şifacı neler yazmış

Yazar takip için üye girişi yap. Bu yazarı 1 kişi takip ediyor

ABD'de salgın nedeniyle et üretim sektörü büyük darbe aldı. Fabrikalar ve tesisler çalışmadığı için onlarca hayvan üreticisi satamadığı hayvanları katletmeye başladı. Yüz binlerce hayvanın gaz verilerek veya vurularak öldürüldüğü öğrenildi.

ABD'de binlerce kişinin çalıştığı büyük ölçekli et üretim tesisleri, korona virüs salgını nedeniyle ya kapasitesini çok küçülttü ya da geçici olarak kapatıldı. 

Bazı tesislerde çok sayıda Covid-19 vakası tespit edilince kapanmalar yaygınlaştı. Ülke genelinde et üretiminin üçte bir kadar düştüğü tahmin ediliyor.

Et alabilecek ekonomik gücü olanlar dahi ete ulaşamıyor. Üretim ve dağıtımda ciddi sorunlar yaşanıyor. Birçok hızlı yemek zinciri ve süpermarkete talep ettikleri et ulaştırılamıyor.

Bu hayvanların öldürüldükten sonra nereye gömülecekleri de ayrı bir sorun olarak görülmekte..

ABD'nin Nevada eyaletinde 6.4 büyüklüğünde deprem oldu. 

Merkez üssü Tonopah'ın 57 kilometre kuzeybatısı olan depremin yerin 7,6 kilometre altında kaydedildiği bildirildi.

Depremin can veya mal kaybına neden olup olmadığı bilinmiyor.

yaa insanın hiç mi bişey yapası olmaz.. tembel kedi ye döndüm ya evde.. 

İngiltere başbakanı da aşının hiçbir zaman bulunamayabileceğini söyledi ve daha büyük dalgalar halinde salgının devam edebileceğinin mümkün olduğunu ve gevşemenin pahallıya patlayacağını belirtti.

Son bir gelişme okudum az önce, habere göre

31 ilde 16-17-18-19 Mayıs'ta 4 gün süreyle sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak 

Ayrıca bu sürede Adana, Diyarbakır, Mardin, Trabzon, Ordu, Denizli, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Tekirdağ'da şehirlere giriş çıkış sınırlamasının kaldırıldığı duyuruldu.

Haftalar sonra berbere gitme fırsatı yakaladım ve traşımı oldum.  Tabi bu arada berberler odası yeni fiyat tarifesi belirlemiş. taban yani en düşük saç traşı ücreti 40 tl olmuş.. daha iki ay önce 20 tl ye traş oldum.. şimdi yüzde yüz artmış durumda ama derdim o değil, bu odalar allah aşkına neye ve kime hizmet ediyor. tüm odalar topladıkları aidatlarla  neler yapıp ne elde ediyorlar.. üst sınırda fiyat sınırı yok yani biir berber müşterisine göre 500 tl'ye de traş yapabilir. ama alt sınırda 40 tl denmiş. demek ki bir asgari ücretlinin günlük yevmiyesi yaklaşık 100 tl yani 2.5 traş bir asgari ücret demek.

o zaman bir berber 3 kişiyi traş etse hadi 4 olsun aylık olarak bir asgari ücret kazanç eldi edilmiş olur geri kalanda 1.5 traşta maliyetlere ayrılsın.. ama benim bildiğim bir berber bazı günler ki geneli böyledir, en az 10 traş yapar.. 2'si maliyet olsa 8'i cebine girer ve 8 tarş 320 tl yapar ev ayda 25 gün çalışsa 8000 tl gelir elde etmiş olur. gayet iyi bir gelir ancak buna iktisat yaklaşımı ile piyasadaki toplam faydanın birilerinin eli ile belli grupların elinde toplanması anlamı taşır ki bu ortalam bir hane geliri için çok büyük bir soran teşkil etmezken ki bence sorundur ancak Türkiye nüfusunun yaklaşık %30 u olan düşük gelirli hane halkı için büyük bir sorun teşkil eder kaldı ki piyasa koşullarında bir ürünün fiyatı 2 ayda %100 veya %50 arttırılamaz, arttırılmamalı. fiyatı belirlerken hangi değişkenleri değerlendiriyor ve süreci ne kadar samimi yönetiyorsunuz. 

İnsanların cebine giren 3  5 kuruşa göz dikmeyin, Türkiyede açık söylemek gerekiyorsa bu tür meslek odaları çok gerekli olmakla beraber hiç bir toplumsal fayda üretemedikleri gerçeği de ortada.. bunca insanın emeğini sömürmek hiç bir şekilde temsil ettikleri düşünceyi yansıtmıyor ki bu odaların hemen hepsi sol görüşlü ve sözüm ona emek hassasiyeti olan oluşumlar..

Berber dostlarımızın emekleri şüphesiz çok kıymetli ama piyasa ve gelir durumlarını düşünerek fiyat politikası oluşturulmalı..

Alman istihbaratının Çin Devlet Başkanı'nın Dünya Sağlık Örgütü başkanından, korona virüsün insandan insana geçtiği bilgisini saklamasını ve pandemi açıklamasını geciktirmesini istediğini yazdı. 

Alman istihbaratı açıkladı, eğer bu iddia doğruysa Çin’in başı büyük dertte 

Korona virüs (Kovid-19) salgınını dünyaya geç haber vermek ve yeterince önlem almamakla suçlanan Çin'le ilgili şok bilgi

Çin, Dünya Sağlık Örgütü'nü (WHO) virüsün en üst düzeyde patlak vermesinden sonra küresel bir uyarıyı ertelemeye çağırdı. 21 Ocak'ta Çin devlet başkanı Şi Jinping, DSÖ başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında korona virüsün kişiden kişiye bulaşması hakkındaki bilgiyi gizlemesini ve bir pandemi uyarısını ertelemekten istedi.

Alman istihbaratı BND'ye göre, Çin'in bilgiyi saklama politikasının dünya'ya virüsle savaşmak için dört ila altı hafta kaybettirdiğini tahmin ediyor. ki bu binlerce ölü demek. ölenlerin ailesi DSÖ üzerinden çine dava açması ve Çinin bu bedeli ödemesi gerekir...

bu kadın iyi beslenmiyor ne yediriyorlar merak ediyorum.. bir süre (2 yıl kadar anca paklar) itikada çekilse belki aklı başına gelir.. 

Hurmanın beyin için en yararlı ürünlerden biri olduğunu okudum.. 

Bildiğim kadarıyla rabbim insanı yaratırken kur-an'da bir tabi geçiyor.. biz insanı bir miktar balçıkla var ettik balçığın bir kısmı ile de hurma ağacını...

Yani insan bedeninde bulunması gereken ve dışarıdan da alınamayan veya üretilemeyen bir çok mineral ve aminoasit hurmada mevcut

Dünya Sağlık Örgütü, bütün salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini sigarayla aynı düzeyde birinci kategoride kanserojen olarak ilan etti. 

Tabi bir maddenin kanser yapabilmesi için sürekli kullanılması önemli. yani sosis, salam ve sucuk gibi gıdalar her gün ve yoğun tüketiliyorsa çok tehlikeli. sigara gibi her gün ve her saat tüketilmediğinden insanlar tehlikeli görmeye bilir ancak başka kansorejen gıdalarla hesaplandığında asında her gün endüstriyel işlenmiş gıdalara maruz kalıyoruz dolayısı ile bu tür ürünler lütfen az tüketelim.. Her gün maruz kalındığında, bağışıklık sistemi buna yetişemiyor ve temizleyemiyor. 

Bu karantina sürecinde evde yetiştirebileceğimiz saksı bitkileri var onları edinmeye çalışalım..ekmeğimizi evde yapalım.. evde ekşi mayanızı da yapabilirsiniz, annem yaptı :)) ayrıca şeker ihtiyacını sadece, sınırlı olmakla birlikte bal, pekmez, kuru üzüm ve hurmadan almaya çalışalım.. bu arada hurma beyne en yararlı ürünlerden biri olduğu kanıtlandı..

Annesiyle Almanya'ya tedaviye gitmek için aylarca hukuk  mücadele veren kanser hastası Ahmet Burhan Ataç'ın durumu önceki gün ağırlaştı ve yoğun bakıma kaldırıldığı hastanede hayata gözlerini yumdu.

Yaşadığı onca şeye rağmen adaleti ve siyasetçileri utandırırcasına "Her şey için teşekkür ederim" dedi ve öldü. 

8 yaşındaki bir çocuğun sağlığı üzerinden sözüm ona annesiyle terör mücadelesi yapıldı.. yazıklar olsun.

Bir Beşiktaşlı olarak üzüntülü bir haber var. 

Tesislerde yapılan çalışmalarda bir personel ve bir futbolcumuzun covid-19 testi pozitif çıkmış. isimleri ile ilgili bilgi verilmedi. 

Camiamıza geçmiş olsun.. Ayrıca liglerin başlaması taraftarı da değilim ve doğru bulmuyorum.. 

Tüm dünya kitlendi aşıyı kim bulacak diye.. 

Son günlerde takip ettiğim kadarı ile 8-9 ülke çok ciddi çalışmalar yapmakta, Türkiye'de bu çalışmaları yapan ülkelerden ama muhtemelen biz bulsak Cumhurbaşkanı aşıyı bedava yardım diye dağıtır.. Türkiye susuzluktan kırılsa bir damla su vermeyecek ülkelere yardım yapar olmuşuz, kime sorarak yapıyorlar bu yardımı anlamıyorum.. 

Üç kuruş gelir elde edeceklerdi maske imalatını da yasakladı muhterem.. hemde bir çok tekstil atölyesi kapanmışken.. 

Hayat uzun bir yolculuk,

nereye gittiğin değil, kiminle gittiğin

nerede yaşadığın değil, kiminle yaşadığın

bu yolculuğu anlamlandıran...

Günümüzün en büyük hastalıklarından biri ve tedavi süreci çok zor ve ağır olmasından kaynaklı önceden tedbir almak ve hayatı daha kaliteli hale getirmek için rahmetli dayımında doktoru Erkan Topuz hocamın tavsiyelerinden bir yazı derledik.. mutlaka faydalanın ve uygulayın..


Devletler açısından bu günün mücadelesi halkı kanserden korumak olduğunu, tedavinin sonra geldiğini, söyleyen Prof. Topuz, "Yediğimiz gıdalar, kullandığımız eşyalar kanser olmamıza neden oluyor.  Etrafımız hastalık yapıcılarla dolu. Kanser de dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama kendimizi korursak bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer" dedi.

BU İŞİN BİRDE EKONOMİK MALİYET BOYUTU VAR.

Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zararın milyarlarca dolar olduğunu vurgulayan Prof. Topuz, "Anlattıklarımı uygulayıp sağlığınızı korursanız, Türkiye'nin ekonomisine de katkı koyarsınız" dedi.

İşte Prof. Dr. Erkan Topuz, Evde, sokak ayakkabılarıyla dolaşılmamalı

Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliyiz. 

Çünkü dışarıda giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs) 

En tehlikeli yer: Halı

Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Deterjan yerine sirkeli su ile silin. 

Deterjan kullanırken muhakkak eldiven giyilmeli. Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir.

Bulaşık makinesinde kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız makineden çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin. 


Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu yıkarken hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçınınız. 

Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni alındığında en az 2 kere kaynatılmalı. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor. 

Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir. 

Her bir renkte bir şeyler var.

Gökkuşağının 7 rengi, nerde bulunuyorsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli.

Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli

Hamileler özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması lazım. 

Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyoruz. Bağışıklık sistemimizi bozuyor. 

Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı. Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar. 

Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri. Televizyondan çok uzak duralım.

Çocuklara haftada iki kez balık çorbası ama içine zerdeçal koymak suretiyle yedirelim.

Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli

Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az miktarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. 

Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı,

onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir. 

Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükür. 

Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli. Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır. 

Çocukları, üç beyazdan; un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı mümkünse kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir. 

Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır. 

En faydalı gıdalardan birisi ceviz, Daha sonra fındık ve bademdir. Fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz. 

Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.

Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz.

Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.

Plastik her yerde zehir. 

Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. 

Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli

Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve mide kanserinden korunmuş oluyorsunuz. 

Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Kaplar çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın. 

Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyor. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Boyalarda da kanserojen etkisi vardır.

Ayrıca Dünya üzerinde kanser vakalarının en az olduğu coğrafyaları incelediğinizde çok hareketli insanların kansere yakalanma oranlarının ne kadar az olduğunu göreceksiniz.. bugün hepimizin tükettiği gıdalar bugünün şartlarında yetiştirilen endüstriyel gıdalardır, mevsiminde bile olsa bu gıdaları tüketiyoruz dolayısı ile bedenimizi garantiye almak adına çokça hareketli olmamız ve bol bol egzersiz yapmamız gerekli..

Daha önceki yazılarımda kanserden koruyan gıdalara ilişkin bilgiler vermiştim, onları da dikkate alabilirsiniz. 

unutmayın herkes kendi bedeninin doktorudur..

ABD'li yatırım şirketi JP Morgan BİM'de 76 milyon değerinde hisse aldı.. yerli ve milli diye övündükleri bir çok şey 3  5 sene içinde yabancıların olacak.. çünkü hedefleri 2023.. 

Çin markasıymış açıklamaya bile gerek yok.. hiç almayın.. 

200 milyar TL toplandı denildi nerede bu paralar.. millet kirasını faturalarını ödeyemiyor..

Devletimiz güzel bir işe imza atmış ve açıkçası hem çok sevindim hemde azcık gururlandım..

Avrupa'nın sözde en yaşanılır ilkelerinden biri olan İsveç'te malmö şehrinde yaşayan Türk ailenin babası yani  Emrullah Gülüşken bugün Türkiye'ye getirildi.. dün haberini internette duymuştum kızı paylaşımda bulunmuştu demekki dün bakanlık ve oradaki konsolosluk irtibata geçmiş ki  bugün sabah sağlık bakanlığının ambulans uçağı gitmiş aileyi üç çocuğuyla beraber alıp gelmişler.. çok sevindim ve bir zaman gitmek istemiştim isveç'e ama nasıl bir memleket olduğunu görmüş olduk.. 

Rabbim yardımcıları olsun.. ve şifa versin inş. 

Kan grubunuzu biliyor musunuz? 

Kan grubunuzu bilmek sağlığınızı geliştirmenize, hatta bazı durumlarda hayatınızı kurtarmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, sizinle ilgili pek çok şey de söyleyebilir! On yıllardır kan gruplarını inceleyen Japon araştırmacılar, insanların karakter özellikleri ile kan grupları arasında şaşırtıcı bir bağlantı olduğunu belirtiyorlar.

Japon uzmanlara göre; 

--Kanı 0 grubu olan insanların, açık fikirli ve sezgileri güçlü kişiler olduğunu belirtiyor. Bu bireyler sıcakkanlı insanlardır ve neredeyse tüm sohbetlerin odağı haline gelebilirler.

--Kanı A grubu olan insanlarlar yaratıcılık ve sorumluluk sahibi kişilik özellikleri arasında bir bağlantı olduğunu bildirdi. Akıllı ve tuttuğunu koparan bu bireyler ne istediklerini iyi bilirler ve bu uğurda gerekenleri yaparlar! 

--Kanı B grubu olan insanlar özellikle etkileyici buluyorlar. Bu kan grubuna sahip bireylerdenseniz son derecede yaratıcı, eğlenceli ve tutkulusunuz. İçinizde saklı gerçek bir güce sahipsiniz ve sınır tanımayan bir enerjiniz var.

 Kanı AB grubu olan insanlar akılcıdır ve her şeyi kontrol altında tutma eğilimleri vardır. Bu, bağıra çağıra bir sürü emirler yağdıran bir kişilik tipi gibi birşey değildir; onlar başkalarına bağımlı olmayı sevmezler. Bu kişiler kaderlerini kendi belirlerler ve güçlü iradeleri, bu yolda onların en iyi yardımcılarıdır.

 

Gündemden bir konu paylaşılmış, bir art niyet yok ama hayal kurmadan da yaşanmıyor malum.. yani sözü edilen rakamın yarısı bile başarılsa fena olmaz..

Bugünün konusu Alzheimer olsun, Alzheimera  Yakalanmamak İçin İlaçlar hastalığın belirtilerini azaltır ama kesin bir tedavi yöntemi hala bulunamadı. Alzheimer  yakalanmak istemiyorsanız derhal terketmeniz gereken 9 çok önemli öneri var, ve bunları uygulamak yakalanma riskinizi büyük oranda azaltıyor.. Başlayalım..

1) Sigarayı bırakın

2) B12 vitaminini daha fazla tüketin (B12 vitamini yumurtada, ette, balıkta ve deniz mahsullerinde bolca bulunmakta)

3) Daha aktif olun ve düzenli spor yapın

4)  Daha fazla D vitamini alın ( D vitamini bağışıklık için olmazsa olmaz ve eksikliğinin Alzheimer’a yakalanma riskini %125 arttırdığı biliniyor. Olabildiğince güneş ışığı almaya çalışın. yine de eksikliği halinde D vitamini takviyesi alın)

5) Kahve için ( kahve beyninizi korur, Kahve bolca magnezyum içerir ve güçlü bir antioksidandır )

6) Başınızı koruyun ( Başınızı çok sert bir yere çarparsanız yani travmatik beyin yaralanması, Alzheimer’a neden oluyor)

7) Alkol tüketimi riskini arttırıyor. Tüketmeyin!

8) Beyin egzersizleri yapın ( en bilinen yöntemler bulmaca çözmek ve puzzle )

9) İyi dinlenin ( uyku beyin için çok önemlidir. )

Bu süreçte özellikle sokağa çıkma yasağının uygulandığı ülke ve şehirler de evlerde ekmek üretimi normal zamanların en az 10 katına çıktığı söyleniyor.. 

Özellikle İtalya'da bir çok kadın ve erkek evde ekmek yapımını öğrendi.. açıkçası bizim evde de bir kaç deneme yapıldı ve çook başarılı sonuçlar aldık.. 

Önümüzde ki çarşamba başlayacak yasak için eve ekmek almayı düşünmüyoruz.. hatta daha ilgincini paylaşayım, evde annemiz hamur işleri için kullanmak üzere ekşi maya üretti.. videolardan izleyerek öğrenmiş, ben ekmeğini yedim lavaş şeklinde ince yapıyoruz yemesi daha kolay ve lezzetli.. 

Sizin için kanserle en çok mücadele eden besinleri bir araya getirdim...

KETEN TOHUMU: Yapılan araştırmalar sonucunda meme ve prostat kanserinin gelişimini önlediğini kanıtlandı.

SİYAH ÜZÜM: Siyah üzümün çekirdeğinde bulunan resveratrol,  kan kanseri, akciğer, prostat, kolon ve pankreas gibi türlerde kanserli hücreleri yok edilmesini sağlar.

ZERDEÇAL: Zerdeçal, hemen hemen bütün kanser türlerinde hem koruyucu hem de iyileştirici etkisi bulunan bitkilerden biridir. İçerisinde doğada bulunan en güçlü anti-oksidanlardan biri olan kürkümini barındırıyor.

SARIMSAK: Sarımsağın düzenli tüketildiğinde gırtlak kanserini önlediği görülmüştür. Ayrıca sarımsağa aromasını veren 'alisin' maddesi dünyanın en güçlü anti-oksidanıdır.

TURP: Turp içerisinde birçok kanser türünün ortaya çıkmasını engelleyen aktif maddeler barındırıyor.

ZENCEFİL: Zencefil, özellikle uzak doğu ve güney Asya'da çok tüketilen ve her kanser türü ile mücadele etmede çok aktif bir besin, bu koruyucu etkisinin yanı sıra, kemoterapi sonrası kusmalara karşıda oldukça etkilidir.

Uzmanların sıklıkla önerdiği düşük kalorili bir besin olan yeşil soğanın 100 gramı 29 kcal kaloridir. Lif, protein, karbonhidrat, yağ, A ve C vitamini, potasyum, kalsiyum ve demir açısından zengindir. İşte yeşil soğanın faydaları;

1) Bağışıklık Sistemini Destekler; yeşil soğan bağışıklık sistemini destekleyen hücrelerin seviyesini ve aktivitesini arttırdığı gözlenmiştir. Bu durum bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek olarak vücutta hastalık ve enfeksiyonun oluşmasını önler.

Ayrıca yeşil soğanın her porsiyonunda konsantre bir doz C vitamini bulunur. Yapılan çalışmalarda C vitamini açısından zengin besinlerin vücudun savuma mekanizmasını güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Özellikle son günlerde corona virüs nedeni ile Bağışıklığın güçlü olması gerektiğinden tüketilmesi tavsiye ediliyor. 

2) Kanın Pıhtılaşmasına Yardımcı Olur; Kan pıhtılaşması yaşamımız için hayati önem taşır. Yaralandığımız zaman kanamanın durması için kanın pıhtılaşması gerekir. Kandaki trombositler ve plazmalar kanın pıhtılaşmasını sağlar. K vitamini kanın pıhtılaşmasında önemli bir role sahiptir. Yeşil soğan, adeta bir K vitamini deposudur. Öyle ki; yarım bardak yeşil soğan, günlük K vitamini ihtiyacının tamamını karşılayabilir.

3) Kalp Sağlığını Korur;Yapılan çalışmada soğan özütünün toplam kolesterol, kötü kolesterol ve trigliserit gibi birçok kalp hastalığı risk faktörlerini büyük oranda azalttığı ortaya konmuştur.

4) Kemikleri Güçlendirir;Yeşil soğan kalp hastalıkları riskini düşürmenin ve kan pıhtılaşmasını sağlamanın yanı sıra kemikleri de güçlendirir. K vitamini; kemiklerdeki kalsiyumu korumak ve kemik yoğunluğunu artırmak için gerekli olan proteinin üretimini sağlar ve böylelikle kemik yoğunluğunu iyileştirir.

5) Kanserli Hücrelerin Büyümesini Engeller;Yeşil soğanın en önemli faydaların biri kanserli hücrelerin büyümesini engellemesidir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada; kolon kanserli fareler bir süre yeşil soğan özütü ile beslendi. Çalışmanın sonucunda yeşil soğan özütünün tümörlerin büyümesini yavaşlattığı, enfeksiyonu azalttığı ve hepsinden önemlisi farelerin hayatta kalma oranını artırdığı kanıtlandı. Başka bir çalışmada ise; daha yüksek miktarda soğan tüketiminin prostat kanseri riskini yüzde 30 oranında düşürdüğü ortaya kondu.

Yeşil soğanın içeriğinde kanserle mücadelede önemli bir role sahip olan allisin adında bir bileşik bulunuyor.

6)Zayıflamaya Yardımcıdır; Besin değeri açısından zengin bir yiyecek olan yeşil soğanın kalorisi düşüktür. Yüksek lif oranına sahip olan yeşil soğan kabızlıkla mücadele eder. Günlük lif ihtiyacının neredeyse yüzde 10’unu karşılar. Bağırsak sağlığını korur ve zayıflamaya destek olur. Bunun yanı sıra yağ yakımına yardımcı olan protein seviyelerin arttığı ortaya konmuştur.

7) Sindirim Problemlerini Azaltır; Yeşil soğan kaynatılıp tüketildiğinde sindirim ve bağırsak problemlerini azaltır. Vücutta biriken toksinlerin idrar yolu ile atılmasını sağlar. Lif ve probiyotik açısından zengin bir besin olduğundan sindirimin daha iyi olmasına katkıda bulunur.

8) Doğal Bir Antienflamatuvardır; Doğal bir antienflamatuvar olan yeşil soğan vücutta iltihap oluşumunu önler. Ayrıca ürik asit sebebiyle kemik ve kaslarda biriken iltihaplı ödemin vücutta kolayca atılmasına yardımcı olur. Ödem oluşumunu engeller.

9)Astıma Karşı Etkilidir; Yeşil soğan astım krizlerine karşı doğal bir ilaçtır. Akciğerlerdeki iltihabın temizlenmesini sağlar. Balgam söktürücü etkisi vardır. Hastalık sırasında boğazın temizlenmesine katkıda bulunur. Boğazdan yemek borusuna kadar olan bölümdeki hücrelerin yenilenmesini sağlar. Bu bölümlerdeki kanser riskini azaltır.

10) Göz Sağlığını Korur; Yeşil soğan da göz sağlığı açısından en az havuç kadar etkili bir besindir. İçeriğindeki A vitamini sayesinde göz içerisindeki vitamin ve sıvı oranlarını dengeler.

11) Mide Duvarını Güçlendirir; Yeşil soğan mide duvarını güçlendirerek hastalıkların yaşamasını engeller. Ancak mide rahatsızlıkları olanların fazla miktarda yeşil soğan tüketmesi önerilmez.

12) Kan Şekeri Seviyesini Düşürür; Yeşil soğanı içeriğindeki bir madde olan kükürt krom, kan şekeri seviyesinin düşmesini sağlar. Kükürtlü bileşikler, vücudun insülin üretme yeteneğini artırmaya katkıda bulunur. Böylelikle kanın şeker oranı kontrol edilir ve glikoz toleransı gelişir. Ancak yine de diyabet hastalarının kontrollü bir şekilde yeşil soğan tüketmesi önerilir.

13 4 5 6 7