de piyasaya sürdüğü notebook markası

Türkiye Süper Lig dahil, Avrupa liglerini bedava yayımlayan site..

Toprak Ateş Su ve Havadan meydana gelen, insanlarda bağımlılık yapan içecek

Dört elementin meydana getirdiği en güzel karışım...

Bolunun merkezine çok yakın, muhafazakar kesime hitap eden bence oldukça da lüx, temiz huzurlu termal kasaba. 

Narven Termal Kasaba; adını Anadolu'da bulunan karaağaçtan alan "Sağlık Kasabası" projesidir. 450.000 m2 alanda, 1200 m uzunlukta ve 400m genişlikteki büyük bir arazide yükselen Narven Termal Kasaba, adına uygun olarak doğal ile uyumlu bir şekilde projelendirilmiştir.  Narven Termal Kasaba

10 senedir bitmeyen devremülk projesi. Topladıkları aidatlar ile 1 tane daha devremülk yapılır.

Sıkıntı veren durumlarda çeneye estetik yaptırılabilir. (bir kaza sonucu şekli değişmiş, parçalanmış vb. gibi veya doğuştan normal bir çeneye benzemeyen çeneler gibi.)

Sadece güzel görünmek veya modaya uymak için çene estetiği yapmada dinen sakınca vardır. Caiz değildir. 

Seçimlerde seçmenin sandık başında ne yapması gerektiğini belirten bir özlü söz. bakınız : tatava yapma bas geç

2019 da moda olmuş çene estetik yöntemi. özellikle erkekleri terminatör gibi gösteriyor.  Operasyon takriben 10 15dk sürüyor. 

Bugun avrupa da saatler 1 saat geri alındı,  fakat Türkiye 3 yıldır bu uygulamaya son vermişti. Uygulama aynen devam ediyor. telefonlarınızın saatlerini 27.12.2019 23:59 da güncellemeyi unutmayın

 Tarımda Hem Üretici Sayısı Azalıyor Hem Üretim Alanı 

Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten az sayıda ülkeden biri olmakla övünen Türkiye’de tarımsal üretim giderek geriliyor. 

Geçen yıl Türkiye ekonomisi toplamda yüzde 2,6 büyürken aynı yıl tarım sektöründeki büyüme oranı yüzde 1,3’te kaldı. Yine TÜİK verilerine göre 2017 yılında Türkiye’nin genel büyüme oranı yüzde 7,4 iken tarım sektöründeki büyüme yüzde 4,7 oldu. 

Bu yetmezmiş gibi tarımdaki ithalat politikası üreticiyi ciddi şekilde endişelendiriyor. On yıllardır Türkiye’de hem tarım alanlarının azaldığını hem de tarımla uğraşanların sayısının düştüğünü söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2003 yılında 2 milyon 700 binden fazla çiftçi vardı. Şimdi bu rakam 2 milyon 200 binin altına düştü. 2002 yılında ekim alanları 26 milyon hektarın üstündeydi. 2018’de 23,2 milyon hektara geriledi. Sanırım bunun ne anlama geldiğini biliyoruz ama malesef gerekli tedbirleri hala almış değiliz..

Esasında nedenleri incelemek üzere yapılan araştırmalar da ortak netice, üreticinin üretmekten kaçmasının nedeni tarımdan para kazanamaması, piyasalardaki dengesizlik, hükümetin fiyatı artan ürünleri ithal etmesi çiftçiyi endişelendiriyor. Genç nüfus büyük şehirlerde temizlikçi, kurya veya garson olmayı köyde çiftçi olmaya tercih ediyor. Köyde kalan da tarla ve arazisini işlemek yerine kiraya vermeyi veya satmayı tercih ediyor... sorunların kökeninde tarımsal girdilerin ithal edilmesidir. yani mazot dışarıdan geliyor, yem dışarıdan geliyor, aynı şekilde gübre ithal ediliyor yani tamamen dışa bağımlı haldeyiz, hala bişeylerin nasıl iyi olmasını bekliyoruz ki.

Bir üreticimiz geçen yıl 100 lr ya aldığım ilacı bu sene 250 lr ya aldım, geçen yıl 85 lr ya aldığım gübreyi bu sene 240 lr ödedim diyor. ve bunun sonu nereye varacak merak ediyorum diyor, bir kaç sene daha böyle devam ederse bir çok arazimi satacağım diyor varsa yapabilecek gelsin yapsın diyor ve umutsuzluğunu dile getiriyor

Anlayacağınız üzere tarımda üretim bu şekliyle kesinlikle sürdürülebilir değil, tarımdaki bu olumsuz gidişin tersine çevrilebilmesi mümkün, öncelikle ithalat politikasından vazgeçilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi gerekir. yerli ve milli kaynakları gerçekten harekete geçirebilirsek istenen sonuçları almamamız mümkün değil. Mesela hayvancılıkta yem hammaddesi ithal etmek yerine yem bitkisi üretimini desteklersek netice mutlak üretici açısından müspet olacaktır. Böyle bir destek verilirse bunlar rahatlıkla iç piyasadan karşılanabilir... vesselam




Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, #BarışPınarıHarekatı’nın zaferle sonuçlanması için yarından (10 ekim 2019) itibaren harekat süresince sabah namazlarından önce bütün camilerde "Fetih Suresi" okunması ve dua edilmesi için 81 il müftülüğüne bir talimat gönderdi. link

Amerika kızarsa ne olacak. Okunan Fetih surelerine ne olacak.

Şaka mısınız siz. 


Özel Ermeni mezarlığıdır. İşletmesini Surp Agop Hastesi yapmaktadır. Mezarlığın 1560 yılları civarında Ermenilerin kullanımına sunulmuş ve o günden beridir varlığını sürdürmektedir.

Akla geldiği kadarı ile 90' larda IMF bize şeker, tütün ve memur sayılarımıza  karışıp kotalar falan uygulamamızı istiyordu. şeker pancarına uygulanan kotalar yüzünden üretim azaldı fiyatlar yükseldi ve ithalat attı dolayısı ile iç piyasanın şeker ihtiyacı daha pahallı bir seviyeye çıkınca daha uzun olan glikoz şekerlerine şeker şuruplarına hatta sonraları adına çin şurubu dedikleri ne idiü belirsiz ürünler iç payasamıza girdi ki bunların tamamı kanserojen. 

Ankaralı bir çiftçimizin dediği gibi kakında bunu tüketen bütün çocukarımız 10 yaşlarına gelmeden Allah korusun KANSER olacaklar.

 Malesef ülke yöneticilerimiz yine dünya gıda lobisinin güçlü firmalarına ve uluslararası kuruluşlara teslim olmuş durumdalar, yine bir dostumun dediği gibi boşuna büyük şehir hastaneleri yapmıyorlar 

Neden! o hastanelere MÜŞTERİ lazım olacak yani hasta garantisi verilerek yapılan koca binalar var adı hasta hane.. vesselam..

Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte var olan ve son döneme kadar hizmet vermeye devam eden Şeker Fabrikaları üretmeden tüketme ekonomisine geçtiğimiz son yıllar itibari ile elimizden bir bir değil beşer beşer çıkmaya başladı,bunun neticesi olan dışa bağımlı talepleri ekonomik olarak daha ne kadar göğüsleyebiliriz onu ciddi düşünmek irdelemek ve hatta becerebilirsek konuşmak lazım gelir diye düşünüyorum.

1171 172 173175 176